Şişli’de yaşanan trajik olay, TAŞYAPI hafriyat kamyonunun bir can daha almasıyla sarsıldı. Detaylar için haberimize göz atın.
İstanbul’un Şişli ilçesinde, beklenmedik ve trajik bir olay meydana geldi. Taşyapı tarafından inşa edilen 72 katlı rezidans inşaatının hafriyat kamyonunun bir yayaya çarpması, hem vatandaşlar hem de inşaat süreci ile ilgili büyük bir tedirginlik yarattı. Olayın detaylarına baktığımızda, hafriyat kamyonunun arka tekerleğinin kadının bacağından geçtiği ve bu kazadan sonra kadının yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı anlaşılıyor. Olay anında çevrede bulunan vatandaşlar, sesin kaynağına yönelip hemen ambulans çağırmış olsa da, kazanın gerçekleşmiş olması yerine, yaşanan panik durumu ve sonrasında gelişen hadiseler dikkat çekiyor.
Olay yerinde bulunan insanların, kazanın görüntülerini kaydetmesi ve sosyal medyada paylaşma isteği, yaşanan üzücü anların izlerini belki de hafifletmeye çalışıyordu. Ancak polisin, bu görüntüleri zorla silme çabası, olayın daha da derinleşmesine neden oldu. Bu durum bir yandan, kamuoyundan gizlenmek istenen bir gerçek olduğunu düşündürürken, diğer yandan da olayın üzerindeki karanlık perdeyi daha da kalınlaştırdı. İnsanlar, yaşanan bu tür olayların ardında başka nedenler olabileceğini düşünerek kaygılarını dile getirmeye başladılar.
Özellikle bu olayın geçmişte yaşanan benzer kazalarla ilişkilendirilmesi, kamuoyunda ciddi bir tepkiye yol açtı. Daha önce Taşyapı’nın hafriyat kamyonları, bir başka kadının ölümüne sebep olmuştu. Bu tür kazaların tekrar etmesi, yalnızca bir kazadan ibaret olmadığı, şehirdeki yapılaşma ve yönetim süreçlerinin sorgulanmasına neden oldu. CHP Şişli İlçe Başkanı Caner Kartal’ın açıklamaları, yaşanan olayları bir “kent suçu” olarak nitelendirmesi ile bu durumu daha da özetliyor. Kartal, “Kent suçu tam anlamıyla budur: Deprem toplanma alanını betona boğmaktır” diyerek, bölgede uygulanan inşaat ve düzenlemelerin yanlış olduğunu ifade etti.
Aslında Şişli’de yaşanan bu tür olaylar daha geniş bir kentsel dönüşüm tartışmasını da yanında getiriyor. Merkez Mahallesi’nde bulunan arazinin rezerv alan olarak ilan edilmesi ve ardından yapılan itirazların sonrasında bakanlığın kararı iptal etmesi, kamuoyuna yansıyan bir belirsizlik ortamı yaratmış durumda. Yerel halk, “Şişli’nin rezidansa değil, deprem toplanma alanına ihtiyacı var” şeklindeki görüşleri ile bu konuda arzularını ve endişelerini dile getirmektedirler.
Sonuç olarak, inşaat faaliyetlerinin hızlanması ve yerine dönüştürme uygulamaları yapması beklenen bu arazi üzerindeki tartışmalar, kent yaşamının nasıl şekillendiğini ve halkın hangi tehlikelerle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Şişli Belediyesi’nin inşaatı durdurma kararı alması, ancak kayyum atanmasının ardından tekrar inşaat faaliyetlerinin hızlanması, şehir yönetiminde yaşanan sorunların ve toplum üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin organik bir sonucudur. Şişli halkı için en önemli mesele, kendi güvenlikleri ve yaşam standartlarıdır.
Yorum Yap