Halit Yukay’ın ölümüyle ilgili hazırlanan iddianame tamamlandı. Adaletin peşinde koşma mücadelesi sürüyor.

4 Ağustos 2025 tarihinde, Yalova yat limanından denize açılan iş adamı Halit Yukay’ın teknesi, büyük bir faciayla sonuçlanan bir kazanın kurbanı oldu. Teknenin, daha sonra Balıkesir’in Erdek açıklarında parçalanmış ve yarı batık halde bulunması, yaşanan olayın ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Arama kurtarma ekipleri, Yukay’ın cansız bedenini bulmak için uzun ve yorucu çalışmalar gerçekleştirdi. Yaklaşık 30 gün süren bu çabaların sonucunda, Halit Yukay’ın cansız bedeni su yüzeyine çıkarıldı. Bu trajik olay, yalnızca bir bireyin hayatını değil, aynı zamanda toplumun dikkatini çekecek birçok sorunu da gündeme getirdi.

Halit Yukay, 9 Eylül 2025 tarihinde, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ümraniye Hekimbaşı Mezarlığı’na defnedildi. Cenaze törenine katılanlar, Yukay’ın kaybı nedeniyle derin bir üzüntü içindeydiler. Bu üzüntü, toplumdaki birçok insan için, kazaların önlenmesi ve güvenli seyahat konularında bir farkındalık yaratma ihtiyacını da beraberinde getirdi. Her ne kadar bu olayın daha detaylı incelenmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerektiği oldukça açıksa, soruşturmanın sonuçları da bir o kadar önemlidir.

YARDIMDA BULUNMADIĞI TESPİTİ
İlk günden itibaren titizlikle yürütülen soruşturma sonucunda, kazaya neden olduğu iddia edilen geminin olay sonrası durmayarak yardımda bulunmadığı belirlendi. Bu durum, sadece hukuki açıdan değil, aynı zamanda ahlaki açıdan da son derece tartışmalıdır. Bir deniz kazasında, karşı tarafın yaşama hakkına duyulan saygı ve etik sorumluluk gözetilmeden hareket edilmesi, toplumda büyük bir infial yaratmıştır. Gerçekten de, bu tür olayların önlenmesi için öncelikle toplumsal bilinçlenmenin artırılması gerekmektedir.

TEKNEYE ÇARPAN KİŞİ HAKKINDA HAPİS CEZASI
Hazırlanan iddianamede, tekneye çarptığı iddia edilen ‘Arel 7’ isimli kuru yük gemisinin tutuklu kaptanı Cemal Tokatlıoğlu (61) hakkında ‘Taksirle ölüme neden olmak’ ve ‘Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmeme’ suçlarından toplamda 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası talep edilmektedir. Bu iddianame, olayın ciddiyetini gözler önüne sererken, ceza hukuku açısından ne tür yaptırımların olacağı ve diğer tarafların sorumluluğunun nasıl belirleneceği iaşrinde soruları gündeme getirmektedir. Öte yandan, bu sürecin nasıl yaşanacağı ve ilgili mahkemenin vereceği kararlar, kamuoyunun merakla takip edeceği bir durum olarak önümüzdedir.
Bu türden olayların önlenmesi için seyahat edenlerin, deniz güvenliği konusundaki eğitim ve bilgilendirmelerin artırılması ve kaza sonrası yardım yükümlülüğü gibi etik konular üzerine daha fazla vurgu yapılması gerektiği açıktır. Her denizcinin ve tekne sahibinin bu sorumlulukları gözetmesi, gelecekte yaşanacak benzer kazaların önüne geçmek için hayati bir öneme sahiptir.






















Yorum Yap