Kıbrıs seçimlerinde anketlerin yanıltıcı sonuçlarına dikkat çekiyoruz. AKP’nin büyük zaferi, alıştığımızdan çok daha fazlasını sunuyor!

Kıbrıs’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Tufan Erhürman’ın %62,80 gibi yüksek bir oy oranıyla galip gelmesi, sadece Kıbrıs’ın değil, Türkiye’nin de siyasi gündemini doğrudan etkileyen bir gelişme oldu. Ersin Tatar ise %35,77 oy alarak Erhürman’ın oldukça gerisinde kaldı. Bu sonuçların Türkiye’deki siyasi partiler arasında ciddi yankılar bulacağı öngörülüyordu ve nitekim öyle de oldu. Devlet Bahçeli’nin, “82 Kıbrıs” gibi tartışmalı bir ifadeyle sonuçları kabullenmek istememesi, bu seçimlerin siyasi yükünü ne denli artırdığının açık bir göstergesi. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan beklenen kamu desteği alamamış olması, iktidar kanadında bir rahatsızlık yarattı.
İktidarın Anketçisinden Tarihi Çuvallama
Bunun yanında, iktidara yakın olan kamuoyu araştırma şirketi GENAR’ın seçmen tercihlerine dair tahminleri de dikkat çekici bir şekilde yanılgıya düştü. Seçimlerden önce yaptığı araştırmada, Tatar’ın %49,12, Erhürman’ın ise %47,12 oranında oy alacağını öngörmüştü. Ancak, seçim sonuçları Tatar’ın %35.77’de kalmasıyla bu tahminin %13,4 oranında yanıltıcı olduğunu ortaya koydu. Bu durum, kamuoyu araştırmaları konusunda güvenilirliğin sorgulanmasına sebep oldu ve iktidar yanlısı birçok çevrede şaşkınlıkla karşılandı.
Ekim Sonuçlarında AKP’yi Birinci Parti İlan Etti
Ayrıca, AK Parti ve CHP arasındaki seçim dinamikleri de ilgi çekici bir şekilde devam etmekte. Aktaş’ın, Yeni Şafak’ta yayımlanan Ekim ayı raporuna göre AK Parti %33.7, CHP ise %31.8 oranlarında oy alarak bir yarış içerisinde olduğu görülüyor. Diğer partilerin durumları ise aşağıdaki gibidir:
| Parti | Oy Oranı (%) |
|---|---|
| AKP | 33.7 |
| CHP | 31.8 |
| DEM | 9.4 |
| MHP | 8.4 |
| İYİ PARTİ | 4.5 |
| ZAFER | 3.7 |
| YRP | 2.8 |
| ANAHTAR | 2.1 |
| TİP | 1.3 |
| SAADET | 1.1 |
| DİĞER | 1.2 |
Aktaş, bu tablonun altında yatan nedenleri inceleyerek, AK Parti ve CHP’nin farklılaşan siyasi dillerinin etkisine değinmiştir. AK Parti’nin siyasi söylemi, çoğunlukla dış politika ve hükümetin icraatları üzerinden topluma yansımaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uluslararası arenada oynadığı aktif rol, iç politikada da belirleyici bir hale gelmişken, bu durum Türkiye’nin dış politikadaki etkisini artırıyor. “One Minute” olayından başlayarak, Ukrayna-Rusya barış görüşmelerindeki etkinliğine kadar zamanla pekişen bir liderlik rolü, Türkiye siyaseti açısından alışık olunan bir durum haline gelmiştir. Ancak günümüzde, başka hiçbir liderin bu ölçüde bir etki yaratabildiği söylenemez.
Öte yandan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin mevcut durumuyla ilgili eleştiriler de dikkate değerdir. Son dönemdeler, özellikle miting yapma faaliyetlerine yönelmiş olmaları, partinin enerjisini başka sorunlardan uzaklaştırdığını göstermektedir. İmamoğlu’nun yolsuzluk davalarına odaklanmak, CHP’nin siyasi gündeminden daha geniş konuların atılmasına sebep olmuştur. Ekonomi, dış politika, kalkınma ve eğitim gibi kritik meseleler, partinin gündeminde ikincil hale gelmiştir. Mitingler motivasyon sağlasa da, bu durum partiyi gerçeklikten uzaklaştırmaktadır.
Sonuç olarak, Kıbrıs’taki seçim sonuçları, yalnızca Kıbrıs değil, Türkiye için de önemli bir dönüm noktasıdır. Seçim sonuçlarının yarattığı dalgalar, siyasi stratejilerin yeniden gözden geçirilmesine ve kavramsal değişimlere yol açacaktır.






















Yorum Yap