SEDEFED Başkanı Emine Erdem, iş dünyasının bir an evvel geleceği planlaması gerektiğini söylüyor: Belirsizlikler son bulmalı

Türkiye’de gerçek dal büyük bir imtihandan geçiyor. Yüksek enflasyon ve yüksek finansman maliyetleri yüzünden, yılların emeğiyle kurulan fabrikalar kapanıyor, istihdam düşüyor, şirketler ayakta kalma savaşı veriyor. Başka yandan, dünyada ismine “yaratıcı yıkım” denen büyük bir altüst oluş yaşanıyor. Buna hazırlanması gereken iş dünyası ise günlük hengamelerin ve belirsizliklerin kıskacında.

Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED), yüklü olarak Anadolu’da örgütlü 51 derneğin üye olduğu, 34 farklı bölümü bünyesinde barındıran bir federasyon. Bünyesinde TÜSİAD da var bayan dernekleri de. Yaklaşık yüzde 60 hizmet, yüzde 40 sanayi dalı temsil ediliyor. SEDEFED, dünyada sertleşen rekabette geride kalmamak için 6 Kasım’da bir “Rekabet Kongresi” düzenliyor. Lider Emine Fazilet, iktisattaki gelişmeleri ve kongreyi anlattı:

SEDEFED olarak Anadolu’da iş dünyasının nabzını yakından tutuyorsunuz. Üyelerinizin son periyottaki meseleleri neler?

Üyelerimizin büyük kısmı küçük ve orta ölçekli işletme (KOBİ). Esasen KOBİ’ler Türkiye iktisadının yüzde 99’unu oluşturuyor. Maliyetlerin yüksekliği ve finansa erişim zorluğu en değerli sorun. Enflasyon, finansman dertleri ve global dalgalanmalar bizi zorluyor. Elbette belirsizlik ve öngörülemezlik de değerli birer sorun. Doğal ki enflasyon artışı, iş dünyası için büyük bir imtihan. Yani işimiz kolay değil.

Dünyada da süratli bir dönüşüm var. Bu türlü bir ortamda bu dönüşümü üyeleriniz nasıl yorumluyor?

Evet, dünya da büyük bir dönüşüm içinde. Lakin Anadolu’daki işletmeler bu dönüşümün farkında. İhracatta karşılarına çıkan yeni regülasyonlara ahenk sağlamak zorundalar. Dijital altyapı eksikliği hâlâ bir sorun lakin farkındalık artıyor. Bugün yaşadığımız dönüşüm, geçmiştekilerden çok farklı. Dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve toplumsal dönüşüm artık rekabetin ana ögeleri.

ÜRETİMDEN VAZGEÇEMEYİZ

Ne yapılması gerekiyor?

Temkinli lakin fırsatları gözeten bir yaklaşım içindeyiz. Üretimden vazgeçmeden, güç verimliliğini artırarak ve dış pazarlara açık kalarak dayanıklılığımızı korumalıyız. Rekabet yalnızca fiyatla değil, inovasyon ve sürdürülebilirlikle mümkün. Bilhassa kırılgan bölümlerde dijitalleşme ve sürdürülebilirlik konusunda şuur eksikliği görüyoruz. Yani klasik yapılardan kesinlikle çıkmalıyız. Türk iş dünyası her şartta dirençli ve ahenk kabiliyeti yüksek. Şirketler uzun vadeli planlamalara sıkı sıkıya sarılmalı. İhracata dayalı yapıyı koruyarak, çalışanı yetkinleştirerek ilerlemeliyiz.

ÇELİK OLMAK ZORUNDAYIZ

Bu kadar krizin ortasında iş dünyası geleceğe bu biçimde hazırlanabiliyor mu?

Hazırlanmak zorunda. Riskleri azaltıcı hangi faktör varsa bulacağız. Bütün bu belirsizlikleri yönetebilecek çeviklikte olmamız lazım. Bunun için toplumun birlik, beraberlik ve refahına katkı sağlayacak siyasetlere ve dönüşüme odaklanmamız gerektiğine inanıyorum. Dayanıklılığımızı korumak ve artırmak zorundayız. Biz SEDEFED olarak bu dönüşümlere inanıyoruz, bunu artık Anadolu’da aksiyona dönüştürüyoruz. Bu mevzuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Uzun soluklu düşünmek kaide.

‘İYİ ÖRNEKLERİ GÖRÜNÜR KILMAK İSTİYORUZ’

“REKABET Kongresi”nin rotası ne olarak belirlendi bu yıl?

Bu yılki “Rekabet Kongresi” 6 Kasım’da “Küresel Rekabet Gücümüzde Yeni Rotalar” temasıyla düzenleniyor. Birinci kere verilecek Rekabet Mükafatları, sürdürülebilirlik, inovasyon ve vizyoner stratejilerde öne çıkan şirketleri teşvik etmeyi amaçlıyor. Artık rekabetin temeli dönüşüm; hem dijital hem yeşil hem de toplumsal. Bayan istihdamı, çeşitlilik ve kapsayıcılık da yeni periyodun toplumsal gereklilikleri ortasında.

HEM RİSK HEM FIRSAT

Dijital ihtilalin beraberinde getirdiği yapay zekâ, kuantum bilgisayarları, büyük data üzere teknolojik imkânlar ile üretim ve çalışma hayatını yine şekillendiriyor. Büyüyen jeopolitik çatlaklar, derinleşen global eşitsizlikler global sistemi zayıflatırken yeni arayışları ve işbirliği modellerini de beraberinde getiriyor.