Küresel para piyasalarında sarsıcı gelişmeler! Likidite tehdit altında, Dolar ve Sterling krizi kapıda. Detaylar için hemen göz atın!

Küresel para piyasalarında yaşanan gelişmeler son derece dikkat çekici bir hal almış durumda. Uzun yıllar boyunca dünya genelindeki merkez bankalarının uyguladığı kolay para politikaları, artık yerini daha sıkı ve temkinli bir yaklaşıma bırakıyor. Bu değişim, borçlanma senetlerinin rekor seviyelere ulaşmasıyla birlikte, finansal sistemde ciddi bir likidite kıtlığına neden oluyor. Özellikle, ABD ve İngiltere gibi büyük ekonomilerde gözlemlenen bu sıkılaşma, piyasaları tedirgin eden bir unsur olarak öne çıkıyor. Likiditenin azalması, finansal sistemdeki dengeyi sarsma potansiyeli taşırken, bu durumun geçmişte yaşanan krizleri hatırlattığı da bir gerçek. 2019 yılında ABD’de yaşanan kısa vadeli faiz artışları, bu tür bir sorunun yeniden gündeme gelmesinden endişe duyan yatırımcıları düşündürüyor.
Finansal istikrarın sağlanabilmesi için merkez bankaları, değişen koşullar karşısında hızla aksiyon almak zorunda kalıyor. Ancak her ne kadar çeşitli yöntemler mevcut olsa da, bu likiditenin ihtiyaç duyan piyasalara ulaşıp ulaşmayacağı konusunda belirsizlik hâkim. ING Kıdemli Faiz Stratejisti Michiel Tukker’in de belirttiği gibi, aşırı rezervlerin olmadığı bir ortamda global finans piyasalarının kendi yolunu bulması kaçınılmaz görünüyor.
ABD’de Dolar Likiditesi Baskı Altında: Fed’den Geri Adım
ABD’deki piyasalarda likidite sıkışıklığı giderek belirginleşiyor. Federal Rezerv, bu durumun etkilerini azaltmak amacıyla Hazine varlıklarını küçültme çalışmalarını durdurma kararı aldı. 1 Aralık’tan itibaren bu politika değişikliği, piyasalarda önemli bir etki yaratması beklenen bir adım. İşte ABD’deki gerginliğin birkaç temel nedeni:
İngiltere ve Avrupa’da Oynaklık
İngiltere’de Merkez Bankası’nın (BOE) Hazine tahvilleri üzerindeki satışı ve bankaların düşük maliyetli kredileri geri ödemeye başlaması, Sterlin repo oranlarında dalgalanmalara yol açtı. Bankalar, BOE’nin likidite tesislerinden rekor seviyede borçlanıyor ve bu sahne, piyasada nakdin hızla azaldığını gösteriyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise repo oranları bakımından daha sakin bir görünüm sergilerken, teminatsız borçlanma oranları sıkılaşıyor. Euro Bölgesi bankalarının gecelik borçlanma maliyetlerini yansıtan Euro Kısa Vadeli Faiz Oranı, ECB’nin mevduat faizine yaklaşarak 2021’den bu yana en dar farka ulaşmış durumda. Bu durum, sistemdeki likiditenin azalmasıyla birlikte artan nakit talebinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
Çin Merkez Bankası Hamle Yapmaya Hazırlanıyor
Çin piyasalarında ise durum farklı bir seyir izliyor. Repo oranları düşük kalırken, devlet tahvili getirileri yükseliyor. Çin Merkez Bankası (PBOC) Başkanı Pan Gongsheng, ülkenin reel ekonomisinin finansman ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla nakit enjekte etme planını duyurdu. Hazine tahvili alımına yönelik hazırlıklar, piyasalardaki belirsizliği azaltmak ve ekonomik istikrarı sağlamak için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, dünya genelindeki para politikaları ve finansal sistemlerin dinamikleri, her geçen gün daha karmaşık hale geliyor. Merkez bankalarının aldığı kararlar, piyasa oyuncuları üzerinde büyük bir etki yaratırken, likidite sıkıntısı ve oynaklık, finansal istikrarın önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam edecek gibi görünüyor.






















Yorum Yap