Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ile gerçekleştirdiği özel görüşmede önemli konuları masaya yatırdı. Ayrıntılar için tıklayın!
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ve diğer tutuklu partilileri ziyaret etmek amacıyla Silivri’de bulunan Marmara Ceza İnfaz Kurumu’na sabah saatlerinde geldi. Bu ziyaret yalnızca serbest bırakılması talep edilen kişilerle dayanışma göstermek değil, aynı zamanda Türkiye’deki mevcut siyasi iktidarın uygulamarına yönelik bir tepkiydi. Basın mensuplarına yaptığı açıklamalarda, Türkiye’de muhalefetin sesinin kısılmaya çalışıldığını vurguladı. Özel, bu durumun ve İmamoğlu’na yönelik suçlamaların, muhalefetin güçlü bir şekilde sahada var olmasını engellemeye yönelik bir strateji olduğuna dikkat çekti.
Özel, “Mesele muhalefetin sesini kısmaya yönelik” olarak nitelendirdiği bu durumu açıklarken, İstanbul seçimlerinin önemine de değindi. Seçimlerin ve muhalefetin gücünün belirlenmesi noktasında, kararın yalnızca iktidar sahiplerinin değil, İstanbul halkının elinde olduğunu vurguladı. Hali hazırda yürütülen baskı ve uygulamalara rağmen, muhalefetin sesi olarak kabul edilen platformların varlığının son derece kıymetli olduğunu ifade etti. Bu bağlamda, Tele1 gibi kanallara yönelik yapılan baskıları da gözler önüne serdi. Özel, “Mesele Tele1’in sesini kısmaya yönelik bir meseledir,” diyerek, muhalefetin seçeneklerinin azaltılmaya çalışıldığını belirtti.
Özgür Özel, yaptığı ziyaret sırasında Merdan Yanardağ ile önemli bir görüşme gerçekleştirdiğini ve burada yürütülen çirkin suçlamaların temelsiz olduğunu dile getirdi. Ekrem İmamoğlu’nun ve diğer tutukluların içeri alındığı durumu, bir yedekleme olarak adlandırdığı bir casusluk girişimiyle ilişkilendirerek, bunun gündem değiştirme çabası olduğunu savundu. Ayrıca, bu bağlamda, RTÜK eski Başkanı’nın Türkiye’deki muhalefetin sesini kısmaya yönelik adımlar atmaya çalıştığını ifade etti.
Özel, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Aziz İhsan Aktaş üzerinde yürütülen yargı süreçleri ve iftiraları da ele aldı. Yaşanan sürecin, hükümetin muhalefete karşı olan tutumunu gözler önüne serdiğini belirti. Aktaş hakkında yapılan suçlamaların gerçekte haksız yere iftiradan başka bir şey olmadığını, ayrıca bu tür operasyonların hangi siyasi amaçları gütmekte olduğunu sorguladı. Özel’in bahsettiği meseleler, muhalefet partilerinin ve bunların temsilcilerinin nasıl hedef alındığını açıkça gösteriyor.
Özgür Özel, “Casusluk” suçlamasıyla ilgili olarak, bu tür iddiaların kabul edilemeyeceğini ve bunların ardında yatan nedenler hakkında derinlemesine bir soruşturma gerektiğini vurguladı. Bu suçlamaların daha fazla zarar vermesi için, hükümete bağlı olan çeşitli organların ve kişilerinin hesap vermesi gerektiğine dikkat çekerek, aynı zamanda da geçmişte yaşanan bu tür uygulamaların tekrar ortaya çıkabileceğini ifade etti. Bu tür ciddi ithamların beraberinde getirdiği sorumlulukların ve sonuçlarının, tüm toplumu etkileyen büyük bir sorun olduğunu belirtti.
Özgür Özel, İstanbul konusunda da dikkat çekici bir çıkarımda bulundu; İstanbul seçimlerinin yenilenmesi gerektiğini vurguladı. “Hodri meydan! Hemen İstanbul seçimlerini yenileyelim!” diyerek, muhalefet partilerini cesur olmaya davet etti. İstanbulluların kimin tarafından yönetileceği konusunda son sözü söylemesi gerektiğine dair güçlü bir inanç taşıdığını ifade etti. Seçimlerin yenilenmesinin, mevcut siyasi yapı için bir dönüm noktası olabileceğini ve bunun partisi için de bir güven tazeleme fırsatı sunacağını belirtti.
Ayrıca, Kartalkaya Otel yangını konusundaki sorumluluktan bahsederken, bu olayların ardındaki yönetişim hatalarının ve siyasi sonuçların da hesaba katılması gerektiğini ifade etti. Turizm Bakanlığı’nın burada yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve yetkilerini doğru bir şekilde kullanmadığını belirtti. Yıkılan binaların ardından gelen olayların, daha fazla yaşam kaybını önlemek açısından önem taşıdığını ve gerçekleşen boşlukların asla affedilemeyeceğinin altını çizdi.
Özgür Özel’in tüm bu açıklamaları, Türkiye’nin mevcut siyasi iklimine dair endişelerle şekillenmiş bir duruş sergiliyor. Seçimlerin adil bir şekilde olabilmesi için, hukuksal süreçlerin halkın oyları ve iradesi doğrultusunda sonuçlanması gerektiğine, muhalefetin daha fazla sesini duyurabilmesi için hükümetin baskılarından arındırılması gerektiğine vurgu yaptı. Öngörülen bu yolda, halkın ve partilerin bir araya gelerek siyasi süreçlere katılımlarını artırmaları gerektiğini ifade ederek, gelecek için umutlarını yenileyen bir tavır aldı.
Yorum Yap