Güllünün kızı, cinayetle ilgili şok edici itiraflarda bulundu. Detaylar ve gelişmeler için hemen tıklayın!

26 Eylül gecesi Yalova’daki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybeden Güllü, Türk müzik dünyasının önemli isimlerinden biriydi. Bu trajik olayın ardından başlatılan soruşturma, çeşitli iddialar ve açıklamalarla daha da karmaşık hale geldi. Ünlü şarkıcının sahne aldığı mekanın sahibi Ferdi Aydın, Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter hakkında çok ciddi ithamlarda bulunarak, onun annesini öldürdüğünü öne sürdü. Aydın’ın elindeki WhatsApp yazışmaları, bu iddiaların desteklenmesi açısından kritik bir rol oynadı. Bu yazışmalarda Tuğyan’ın, Bircan isimli arkadaşına “Nolur bir şey yap, bu kadın ölsün, senin çevren çok” dediği tespit edildi. Gülter, söz konusu mesajları kabul ederek, bu ifadelerin kavgalı oldukları bir dönemde yazıldığını ve temelde annesini öldürmediğini savundu. Ancak, durumun ciddiyeti ve içerdiği spekülasyonlar, toplumda büyük bir infial yarattı.

Tuğyan’ın, Bircan Dülger ile olan diyalogları ise olaya dair daha fazla detay sunuyor. Dülger, Tuğyan’ı 15 yıldır tanıdığını, ancak aralarındaki ilişkiyi etkileyen pek çok olumsuz durum olduğunu belirtti. “Tuğyan, annesiyle sık sık çatışma yaşıyordu ze’ve özellikle bir olayda, annesini mutfak önlüğüyle bağlayıp ‘Ben bu kadını öldüreceğim’ dediği anısını paylaştı. Bu durum, Tuğyan’ın annesiyle olan ilişkisinin ne kadar sorunlu olduğunu gözler önüne seriyor. Ayrıca, Tuğyan’ın eski sevgilisi Sinan’ın da bu çatışmalarda rol oynadığı iddia ediliyor; Sinan’ın Tuğyan’ın annesine fiziksel şiddet uyguladığı ve bu nedenle aralarında kalıcı bir soğukluk oluştuğu bilgi verildi.
Olayın derinliği arttıkça, Tuğyan’ın o dönemdeki ruh hali ve sosyal çevresine dair daha fazla bilgi ortaya çıkıyor. Şu anki sevgilisi Kervan ile olan ilişkisinin Güllü ile olan çatışmalarını körüklediği vurgulanıyor. Dülger, Tuğyan’ın Kervan’dan dolayı sürekli bir gerilim yaşadığını, sürekli kavgalar ettiğini ve bu durumun medyaya yansıması sonucunda Tuğyan’ın da başına bir şey gelme korkusu yaşadığını dile getiriyor. Olaydan dört gün önce Dülger’e, “Ölsün, gebersin, bu kadına artık bir şey olsun, yoruldum abla, ölmüyor” şeklinde mesaj attığı belirtiliyor. Bu gelişmeler, Tuğyan’ın ruh haline dair kaygı verici bir tablo sunuyor.

Bunların yanı sıra, Tuğyan’ın kaygıları ve pişmanlıkları da dikkat çekiyor. Güllü’nün cenazesinin ardından Tuğyan’a yöneltilen bir soruda, geçmişte söylediklerinden pişman olup olmadığı sorulunca, “İyi ki o zaman beni durdurmuştun, keşke bu defa da engel olabilseydin, ben yaptım ama çok pişmanım abla” gibi ifadeler kullandığı öğrenildi. Bu tür itiraflar, olayın derinliğini ve Tuğyan’ın içsel çatışmalarını gözler önüne seriyor.

Tuğyan’ın Güllü ile olan ilişkisi, annesini dövmekle tehdit etmek gibi ciddi durumları barındırıyordu. Dülger’in aktardığına göre, Tuğyan kendisini zor durumda hissediyor ve annesinden kurtulmak istiyordu. “Beni savcılıktan arıyorlar, televizyona mesajlar düşmüş, beni gözaltına alacaklar” gibi endişeli mesajlar, Tuğyan’ın içinde bulunduğu ruh halinin ne kadar çalkantılı olduğunu gösteriyor. Kendisiyle olan ilişkilerini ve bu süreçte yaşadığı psikolojik zorlukları dile getirmesi, diğer önemli bir boyut.
Bu trajik olay hakkında daha fazla bilgi edinmek için soruşturmanın devam etmesi gerektiği aşikâr. Hem kızı Tuğyan’ın hem de Ferdi Aydın gibi tanıkların ifadeleri, muhtemel bir cinayet soruşturması açısından kritik bir rol oynamakta. Güllü’nün hayatının kaybolması üzerine gelişen sürecin, hem ailesi hem de arkadaşları için nasıl bir travmaya dönüştüğünü unutmamak gerekiyor. Bu olay, sadece bir kaybı değil, aynı zamanda bir ailenin içindeki çatışmaları, sevgiyi, nefreti ve sonuçlarıyla birlikte getirebileceği pişmanlıkları da gözler önüne sermektedir.






















Yorum Yap