Türkiye’de 14 yıl süren protez mücadelesinin ardındaki Rus hastanın ilham verici hikayesini keşfedin. Umut ve değişim dolu bir yolculuk!

Rus hastanın Türkiye’deki hayatına dönüş hikâyesi, onun için adeta bir yeniden doğuşun sembolü haline geldi. Ivan Berdnik, 36 yaşında yaşadığı talihsiz bir kaza sonrası geçirdiği ampütasyon sonucunda, 14 yıl boyunca klasik protezle yaşam mücadelesi verdi. Ancak bu süreç, kendisi için oldukça zorlu oldu. Kullandığı klasik protez, zamanla vücudunda ağrılar, yaralar ve iltihaplara yol açarak onu yürüyemez hale getirdi. Fiziksel sorunlarının yanı sıra, bu durum psikolojik olarak da onu derinden etkiledi. Sosyal hayatından koparak içe kapanan Berdnik, artık alışveriş yapmak, yürüyüşe çıkmak ya da günlük yaşamının alışkanlıklarını sürdürmekte zorlanıyordu. Yaşadığı derin çöküş sırasında, Türkiye’ye gelerek burada Medipol Sağlık Grubu’nda osseointegrasyon ameliyatı olmayı tercih etti. Bakış açısını değiştiren bu süreç, ona tekrar umut ışığı oldu.

Ameliyat, özellikle Ivan’ın yüksek seviyedeki ampütasyon durumunu göz önünde bulundurarak gerçekleştirildi. Türkiye’de olmanın kendisi için ne kadar büyük bir şans olduğunu dile getiren Berdnik, Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde gerçekleştirilen osseointegrasyon yönteminin, tıpta devrim niteliğinde bir uygulama olduğunu ifade etti. Osseointegrasyon, kemiğin içine yerleştirilen bir implantın kemikle bütünleşmesini sağlayarak, protez kullanıcılarının günlük yaşam aktivitelerini daha rahat bir şekilde gerçekleştirmesine olanak tanıyor. Berdnik’in bu yöntemi tercih etmesinin ardında yatan en büyük neden ise, amacının yalnızca bir uzuv kazanmak değil, aynı zamanda kaybettiği umutlarını geri kazanmak olmasıydı.
Osseointegrasyonun Hayatı Değiştiren Etkisi
Sağlık alanında osseointegrasyonun Türk tıbbındaki öncüsü olarak kabul edilen Prof. Dr. Adnan Kara, bu yöntemin avantajları hakkında daha fazla bilgi verdi. Klasik protezlerin maruz kaldığı kısıtlamaların, osseointegrasyon ile aşıldığını vurgulayan Kara, “Hastalarımız, kemik üzerinden doğrudan yük iletimi sağlandığı için ciltte yaralar oluşmaksızın ağrısız bir şekilde yürüyebiliyorlar.” dedi. Bu durum, özellikle yüksek ampütasyon seviyesine sahip olan hastalar için hayati önem taşıyor. Berdnik’in kullandığı klasik protezlerin her gün sadece 5-10 dakika takılabildiği düşünülünce, osseointegrasyonun sunduğu çözümün ne denli kritik olduğu daha belirgin hale geliyor.
Teknolojik Yeniliklerin Sağladığı Kolaylıklar
Osseointegrasyonun sağladığı bu yenilik, hastaların günlük hayatlarını kolaylaştırırken onlara yeniden bağımsızlık duygusu sunuyor. Doç. Dr. Mehmet Ağırman, ameliyat sonrası rehabilitasyon sürecinin de en az cerrahi işlem kadar önemli olduğunu belirtti. Fizik tedavi desteği ile Ivan’ın, ilk birkaç ay içerisinde basamakları çıkabilecek, bisiklet sürebilecek ve hatta ilerleyen zamanlarda koşabilecek bir seviyeye gelmesi hedefleniyor. Bu başarı, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir iyileşmeyi de beraberinde getiriyor.
Berdnik, Türkiye’dekilere minnettar olduğunu belirterek, “Ameliyat sonrasında ağrısız yürümeye başladım. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Kaybettiğim bacağımı değil, umutlarımı geri kazandım.” diyerek bu süreçteki duygularını dile getirdi. Bu tür başarı hikâyeleri, sağlık sisteminin ve hekimlerin çabalarının ne denli değerli olduğunu gösteriyor.
Sonuç Olarak
Ivan Berdnik’in hikâyesi, modern tıbbın sağladığı olanakların ve teknolojinin hayat kurtarıcı etkisinin bir örneği olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin sağlık alanındaki gelişmeleri ve özellikle osseointegrasyon gibi yenilikçi yöntemlerin uygulanmasını, benzer durumdaki hastalar için büyük bir umut kaynağı haline getiriyor. Bu tür tedavi yöntemleri, yalnızca bedensel değil, ruhsal olarak da sağlıklı bireyler yetiştirilmesine katkı sağlıyor. Geçmişin izlerini geride bırakıp, yeni bir hayata ‘merhaba’ demek, Ivan Berdnik gibi birçok hasta için mümkün hale geliyor.






















Yorum Yap