Gebze’de çöken bina şok etti! CİMER’e şikayet etmiş, yıkımı fare sesi sanmış. Detaylar için hemen keşfedin!
Gebze’de gerçekleşen ve geniş yankı uyandıran bina çöküşü faciası, sadece bölge değil, tüm Türkiye’nin yüreğini derinden burktu. Altında bir eczane bulunan 7 katlı binanın sabahın erken saatlerinde aniden yıkılması sonucunda, aynı aileden 4 kişi hayatını kaybetti; enkaz altında kalan diğer aile bireyleri için umutlar ise henüz tazeliğini koruyor. Olayın meydana geldiği Mevlana Mahallesi Issıkgöl Caddesi’nde yaşanan bu korkunç durum, aileyi, komşularını, yetkilileri ve ülkeyi yasa boğdu.
Binanın sabah saat 07.00 civarında çöküşü, önceden bilinmeyen nedenlerden kaynaklandı. Enkaz altında kalan aile üyeleri arasında yaşayan hayatlar ve umutlar, kurtarma ekiplerinin hızlı müdahalesine rağmen maalesef geri döndürülemedi. Yaşanan bu kederli hadisenin ardından kurtarma ve arama çalışmaları büyük bir titizlikle sürdürüldü. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen 628 arama kurtarma personeli ve toplamda 913 kişi, 161 aracın desteğiyle, 6 adet arama kurtarma köpeği ve gelişmiş sismik enkaz altı dinleme cihazları kullanılarak çalışmalar devam etti.
Arama kurtarma faaliyetleri günlerce aralıksız sürdürüldü ve ailesinden geriye kalan umut ışıklarıyla birlikte acı haberler peş peşe geldi. İlk olarak, 12 yaşındaki Muhammed Emir Bilir ve 14 yaşındaki kardeşi Nisa Bilir’in cansız bedenlerine ulaşılırken, 18 yaşındaki abla Dilara Bilir enkazdan sağ olarak çıkarıldı, ancak diğer aile fertleri için de kayıplar yaşandı. Özellikle 44 yaşındaki baba Levent Bilir’in ve eşinin cansız bedenlerine kurtarma çalışmalarının 19’uncu saatinde ulaşıldı. Bu detaylar, yaşanan olayın trajedisini daha da derinleştirirken, yakınlarının acısını kelimelerle anlatmak neredeyse imkânsız hale geldi.
Kurtarma çalışmalarının teknik boyutuna bakıldığında ise, olayın ciddiyeti ve zorluk derecesi gözler önüne serilmektedir. Sadece personel sayısı değil, kullanılan araç ve teknolojik ekipmanlar da bunun göstergesi oldu. 10 ayrı sismik cihazın kullanılması, geride kalanların kurtarılması için hassas çalışmalar yapıldığını kanıtlıyor. Bu süreç boyunca bölgedeki tüm ekipler koordinasyon içinde hareket ederek, enkaz altındaki canlılara ulaşmak için var güçleriyle çalıştılar.
Olay sonrası yapılan incelemeler ve bilirkişi raporları ise facianın nedenlerinin aydınlatılması için büyük önem taşıyor. Cumhuriyet savcıları, jeoloji ve inşaat mühendisleri, mimarlar ve jeofizik uzmanlarından oluşan heyet, binanın çökme sebebini araştırmak üzere alanda detaylı çalışmalar yürütmeye başladı. Bu kapsamda zeminin durumu, inşaat kalitesi ve dış etkenler titizlikle inceleniyor. Çünkü yaşanan bu elim kaza, sadece bir yapısal hata değil; altta yatan birçok faktörü ortaya çıkararak, benzer faciaların önüne geçilmesi adına önemli ışık tutacak.
Bu korkunç ve hüzün verici trajedinin öncesinde, binada çeşitli sorunların olduğu ve bu sorunlar nedeniyle ailenin daha önce CİMER’e şikayette bulunduğu ortaya çıktı. Metronun inşaat çalışmaları nedeniyle binada çatlakların giderek artmaya başladığını belirten komşular, bu durumun kapıların zor açılmasına ve genel yapısal sıkıntılara yol açtığını dile getirdi. Özellikle Sinan Tekin isimli bir vatandaş, dış kapının çekmecesi gibi işlevini yitirdiğini, metro çalışmaları başladıkça çatlakların derinleştiğini ayrıntılı şekilde aktardı. Buna rağmen alınan önlemlerin ve incelemelerin yetersiz kalması, trajedinin fitilini ateşledi.
Bir diğer önemli ve dokunaklı detay ise, aile fertlerinin, enkaz altındayken duyulan ilk seslerin farelerden kaynaklandığını düşünmeleri… Akşam saatlerinde başlayan gıcırtılar ve yıkılan eşya sesleri, ilk anda zararsız bir durum gibi algılandı ancak yarım saat aralıklarla devam eden bu sesler, sabah saatleri yaklaşırken şiddetlenerek dehşetin habercisi oldu. Evin içine düşen toprak parçaları ve artan gürültüler karşısında kaçış planı yapan aile, ne yazık ki bu uğursuz sonun önüne geçemedi.
Yaşanan bu yıkımın ötesinde, Levent Bilir’in hayat hikayesi ve geride kalan anıları ise büyük bir üzüntü yarattı. Kombi ustası olan Bilir’in, işini severek yapan, ailesi için çalışan bir baba ve eş olarak ne denli değerli olduğu, geride bırakılan video görüntüleriyle ortaya çıktı. İşini yaparken kaydedilmiş o anlar, onun yaşamının ve sorumluluklarının bir yansıması olarak hafızalarda ve kalplerde canlı tutuluyor. Bu, felaketin yarattığı yıkım kadar insan unsurunun değerini de gözler önüne serdi.
Gebze’deki bu elim olay, modern şehirleşme süreçlerinde altta yatan risklerin ne denli gerçek olduğunu hatırlatırken, büyük şehirlerde yürütülen altyapı ve inşaat çalışmalarının insan hayatını nasıl tehdit edebileceği hususunda toplumda da farkındalık yarattı. Her ne kadar teknik incelemeler devam etse de, kayıpların yasa büründüğü bu facia, herkes için önemli bir ders niteliğinde. Şimdi gereken, bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması ve sorumluların ortaya çıkarılmasıdır.
Yorum Yap