İBB’deki yolsuzlukta sıcak gelişme! 4 yeni gözaltı kararı, soruşturmayı derinleştiriyor. Detaylar için hemen keşfedin!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) geliştirdiği “İstanbul Senin” uygulaması üzerinden gerçekleştirilen veri güvenliği ihlali iddiası çerçevesinde yürütülen soruşturma, kamuoyunun ve ilgili kurumların dikkatini üzerine çekmeye devam ediyor. Soruşturmanın merkezinde, uygulamanın 4,7 milyon kullanıcısının kişisel verilerinin ve konum bilgilerinin yasa dışı yollarla iki farklı ülkeye sızdırıldığı yönündeki iddialar yer alıyor. Bu ihlal, yalnızca bireylerin gizlilik haklarına zarar vermekle kalmamış, aynı zamanda ulusal güvenlik açısından da ciddi tehditler oluşturmuştur.
Bu kapsamda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yürüttüğü titiz çalışmalar sonucunda, “İstanbul Senin” uygulamasının yanı sıra, uygulama bünyesinde kullanılan “İBB Hanem” isimli alt uygulamada yer alan 11 milyon vatandaşın sandık verilerinin yasa dışı olarak işlem görüp, program dışına aktarılması iddialarını da değerlendirmeye almıştır. Soruşturma derinleştikçe, veri ihlalinin organizasyonunun ve sorumlularının daha geniş bir çerçevede tespit edildiği görülmüştür. Bu siber suç dosyası, yalnızca teknolojik bir problem değil, aynı zamanda büyük ölçekli bir örgütlü suç olayını da beraberinde getirmiştir.
İddialar doğrultusunda, savcılık, söz konusu veri hırsızlığı ve sızdırılması olayında, verilerin sadece yurtiçinde değil, yurt dışına da yasa dışı yollardan aktarıldığını ortaya koymuştur. Bu verilere, konum bilgileri ve sandık sonuçları da dahil olmak üzere, farklı kategorilerde çok sayıda kişisel bilgi dahildir. Verilerin “darkweb” olarak bilinen karanlık internette satışa çıkarılması, durumun ciddiyetini daha da artırmış ve uluslararası düzeyde soruşturma koordinasyonunu zorunlu hale getirmiştir.
Soruşturma süreçlerinde elde edilen bilgiler ışığında, söz konusu uygulamanın yönetiminde bulunan ve İBB bünyesindeki çeşitli şirketlerde üst düzey yöneticilik yapan şahısların da bu yasa dışı eylemlere karıştığı tespit edilmiştir. Bu kişilerden dördü hakkında yeni gözaltı kararları çıkarılmış olup, bunlardan ikisinin Akıllı Şehircilik Daire Başkanlığı’nda, diğer ikisinin ise İletişim Koordinasyon Merkezi’nde görev yaptığı belirlenmiştir. Şüphelilerin yakalanması için çalışmalar devam etmekle birlikte, savcılık tarafından bu kişilere yönelik “kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma” ve “suç örgütüne üye olmak” suçlamaları yöneltilmiştir.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın başlangıcında yaptığı açıklamada, Ekrem İmamoğlu’nun liderliğini yaptığı iddia edilen bir çıkar amaçlı suç örgütünün faaliyetlerinin kapsamlı şekilde incelendiğini belirtmiştir. Açıklamada, örgütün hem elektronik hem de fiziksel ortamda geniş çaplı bir veri suistimali gerçekleştirdiği ve bu verileri yasa dışı yollarla yurt dışına sızdırdığı vurgulanmıştır.
Soruşturmanın derinleşmesiyle birlikte, aralarında yüksek dereceli yetkililerin ve şirket yöneticilerinin bulunduğu toplam 15 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmiş ve bu kişilerden 6’sı tutuklanmıştır. Diğerleri ise adli kontrol tedbirleriyle serbest bırakılırken, firari olan bazı şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmalar halen sürmektedir.
Bu gelişmeler sadece bireylerin kişisel bilgi güvenliği açısından değil, aynı zamanda demokratik sistemlerin işleyişi açısından da büyük önem taşımaktadır. Sandık verilerinin yasa dışı yollarla ele geçirilmesi durumunun Türkiye’deki seçim süreçlerine zarar verme potansiyeli, kamu vicdanında büyük bir endişe yaratmaktadır.
Soruşturmanın devamında yetkililer, tüm ilgili kişi ve kurumların iş birliğiyle, veri güvenliği standartlarının artırılması ve benzeri ihlallerin önlenmesi amacıyla kapsamlı güvenlik politikalarının hayata geçirilmesini öncelikli hedefler arasına almıştır. Bu bağlamda, İBB’nin uygulamalarında ve veri yönetim süreçlerinde daha sıkı denetim mekanizmalarının kurulması gerekliliği gündemde kalmaya devam edecektir.
Sonuç olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yönetimindeki “İstanbul Senin” uygulaması ve ilgili alt uygulamalarda gerçekleştiği iddia edilen kişisel veri ihlalleri, ülkemizin dijital güvenlik politikaları ve vatandaş haklarının korunması açısından kritik bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Hadisenin tüm boyutlarıyla soruşturulması, sorumluların hak ettiği şekilde cezalandırılması ve bayi olarak veri güvenliğinin ve şeffaflığın artırılması, Türkiye’nin demokratik yapısının korunması için elzemdir.






















Yorum Yap