Hataylı hak sahipleri, bakanlığa sesleniyor: bu alan bir AVM inşaatı değil, haklarımızın yaşandığı bir yer! Hakkımızı savunuyoruz!

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri, Hatay’da büyük bir yıkımın ve mağduriyetin yaşanmasına sebep oldu. Depremin hemen ardından, kentte binlerce yeni ev ve iş yerinin inşaatına başlanmış olsa da, bu süreçte yaşanan belirsizlikler ve hak sahiplerinin tepkileri, durumu daha da zorlaştırıyor. Şu anda, Hatay’ın farklı bölgelerinde rezerv alan ve yerinde dönüşüm gibi projeler uygulanıyor; fakat bu projelerin nasıl hayata geçirileceği konusunda hem vatandaşlar hem de yetkililer arasında ciddi bir muhalefet söz konusu.
Özellikle, deprem öncesinde konut veya iş yeri olan parsellerin yeni imar planlamalarında yeşil alan, AVM veya sosyal donatı alanı gibi farklı kullanımlara ayrılması, hak sahipleri arasında bir belirsizlik yaratıyor. Antakya ilçesi Ürgen Paşa Mahallesi’nde, deprem öncesi bina bulunan parselde inşa edilen yapının AVM olduğu iddiaları, hak sahiplerinden gelen tepkileri daha da artırıyor. Depremde çocuklarını kaybeden Kıymet Yüksel ve hak sahibi Gönül Polatutku gibi isimler, bu inşaatın durdurulmasını ve haklarının teslim edilmesini talep ediyor. Kıymet Yüksel, yaptığı açıklamada, “Ben sizinle görüşmek istiyorum, Murat Kurum. Lütfen beni bulun. Lütfen sizinle konuşmak istiyorum…” diyerek, yaşadığı derin acıyı ve kayıplarının kendisinde yarattığı travmayı dile getiriyor.
Bakanlık yetkililerinin yaptığı açıklamalar, bu durumu yeterince açıklamaktan uzak kalıyor. Yüksel’in “alt katlarda dükkân, üst katlarda daire” açıklamasına karşı çıkması, toplumda sosyal adaletin sağlanmaması konusunda artan huzursuzluğu da gözler önüne seriyor. Yüksel, “Gözümle gördüğüme mi inanmalıyım, yoksa sizin açıklamanıza mı?” diyerek, güven eksikliğini ifade ediyor. Bu inşaatın gerçekte bir AVM olduğunu belirten işçiler, yaşanan belirsizliği ve çaresizliği daha da artırıyor. Yüksel, açıklamaların arkasında değil, bizzat yetkililerle yüz yüze görüşmek istediğini vurguluyor. “Bana cevap verin,” diyerek, kendisiyle görüşülmesini talep ediyor.
Diğer hak sahiplerinden Gönül Polatutku da durumu özetlemekte: “Niye bize böyle bir yaptılar? Haksızlık yaptılar bize.” Bu sözleri, onların yaşadığı derin mağduriyeti ve haksızlık hissini yansıtıyor. Polatutku, inşaatın tamamlanmış olduğunu ve kendilerine haber verilmeden ilerlediğini belirtirken, “Hani işte üstüne ev yapacak altın dükkân, eyvallah başımız üstüne ama böyle bir şey bize demediler,” diyerek sürecin ne kadar yıkıcı olduğunu vurguluyor.
Sonuç olarak, Hatay’da deprem sonrası inşaat faaliyetleri sürerken, hak sahiplerinin yaşadığı belirsizlik ve haksızlıklar, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir soruna dönüşmektedir. Bu sürecin, adaletli bir şekilde yürütülmesi ve hak sahiplerinin gerçek taleplerine saygı gösterilmesi, sorunun çözümü açısından kritik önem taşımaktadır. Tüm bu yaşananlar, yeniden inşa sürecinin ne kadar hassas ve zor olduğunu, insanların sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da ne denli büyük hasarlar yaşadığını gözler önüne sermektedir.






















Yorum Yap