Ali Yerlikaya’nın çarpıcı açıklamalarıyla zafiyet yok! Bu etkileşimli içerikte, güvenlik ve başarıya dair merak ettiklerinizi keşfedin.

Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, söz konusu iddiaların detayları hakkında kamuoyunun daha fazla bilgilendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu süreç, 09 Eylül 2020 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı ile ABD Ticaret ve Kalkınma Ajansı (USTDA) arasında imzalanan bir protokolle başlamıştır. Bu protokole göre, USTDA İstanbul’a 5 milyon 117 bin 887 dolar hibe desteği sağlama kararı almıştır. Projenin ana amacı, “İstanbul’un Trafik Planlama Yönetim ve İşletim Yazılımının Yapılması”dır ve bu bağlamda 15 Eylül 2020’de ABD menşeli SAS firmasıyla bir anlaşma yapılmıştır.
Açıklamanın ardından, bir vatandaşın 24 Eylül 2020 tarihinde CİMER üzerinden yaptığı şikayetlerin yanı sıra, Yeni Nesil Taksiciler Kooperatifi tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne iletilen şikayetler medyada geniş yer bulmuştur. Bu şikayetlerde yer alan bazı cümleler gerçekten zihin açıcıdır: Projenin daha düşük maliyetle gerçekleştirilebileceği iddiaları ve verilerin yabancı bir firma ile paylaşılmasının, “milli güvenlik sorunu” oluşturabileceği belirtilmiştir. Ayrıca, 2019/12 sayılı “Cumhurbaşkanlığı Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleri” genelgesinin ihlal edilebileceği de öne sürülmüştür. Bu tür iddialar, kamuoyunda bir tartışma başlatmış ve konunun daha derinlemesine incelenmesini gerektirmiştir.
Bakan Yerlikaya, dönemin İstanbul Valisi sıfatıyla, 25 Ocak 2021 tarihinde bu iddiaların araştırılması için İçişleri Bakanlığı’na resmi bir talepte bulunduklarını vurgulamıştır. İçişleri Bakanlığı, 14 Aralık 2021 tarihinde konuyu “soruşturma değil, araştırma” amacıyla Mülkiye Teftiş Kurulu’na sevk etmiştir. Bu süreçte görevlendirilen Mülkiye Müfettişleri, 29 Nisan 2022 tarihinde hazırladıkları 37 sayfalık raporda, iddiaları detaylı bir şekilde inceleme fırsatı bulmuşlardır.
Rapor, iddiaların değerlendirilmesi sonucu bazı bulgular ortaya koymuştur. İlgili müfettişler, hibenin harcanma yönteminde ve işin ABD menşeli SAS firmasına devredilmesi noktasında herhangi bir yasaya aykırılık tespit edilmediğini açıklamışlardır. Ayrıca, “Cumhurbaşkanlığı Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleri” genelgesine de aykırılık bulunmadığı vurgulanmıştır. Raporun sonucunda, “bir işlem yapılmasına yer olmadığı” şeklinde bir sonuç çıkması da dikkat çekici bir başka unsurdur.
İçişleri Bakanlığı, bu rapor doğrultusunda, 7 Haziran 2022 tarihinde İstanbul Valiliği’ne “gereğinin yapılması” talimatını göndermiştir. İstanbul Valiliği de bu talimat üzerine 23 Haziran 2022 tarihli yazısında, yukarıda bahsi geçen iddiaların “işleme konulmamasına” karar verdiğini belirtmiştir. Bu noktada, kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından alınan bu kararların ve yapılan açıklamaların neden bu kadar önemli olduğunu anlamak gerekir.
Aslında, böyle bir süreç işin sadece resmi yönünü ilgilendirmekle kalmamaktadır. Kamu güvenliği, verilerin kullanılabilirliği, şeffaflık, hesap verebilirlik gibi pek çok unsuru içeren karmaşık bir yapı söz konusudur. Dolayısıyla, bu tür süreçlerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi, hem idareciler hem de vatandaşlar için kritik bir öneme sahiptir. Bakan Yerlikaya’nın yaptığı paylaşımlar ve yapılan açıklamalar, bu karmaşık sürecin iç yüzünü kamuoyunun anlayabileceği bir şekilde sunma amacını taşımaktadır.






















Yorum Yap