SON DAKİKA
--:--:--

İyi ve kötü günde resimde ve sanatta

Türk resminin ustalarından Melahat-Eşref Üren ile Eren-Bedri Rahmi Eyüboğlu çifti aynı sergide buluştu. İş Bankası Resim Heykel Müzesi’ndeki “Yan Yana” sergisi iki ressam çiftin resimdeki ‘bir arada’ hikâyesini hatırlatıyor

0 Yorum Yapıldı
Bağlantı kopyalandı!
İyi ve kötü günde resimde ve sanatta

Seray Şahinler – Eşref ve Melahat Üren; Eren ve Bedri Rahmi Eyüboğlu… Türk resim tarihine imzasını bırakan ressam ‘çiftlerden’. Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi yeni sergisi “Yan Yana”da iki ressam çiftin birlikte üretimlerini yansıtıyor.

İyi ve kötü günde resimde ve sanatta

Müzenin iki katına yayılan sergide, sanatçıların Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerin yanı sıra Eyüboğlu Ailesi ile İmren Erşen koleksiyonlarından derlenen eserleri farklı temalar etrafında bir araya geliyor. Müzenin üçüncü katında Melahat ve Eşref Üren’in işleri izleyiciyi karşılıyor. Ali Kayaalp’in küratörlüğünü üstlendiği bu bölüm, çiftin ayrı ayrı üretimlerini yansıtırken sanat tarihinin pek görülmeyen ve yazılmayan bir sanatçısını da hatırlıyor.

Melahat Üren’e bakış

“Yan Yana”nın bu bölümü Melahat Üren’i ilk kez bütünlüklü şekilde ortaya koyuyor. Eşref Üren’i geri planda bırakmadan, Melahat Hanım’a biraz daha detaylı bakmak gerekiyor. Melahat Hanım, Eşref Üren’in öğrencisi ve henüz 16 yaşındayken evleniyorlar. Bu yüzden ressam yönüyle hiç öne çıkmıyor. Küratör Ali Kayaalp, “Birlikte üreten bir sanatçı anlatısı kurmak çok adil değildi. Sanatçı kadının görülmezliği üzerinden hikâye kurguladık” diyor.

Kayaalp “Aralarında neredeyse bir nesil farkı var ve hiyerarşik bir ilişkisi söz konusu. Evlilik hayatları boyunca Melahat Hanım’ın bir sergisi olmamış. Melahat Hanım ile ilgili ulaşabildiğimiz en yaygın bilgi şuydu: ‘Eşref Üren’in eşidir, o da resim yapar’. Bu çok incitici bir şey. Sanat tarihi kitaplarında adı çok az geçer. Bu yüzden anlatıyı onun üzerinden görmek lazımdı. Melahat’ın sesini duyalım istedik” sözleriyle anlatıyor yaklaşımını.

Sergide Melahat Hanım’ın natürmort, nü, peyzaj tablolarını görmek mümkün. Koleksiyonun dışında Ankara’da Eşref Bey’in manevi kızı olan koleksiyoner İmren Erşen’in sergi için paylaştıkları da anlatıya zenginlik katmış. Bu koleksiyondan öğreniyoruz ki Melahat Üren, aslında çok yönlü ve çok üretken bir sanatçı. Sergide ilk kez görülen şiirleri, öyküler, mektupları, tiyatro oyunu, hatta rüyasında Atatürk’ü gördüğü anlatıları da onun evrenindeki ‘büyük resme’ bakmamızı sağlıyor.

Kendi şiirinin ressamı

“Yan Yana” duran bir diğer sanatçı çift ise Eren-Bedri Rahmi Eyüboğlu. Renk ve motifleriyle Türk resim tarihinin çok özel ve çok etkileyici iki ismi. Eyüboğlu’lar tarafında daha doyurucu bilgilere sahibiz. Bu yüzden sergiyi gezerken ikili arasındaki hem bireyselliği hem birlikteliği daha bağlayıcı izleyebiliyoruz. Ömer Faruk Şerifoğlu küratörlüğünde gerçekleşen bu bölümde de yarım asrı aşan sanat yolculuklarında folkloru, coğrafyası, kültürel zenginlikleri ile Anadolu pınarından beslenen sanatçı çiftin mirasını yan yana görmek, bu mirasının etkisini pekiştiriyor.

Şerifoğlu, Eyüboğlu çiftinin aynı kaynaklardan beslenerek sanat yolculuklarını el ele sürdürdüklerine dikkat çekiyor. Şerifoğlu, “Sanat aşkıyla kenetlenmiş bu ikiliden Bedri Rahmi, Eren Eyüboğlu’nun yeteneğini ‘Eren, anadan doğma ressamdır’ diyerek tarif eder ve kendisinin ise çalışarak bu kimliği kazandığını belirtir. Eren Eyüboğlu’nun geniş ve özgür fırça vuruşları, ele aldığı her figürü anıtsal bir görünüme kavuşturur. Bedri Rahmi’nin ressam ve şair kimlikleri ise birbirinden ayrılamaz; âdeta kendi şiirinin ressamı olmuştur. Eyüboğlu çiftinin, sergide yan yana yer alan eserlerinde, birbirlerine yaklaştıkları ve ayrıştıkları noktalar rahatlıkla gözlemlenebiliyor” diyor.

İyi ve kötü günde resimde ve sanatta

‘Hak ettiği değeri hatırlatıyor’

Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi Müdürü Ayşe Canan Atlığ: “‘Yan Yana’ sergisi, Eren-Bedri Rahmi Eyüboğlu ile Melahat-Eşref Üren çiftlerinin acısıyla tatlısıyla paylaştıkları yaşamda hem ortak hem de bireysel üretimlerini görünür kılarken sanatçı kadınların eserlerine yönelik özel bir hassasiyet de taşıyor. Her iki çift yaşamları boyunca tanınmış olsa da küresel sanat tarihi yazımında olduğu gibi ülkemizde de ne yazık ki sanatçı kadınların isimleri çoğu zaman erkeklerin gölgesinde kalmıştır. Melahat Hanım’ın yaşamı boyunca kişisel sergi açma fırsatı bulamaması ya da Eren Hanım’a göre daha az tanınır olması, bu sergiyle sanatçı kadınların değerli üretimlerini hak ettikleri biçimde temsilinin bizim için ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.”

Yorum Yap

Benzer Haberler
Satala Antik Kenti’nde 150 yıl sonra ikinci büst bulundu
Satala Antik Kenti’nde 150 yıl sonra ikinci büst bulundu
Antik dünyaya son seferler
Antik dünyaya son seferler
Hocaların hocası hayatını kaybetti
Hocaların hocası hayatını kaybetti
İspanya’dan büyük ödül
İspanya’dan büyük ödül
Almanya’da şiir yarışmasını kazandı
Almanya’da şiir yarışmasını kazandı
Usta oyuncu vefat etti
Usta oyuncu vefat etti