Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’de teknoloji girişimlerine yapılan yatırımların katlanarak büyüdüğünü belirterek, “Türkiye’nin teknoparklarının sayısını 2’den 113’e yükselttik. Teknoparklarda faaliyet gösteren girişimlerin sayısını 56’dan 12 bine çıkardık. Bugün Türkiye 310 bin kişilik dev bir AR-GE insan kaynağı ordusuna sahip.” dedi.
Bakan Kacır, Bilişim Vadisi GO İstanbul Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin hangi köşesinde olsalar, hangi şehrini ziyaret etseler gündemlerinin değişmediğini, sanayi, teknoloji ve çokça da girişimcilik konuştuklarını söyledi.
Girişimciliğin Milli Teknoloji Hamlesi’nin en önemli unsuru olduğunu vurgulayan Kacır, “Dün Hakkari’deydik, Şırnak’taydık. Orada üniversitelerimizde kuracağımız milli teknoloji atölyelerinin yine şehirlerimizde inşa edeceğimiz bilim merkezlerinin müjdesini paylaştık. Şimdi İstanbul’dayız. Teknolojinin, girişimciliğinin kalbinin attığı şehirdeyiz. Avrupa’nın en önemli girişimcilik merkezlerinden birindeyiz. Bugün sabah saatlerinde bir teknopark açılışı gerçekleştirdik. Şimdi de İstanbul’un en büyük girişimcilik merkezlerinden birinin açılışı için birlikteyiz. Bu heyecanlı yolculukta sizlerle birlikte olmaktan da büyük mutluluk duyuyoruz.” diye konuştu.
Kacır, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu yolculuk Türkiye’nin tam bağımsızlık yolculuğu, Türkiye Yüzyılı’nı kendi ayaklarının üzerinde inşa etme yolculuğu, kritik teknolojileri kendi imkanlarıyla geliştirme, üretme, rekabetçi şekilde dünyaya sunabilme yolculuğu, girişimcilik ekosistemini büyütme ve kalkınma hikayesine yeni sayfalar ekleme yolculuğu. Biz bu yolculukta bugüne kadar hep beraber büyük işler başardık. Türkiye’nin teknoparklarının sayısını 2’den 113’e yükselttik. Teknoparklarda faaliyet gösteren girişimlerin sayısını 56’dan 12 bine çıkardık. Bugün Türkiye 310 bin kişilik dev bir AR-GE insan kaynağı ordusuna sahip ve artık Türkiye yüksek teknoloji, orta yüksek teknoloji üretiminde kurduğu bütün bu altyapıların neticelerini almaya başlayan bir ülke.”
“Bizler en önemli ödevimizin onların önünü açmak inancıyla hareket ettik”
Bakan Kacır, 2002’de 10 milyar dolar olan teknoloji seviyesi yüksek ürün ihracatının şimdi 108 milyar dolara eriştiğine dikkati çekerek, “Bu başarı hikayesi Türkiye’nin müteşebbisleri sayesinde bugünlere geldi ve bizler de en önemli ödevimizin, görevimizin onların önünü açmak, varsa önlerindeki engelleri kaldırmak olduğu inancıyla hareket ettik. Bugün attığımız bu adım da yine bu inancın, bu yaklaşımın bir neticesi, bir tezahürü aslında. Bilişim Vadisi Gebze’de devasa bir kampüse sahip. Tabii 113 teknoparkımız için de bizim için de Bilişim Vadisi’nin ayrı bir misyonu var. TÜBİTAK, Türk Patent, KOSGEB, TSE gibi Bakanlığımızın ilgili kurumlarının doğrudan paydaşı olduğu bir teknoparktan söz ediyoruz ve istiyoruz ki Bilişim Vadisi bu misyonunu tekno sisteme öncülük ederek, liderlik ederek icra etsin.” şeklinde konuştu.
Girişimciliği desteklemek için ekosistemin bütün bileşenlerini harekete geçirmek gerektiğini vurgulayan Kacır, şunları söyledi:
“Bunların bir unsuru şüphesiz ki finansman meselesi. Çünkü teknolojik girişimler çoğunlukla borçlanma enstrümanlarıyla büyüme imkanına sahip olmayan yapılar. Borçlanma enstrümanları dediğimizde çokça banka kredilerinden bahsediyoruz. Şu bir gerçek ki bankacılık sistemi, her ne kadar biz değişmesini, bölüşmesini arzu ediyor olsak da sadece Türkiye’de değil bütün dünyada teminat esaslı çalışan bir borçlanma mekanizması sunuyor, girişimlere, yatırımlara, iş insanlarına. Dolayısıyla girişimcilerimiz bankaların kapısını çalıp onlardan borç talep ettiklerinde, kredi talep ettiklerinde tabi olarak çoğunlukla o kredilerin karşılığında hangi teminatları sunacakları soruluyor ve teminat beklentisi de çoğunlukla ‘tapunuz var mı?’, ‘eviniz, arabanız var mı?’ gibi sorularla devam ediyor. Dolayısıyla geleneksel bankacılık borçlanma enstrümanları, kredi enstrümanları, teknoloji girişimlerinin büyümesi için en öncelikli unsurlar değil.”
Teknoloji girişimlerinin büyümesi için sermaye ortaklığı enstrümanlarının gelişmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Kacır, melek yatırımcılığın büyümesinin ve gelişmesinin de değerli olduğunu ancak asıl önemli olanın girişim sermayesi fonu mekanizmalarının güçlenmesi ve yaygınlaşması olduğunu dile getirdi.
Kacır, bu anlayışla son yıllarda girişim sermayesi fonlarını güçlendirecek çok sayıda iş yaptıklarına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bilişim Vadisi öncü bir teknopark olarak kendi girişim sermayesi fonunu kurdu, büyüttü. O fona daha sonra KOSGEB ve diğer paydaşlar da katıldılar. O fon aracılığıyla da çok sayıda teknoloji girişimine yatırım yapıldı. Biz bir düzenleme yaptık. Araştırma geliştirme ekosistemimizde bizim teşviklerimizden büyük ölçüde yararlanan, büyük ölçekli şirketlerin elde ettikleri teşviklerin bir kısmını kendilerinden daha küçük, daha girişimcilik yolculuğunun erken basamaklarında olan şirketlere yönlendirilmesini mecburi hale getirdik ve bu sayede çok sayıda yeni fonun kurulmasını, var olan girişim sermayesi fonlarının büyümesini sağladık çünkü artık büyük kurumsal şirketlerimiz her yıl girişim sermayesi fonlarına ya da doğrudan teknolojik girişimlerine daha fazla yatırım yapmak zorundalar. Sadece o düzenlememizle Türkiye’de 15 milyar liraya yakın kaynağı yeni teknolojik girişimlerine büyük şirketlerimiz tarafından aktarılmasını mümkün kılmış olduk.”
“Türkiye’de teknoloji girişimlerine yapılan yatırımlar katlanarak büyüdü”
Kamu kaynaklarıyla yeni nesil adımlar attıklarını ve girişim sermayesi fonları kurduklarını ifade eden Kacır, 4,6 milyar liralık kamu kaynağı ile 120 milyar liralık girişim sermayesi fonunu harekete geçirdiklerini ve o fonların yaptığı teknoloji girişimlerinin de toplam 160 milyar liralık bir yatırım hacmine eriştiğini söyledi.
Kacır, şunları kaydetti:
“Bütün bu adımlarımızın da etkisiyle tabii ki dünyada değişen dönüşen pek çok şeyin de tesiriyle Türkiye’de teknoloji girişimlerine yapılan yatırımlar katlanarak büyüdü. Ne kadar büyüdü? 2019 öncesinde yılda 80 milyon dolar düzeyindeyken ortalama yatırım büyüklüğü, 2020’den itibaren yıllık ortalama 1 milyar dolara geldi Türkiye’nin teknoloji girişimlerine yapılan yatırımların ölçeği. Bu bizim için çok kıymetli çünkü daha fazla gencimizin bu alana yönelmesini, daha fazla akademisyenimizin kendi girişimini kurma yoluna yönelmesini sağlıyor ve böylelikle ekosistemimiz, gelişiyor, büyüyor ve bizler adım adım 2030 hedeflerimize yaklaşıyoruz.”
2030 hedeflerinin 100 bin teknoloji girişiminin bu topraklarda doğması, büyümesi ve Türkiye’nin “unicorn”larının, “Turcorn”larının toplam değerinin 100 milyar doları aşması olduğunu vurgulayan Bakan Kacır, “Tabii bunun için bu altyapıları geliştirmek, büyütmek çok önemli. Türkiye’deki teknoparklardan bahsettim ama şu bir gerçek ki İstanbul’un bütün bu yolculukta çok özgün bir yeri var. 208 üniversitemizin 60’ı İstanbul’da ve 113 teknoparkımızın da 20’si İstanbul’da. Bu teknoparklar 3 bin 300’den fazla girişime ev sahipliği yapıyorlar. Biz yenilerini kurmak için var olanları geliştirmek için yeni adımlar atmayı sürdürüyoruz.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Bilişim Vadisi’ne bağlı olarak yeni bir teknopark ilan ettiklerine değinerek, “Dünyanın en büyük teknoloji girişimciliği merkezini inşa ediyoruz. Nerede? Atatürk Havalimanı Terminal Binalarında, Terminal İstanbul markasıyla. İnşallah önümüzdeki yıl ilk fazını tamamlayarak hizmete alacağımız Terminal İstanbul, Türkiye’nin teknolojik girişimciliği yolculuğunu yeni bir sıçramayla taçlandıracak ve Türkiye sadece Avrupa’nın değil dünyanın en önemli girişimcilik merkezlerinden biri olma yolunda çok büyük bir mesafe kat etmiş olacak.” şeklinde konuştu.
Vadi İstanbul Kampüsü’nün Bilişim Vadisi’nin merkez kampüsü dışındaki kampüslerinden biri olduğunu belirten Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:
“Arkadaşlarımız, ekiplerimiz, ilgili mimar arkadaşlarla da çok iyi bir çalışma ortaya koymuşlar ve gördüğüm kadarıyla son derece etkileyici, her girişimcinin yer almayı arzu edeceği bir merkezi buraya kazandırmışlar. Burada 1000’e yakın çalışanımız imkanlardan istifade edebilecek. En az 100 girişim burada eş zamanlı olarak faaliyetlerini sürdürebilecek. Bu şüphesiz İstanbul’un girişimcilik yolculuğuna, bizim Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğumuza inşallah çok kıymetli bir değer katacak.”
Yorum Yap