Bütçede sıkılaştırma zorunluluğu, hedeflerinize ulaşmak için yeterli alan olup olmadığını sorgulamanızı sağlayan kritik bir inceleme.

Ekonomik analizler, bir ülkenin ekonomik durumunu anlamak ve geleceğe yönelik projeksiyonlar yapmak adına büyük önem taşımaktadır. Son dönemde, enflasyonla mücadelede maliye politikasının destekleyici rolü üzerine tartışmalar artmıştır. Bu bağlamda, Akbank Baş Ekonomisti Çağrı Sarıkaya’nın yapmış olduğu analizler, Hazine nakit dengesi verilerinin 2025 yılının ikinci çeyreğinden itibaren önemli bir sıkılaşma sürecini işaret ettiğini göstermektedir. Faiz dışı açık ile Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) oranı, 2025’in ilk çeyreğinde %2,2 iken, üçüncü çeyrekte %0,6’ya gerilemiştir. Bu tür veriler, ekonomik istikrar açısından hayati bir öneme sahiptir ve yapısal reformların gerçekleştirilme ihtiyacını gündeme getirmektedir.
Özellikle, mevcut sıkılaşmanın arka planında yer alan unsurların derinlemesine incelenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, sıkılaşmanın kaynaklarını analiz ettiğimizde, gelir artışı ve gider düşüşü gibi iki temel bileşenin katkısını gözlemliyoruz. Ancak, bu unsurların hangi koşullarda ve ne ölçüde gerçekleştiği, sürdürülebilir bir ekonomik yapının temin edilmesi açısından önemli bir tartışma konusudur. Özellikle, deprem harcamaları hariç tutulduğunda, harcama tarafında herhangi bir sıkılaşmanın olmadığı, yalnızca harcama kompozisyonunda değişiklikler yaşandığı gerçeği çarpıcı bir bulgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mevcut Sıkılaşmanın Kaynakları: Gelir mi, Kısıtlama mı?
Yapısal Bozulma Nerede? (2006-2016 Karşılaştırması)
| Bozulmanın Ana Kaynakları | Gelirler (Azalma) | Giderler (Artış) |
|---|---|---|
| Büyük Kayıp | Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri (KİT ve kamu bankaları) | Personel Giderleri |
| İkinci Kayıp | Dahilde ve Dış Ticaretten Alınan Vergiler | Cari Transferler (Özellikle KİT görev zararları) |
| Önemli Artış | Gelir ve Kurumlar Vergisi Payı | Sermaye Transferleri (Deprem hariç) |
Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirlerindeki önemli düşüş, kamu iktisadi teşebbüslerinin (KİT) verimlilik ve gelir yaratma potansiyelindeki sorunların derinleştiğini göstermektedir. Maliye politikasının nasıl gelir yaratacağı ve kaynakların nerelere harcanacağı, hem makroekonomik hem de sosyal bağlamda önemli bir politik tercih olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle, Sarıkaya’nın belirttiği gibi sıkılaşmanın odaklanması gereken alanlar, ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak açısından kritik öneme sahip.
Gelecek Adımlar: Sıkılaşma Alanları ve Sosyal Tercihler
🎯 2026 Bütçe Hedefleri ve OVP Çerçevesi (Editör Notu)
Yeni Orta Vadeli Program (OVP), 2026 yılı için Faiz Dışı Denge / GSYH hedefini, cari sıkılaşma eğiliminin devam edeceği şeklinde belirlemiştir. 2025 yılındaki belirgin iyileşmenin ardından, 2026’da merkezi yönetim bütçesinin faiz dışı açığının GSYH’ye oranının %0’a yakın veya pozitif bir düzeye (Faiz Dışı Fazla) ulaşmasının beklenmesi, ekonomik programın başarıyla sürdürülmesi açısından kritik bir hedef olacaktır. Ancak bu hedeflere ulaşılması, belirtilen yapısal reformların hayata geçirilmesine bağlılık arzetmektedir. Özellikle:






















Yorum Yap