Bakan Kurum, İzmir depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle andı, dayanışma ve unutulmayan kahramanlık mesajı verdi.

İzmir’de yaşanan 30 Ekim 2020 tarihindeki yıkıcı depremin ardından, geride kalan acılar derin olsa da, umut dolu yeniden yapılanma süreci büyük bir kararlılık ve dayanışma içinde ilerlemektedir. Depremin etkileriyle enkaz altında kalan hayatlar ve kayıplar, halkımızın birlik ruhuyla sarılıyor; kaybettiğimiz canlar saygı ve rahmetle anılıyor. Bu süreçte, toplumsal dayanışmanın ve devlet desteğinin önemi bir kez daha görülmüş, yaraların sarılması için toplumun; özellikle de depremzedelerin yan yana gelmesi sağlanmıştır.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile TOKİ öncülüğünde yürütülen projeler, İzmir’in depremden etkilenen bölgelerinde yeniden hayat kurmanın temel taşlarını oluşturuyor. Bu kapsamda, yıkılan evlerin yerine sadece konut değil, aynı zamanda güvenli ve yaşanabilir sosyal yaşam alanları inşa ediliyor. Vatandaşların güven içinde yaşayabileceği modern ve sağlam altyapılarla donatılmış yeni yaşam alanları, şehirlerin geleceğine ışık tutuyor.
Bakan Kurum’un sosyal medya hesabından yaptığı duygu yüklü paylaşımda ifade edildiği gibi, birlikte ağlamak kadar, birlikte ayağa kalkmak da çok önemlidir. Kaybedilenlerin anıları yaşatılırken, onlara layık olacak şekilde, hasar gören bölgelerde gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla, umut ve sevginin hakim olduğu yeni yuvalar kuruluyor. İzmir halkının, güvendiği ve huzurla yaşayabildiği bu konutlarda hayatını sürdürmesi, verdiğimiz emeğin en anlamlı sonucudur.
Yapılan açıklamalara göre, TOKİ tarafından fore kazık yöntemiyle güçlendirilmiş temellerde toplam 5 bin 61 konut ve 357 iş yeri inşa edilmiş, ve projenin hızlı ilerleyişiyle, depremin üzerinden sadece bir yıl geçmeden konutların teslimine başlanmıştır. Bu hızlı ve özenli çalışma örneği, afet sonrası iyileşme süreçlerinde ne kadar planlı ve etkili adımlar atılması gerektiğini gözler önüne sermektedir.
Depremzedelerle yapılan görüşmelerde, yaşam alanlarını kaybetmiş insanların, yeni konutlara kavuşmanın yanında psikolojik olarak da desteklendiği görülmektedir. Onların anlattıkları zor zamanların ardından gelen dayanışma ve devlet desteği, yaraların kapanmasına büyük katkı sağlamıştır. Daha güvenli ve sağlıklı yapılarla geleceğe umutla bakmak, İzmir’in toplumsal ve mimari dokusuna yeniden can verirken, benzer afetlerde alınacak dersleri de pekiştirmektedir.
Sonuç olarak, İzmir’de yaşanan bu felaket sonrası yürütülen çalışmalar, sadece fiziksel anlamda bir onarım değil; aynı zamanda toplumun moralini yükselten, birlik ve beraberliği güçlendiren kapsamlı bir iyileşme sürecidir. Yaşanan kayıplar unutulmamalı, ancak geleceğe umutla bakmayı sağlayan güçlü adımlar da gururla hatırlanmalıdır. Allah, milletimizi ve güzel ülkemizi böyle büyük acılarla bir daha sınamasın.






















Yorum Yap