Erdoğan konvoyuna itiraz eden Eda Saraç’ın tutuklanma sürecini ve yaşadığı şok edici olayları ilk ağızdan keşfedin!

İstanbul’un kalbindeki Harbiye, 25 Ekim 2025 tarihindeki tiyatro oyunu ile önemli bir olayın merkezi haline geldi. Tiyatro sanatçısı Eda Saraç, beklenen bir performans için sahneye ulaşmaya çalışırken, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın programı doğrultusunda alınan güvenlik önlemleri nedeniyle büyük bir engelle karşılaştı. Bu durum, sadece bir insanın sanat sevgisini ve sahneye çıkma arzusunu değil; aynı zamanda toplumsal düzen ve güvenlik politikalarının sanat dünyasını ne denli etkileyebileceğini de gözler önüne serdi.
Eda Saraç, güvenlik bariyerlerini aşmaya çalışırken polisle tartıştı ve bu nedenle gözaltına alındı. Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde geçirilen bir gecenin ardından, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla 27 Ekim’de Çağlayan Adliyesi’ne sevk edildi. Mahkemede savcılık talebi doğrultusunda tutuklanmasına karar verildi. Bu olay, bir sanatçının ifade özgürlüğü ile güvenlik önlemleri arasındaki ince çizgiyi sorgulattı. Özgürlük arzusu ile otorite arasında süregelen çatışmanın bir örneği olarak değerlendirilebilir.
“POLİS ÜZERİME ATLADI, TEKME ATTI”
Eda Saraç, yaşadığı olayla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Saat 14.50 sıralarında Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ne gitmek üzere tiyatro oyununa gitmek istedim. Elimde biletim vardı, alanın kapalı olduğunu gördüm.” Bu ifadeler, sanatçının sadece kültürel bir etkinliğe katılma arzusunu değil; aynı zamanda polisin müdahalesinin ne denli aşırı olabileceğini de gözler önüne seriyor. Saraç, “Üzerlerinde siyah polar olan, polis olduklarını bilmediğim kişiler beni durdurdu. Kimliğimi ve biletimi gösterdim almadılar.” diyerek, sanatçının yaşadığı çaresizlik ve polis gücünün sertliğini dile getirmiştir.
Yaşananların ardından alternatif bir yol aramak için Ordu Evi’ne yöneldiğini belirten Saraç, “Alternatif yol olmayınca çıktım. Ardından kadın polisin koşarak geldiğini gördüm, üzerime atladı kahvem yere düştü. Yere düştüm, tekme attı, beni darp etti.” sözleriyle, bu tür durumların bir sanatçının yaşamında nasıl travmatik bir iz bırakabileceğini vurguladı. Özellikle, fiziksel şiddet ve gözaltındaki muamele, toplumdaki adalet anlayışını da sorgulatmaktadır. “Bacaklarımda ve vücudumda lezyonlar var. Ters kelepçe ile 40 dakika bekletildim. Sonra sevk edildim. Serbest bırakılmayı talep ediyorum.” diyerek, son derece öğretici bir deneyim yaşadığını ifade etti. Bu tür olaylar, sadece bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde de derin etkiler yaratmaktadır.






















Yorum Yap