İstanbul’un ağır temposundan uzaklaşarak Kırıkkale’deki köyünde küçükbaş hayvancılığına başlayan Mehmet Özmen, kent geriliminden sıyrılıp tabiatla iç içe hayatın kendisine büyük bir huzur ve özgürlük kattığını söyledi.
İstanbul’un kalabalığından ve gerilimli ömründen uzaklaşan Mehmet Özmen (40), 3 yıl evvel Kırıkkale’nin Delice ilçesine bağlı Çerikli beldesinin Tatlıcak köyüne yerleşerek küçükbaş hayvancılığa başladı. Yıllarca medya dalında bulunan Özmen, köy hayatının kendisine farklı bir dünya sunduğunu söyledi.
İstanbul’da iki yaşından beri yaşadığını belirten Özmen yaptığı açıklamada, ağır iş temposu ve trafik nedeniyle kendine vakit ayıramadığını, Anadolu Yakası’nda oturup Avrupa Yakası’nda çalışmanın hayatını tükettiğini anlattı. Büyükşehirde kazandığı birikimle köyüne yatırım yapan Özmen, artık gününü tabiatla iç içe, hayvanlarının başında geçiriyor.
Özmen, “2 yaşından beri İstanbul’dayım, birçok iş yaptım. Medya bölümündeydim; lokal kanalım vardı, birebir vakitte radyoculuk yaptım. Köy hayatı inanılmaz hoş. Artık geliyorum, davarların yanına oturup saatlerce izliyorum. Sonra evimdeki işlerimi yapıyorum. Çobanıma da yardım ediyorum, kendi halimde yaşıyorum. İstanbul’daki kazançlarımla buraya yatırım yaptım. Burada çok memnunum, Allah herkese nasip etsin; sahiden hoş bir his. Domatesimi, biberimi, peynirimi, yoğurdumu kendi imkânlarımla yapıyorum. Her şeyi doğal ve organik tüketiyorum” dedi.
“KÖY HAYATI İNANILMAZ HOŞ; HERKESE TAVSİYE EDİYORUM”
Güne sabah 05.00’te başlayan Özmen, pak hava, sessizlik ve doğallığın hayatında nasıl bir değişim oluşturduğunu şu sözlerle anlattı: “Şimdi davarların yanına gidip saatlerce izliyorum. Sonra konut işlerimi yapıyorum, çobanıma yardım ediyorum. Domatesimi, biberimi, peynirimi, yoğurdumu kendim üretiyorum. Her şey organik. İstanbul’da yaşamak çok güç. Meskenim Anadolu Yakası’nda, işyerim Avrupa Yakası’ndaydı; gün bitiyordu, şirkette de kendime vakit ayıramıyordum. Buraya geldim, burada trafik yok; 5 kilometrelik yolu 5 dakikada gidiyorum. Köy hayatı inanılmaz hoş; herkese tavsiye ediyorum. Burada çok memnunum. Atla sürünün yanına gidiyorum, keyif alıyorum. Eşeğim de var, köpeklerim de var. Olağanüstü bir his. Buradaki memnunluğu hiçbir şeye değişmem.”
Köydeki hayatının yalnızca huzur değil, tıpkı vakitte kendisini geliştirdiğini de vurgulayan Özmen, hayvancılığı vakitle öğrenerek hayvanların hastalıklarını, yürüyüşlerini ve davranışlarını çözecek düzeye geldiğini lisana getirdi. Özmen, “Eskiden hiçbir şey bilmezdim. Artık sürüye baktığımda ne olduğunu anlıyorum. Hepsi hamile, önümüzdeki ay doğumlar başlıyor. Atım, eşeğim, köpeklerim var. Sürünün yanına gittiğimde tarifsiz bir huzur duyuyorum” dedi.
Özmen, köy hayatının kendisine tekrar nefes aldırdığını, insanın tabiatla buluştuğunda ruhen yenilendiğini belirterek büyükşehirde yaşayanlara da fırsat bulmaları halinde köy ömrünü tavsiye etti.
Yorum Yap