Venezuela’da, ABD destekli muhalefetin lideri Machado, orduya, ‘silahlarınızı bırakın’ davetinde bulundu. Kelam konusu çağrı, ABD Başkanı Trump’ın, Maduro yönetimine yönelik, “Askeri seçenekleri değerlendiriyoruz” açıklamasının çabucak akabinde geldi.
Venezuela’daki, hükümet karşıtı hareketin lideri ve son yıllarda giderek daha da tartışmalı hale gelen ‘Nobel Barış Ödülü’nün bu yılki sahibi María Corina Machado, Cumartesi günü yaptığı açıklamada halkı, ‘suç rejimi’ olarak tanım ettiği legal hükümete karşı ‘ayaklanmaya’ çağırdı. Orduya direkt seslenen Machado, ‘askerlerden silahlarını bırakıp, ABD yanlısı muhalefete katılmalarını’ istedi.
Machado’nun bu çağrısı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Venezuela’ya yönelik mümkün askeri müdahale açıklamalarının çabucak akabinde geldi. Trump, “Kararımı verdim, lakin şimdilik ne olacağını söyleyemem” demişti.
MACHADO’NUN REAKSİYON ÇEKEN MESAJI
Machado, X hesabından yayınladığı sesli bildirisinde, Maduro idaresinin halka ‘bilinçli olarak eziyet ettiğini, insanları açlığa mahkûm ettiğini ve aileleri parçaladığını’ öne sürerek, ülkedeki sivil ve askeri yetkililere açıkça, ‘ABD dayanaklı muhalefete katılma’ çağrısı yaptı.
Machado, askerlere yönelik iletisinde şu tabirleri kullandı:
Silahlarınızı bırakın. Halkınıza saldırmayın. Bugün Venezuela’nın özgürlüğü için karar verin. Karar anı yaklaşıyor. Tarih, hukuk ve halk sizi yargılayacak. Tiranlığın yarattığı yıkımın değil, Venezuela’nın aydınlık geleceğinin, bir kesimi olun.
ABD MÜDAHALESİ GÜNDEMDE
Trump idaresi, son günlerde Pentagon’un üst seviye isimleriyle bir dizi toplantı gerçekleştirdi. Savaş Bakanı Pete Hegseth ve Genelkurmay Lideri Orgeneral Dan Caine’in katıldığı toplantılarda, ‘Güney Mızrağı’ adlı muhtemel bir askeri müdahale planı masaya yatırıldı.
Washington Post’a nazaran bu plan, Maduro rejimine yönelik askeri baskı kurma stratejisinin bir modülü olarak görülüyor.
ABD, Ağustos ayından bu yana Karayipler’de 10 bin askerlik bir konuşlanma ve USS Gerald R. Ford uçak gemisinin varlığı ile bölgedeki askeri mevcudiyetini güçlendirdi.
Öte yandan, Machado’nun bu sözleri, Latin Amerika ve Dünya’da ‘turuncu devrim’ hazırlığı olarak yorumlandı ve geniş çaplı reaksiyonlara neden oldu.
Caracas idaresi, Washington’dan gelen sert bildiriler ve artan memleketler arası baskı eşliğinde, yeni bir diplomatik ve iç siyasi krizle karşı karşıya.
VENEZUELA NEDEN GAYEDE?
Venezuela, dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip olması nedeniyle uzun müddettir global güç uğraşının merkezinde yer alıyor.
1821’de bağımsızlığını kazanan ülke, tarih boyunca darbeler, krizler ve dış müdahalelerle sarsıldı. 20. yüzyılın sonunda uygulanan neoliberal siyasetler, yoksulluğu yüzde 33’ten yüzde 70’e çıkardı. Lakin Hugo Chávez’in 1999’da iktidara gelmesiyle ülke ‘kamucu ekonomi’ modeline geçti; on yıl içinde iktisat yüzde 47,7 büyüdü, yoksulluk oranı yüzde 20’ye düştü, toplumsal hizmet bütçesi yüzde 60,6 arttı ve işsizlik yüzde 11,3’ten yüzde 7,7’ye geriledi. Bu tablo, Washington’un çıkarlarıyla çelişen ‘Bağımsız Latin Amerika’ vizyonunu güçlendirdi.
Chávez sonrası periyotta Nicolás Maduro, tıpkı politik çizgiyi sürdürse de ülke, ABD’nin ekonomik ve diplomatik baskılarıyla karşı karşıya kaldı. 2014’te OPEC’in petrol fiyatlarını düşürme kararı Venezuela iktisadını derinden sarstı; zira gayri safi yurtiçi hasılanın büyük kısmı petrole dayanıyordu. ABD ambargoları nedeniyle besin ve hammadde ithalatı kısıtlandı, ülke para ünitesi süratle bedel kaybetti. Bu süreçte Washington takviyeli sağ muhalefet, Maduro hükümetini devirmek için ekonomik kriz ve toplumsal huzursuzluk üzerinden ağır kampanyalar yürüttü.
Venezuela’nın bugün, Washington idaresinin bölgede yürüttüğü geniş çaplı askeri konuşlanma ve hudut ötesi müdahale planlarıyla birlikte, ABD’nin doğal kaynak istilasının yeni amacı olması beklenen.
Yorum Yap