Milli sporcu Emre Yazgan’ın çığ faciasında hayatını kaybetmesiyle ilgili yöneticilerin ihmalleri ortaya çıktı. Adalet aranıyor!

Erzurum’un Palandöken Dağı Sultan Seki bölgesinde gerçekleşen ölümcül çığ felaketi, hem bölge halkını hem de spor camiasını derinden etkiledi. 21 Aralık 2024’te sabah saatlerinde meydana gelen olayda, 16 kişilik bir grup dağ yürüyüşüne çıktığı sırada aniden kopan kar kütlesinin altında kaldı. Ne yazık ki bu trajedide 18 yaşındaki Emre Yazgan hayatını kaybederken, 4 kişi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Olay sonrası Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından derhal kapsamlı bir soruşturma başlatıldı ve takipsizlikten uzak, ciddi bir iddianame hazırlandı.
Çığ faciasının meydana geldiği alan, Palandöken Dağı’nın kayak merkezi dışındaki Sultan Seki mevkisi olarak belirtiliyor. Olay yeri ve çevresi üzerinde yapılan ayrıntılı incelemeler sonucunda, çığın otel bölümünden yaklaşık 1 kilometre yukarıda ve dağ yamacının alt kısmındaki ormanlık alana doğru kayarak indiği, bu alanın sınırlarını belirten herhangi bir işaret ya da uyarıcı çitin bulunmadığı tespit edildi. Kaza esnasında bulunanların kurtarılması için yürütülen arama kurtarma çalışmaları sırasında bölgenin doğa şartlarının ne denli zor ve tehlikeli olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Bu kadar ciddi bir doğa faciasında ilgili mercilerin ve organizatörlerin önceden gerekli tedbirleri alması büyük önem taşıyor.
Olayın hukuki boyutuna bakıldığında, hazırlanan iddianamede özellikle kulüp yöneticisi G.Ş. ile sporculardan sorumlu antrenör B.M.’nin kusur durumları mercek altına alındı. Erzurum 5. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, yapılan incelemeler neticesinde her iki sanığın da gerekli önlemleri almaması ve sporcuların can güvenliğini sağlamada yetersiz kalması nedeniyle kazanın önlenebilir olduğu belirtiliyor. Kulüp yöneticisi G.Ş.’nin, kamp programı sayesinde bölgenin riskleri hakkında sporculara ve antrenörlere gerekli eğitimleri vermediği, dolayısıyla denetimi gerektiği şekilde yapmadığı ifade ediliyor. Bu ihmalkarlık, sporcuların tamamen kendi inisiyatiflerine bırakılmasına sebep olmuştur.
Antrenör B.M.’nin ise sorumluluğu altında olan sporcuları yeterince bilgilendirmeyip, özellikle bölgenin çığ ve heyelan gibi tehlikeleri konusunda bilinçlendirmediği vurgulanıyor. Antrenör olarak doğa yürüyüşleri ve eğitim ortamlarında daha önce aynı bölgeye gidilmesinin deneyim sağladığına rağmen, doğal afet risklerine karşı gerekli önlemleri almamak ve sporcuları kontrolsüz bırakmak ağır bir kusur olarak değerlendirilmiştir. Sporcuların can güvenliğinin hiçe sayılması, ihmalin boyutunu gözler önüne seriyor. Bu bağlamda hazırlanan iddianamede, genç sporcu Emre Yazgan’ın hiçbir kusuru olmadığı da özellikle belirtiliyor; çünkü olay anında doğa yürüyüşü ve antrenman faaliyetlerini antrenörün emir ve talimatları doğrultusunda yerine getiriyordu.
Adli tıp raporları ve bilirkişi incelemeleri, Emre Yazgan’ın çığın altında kalmasına bağlı mekanik asfiksi nedeniyle hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, kazanın bir iş kazası olarak değerlendirilmediği, çünkü taraflar arasında işveren-işçi ilişkisinin bulunmadığı savunuluyor. Bu noktada sorumluluk, kulüp yönetimi ve antrenörün ihmalkarlıkları nedeniyle taksirle ölüme sebebiyet verme kapsamında değerlendiriliyor.
Sanıklar hakkında hazırlanmış olan iddianamede 2 ila 6 yıl arasında değişen hapis cezaları talep edilmekte olup, bu süre içinde mahkeme süreci titizlikle yürütülecektir. Olaydan alınan dersler, gelecekte doğa sporları ve kamp faaliyetlerinin çok daha sıkı denetimlere tabi tutulması gerektiğini gösteriyor. Bu tür felaketlerin önlenmesi için, sadece bireysel önlemler değil, kurumsal sorumlulukların da çok net ve kesin bir şekilde uygulanması gereklidir.






















Yorum Yap