SON DAKİKA
--:--:--

Osman Kavala’nın 8. Yılına Özel Mesajı: Hukuk ve İnsan Onurunun Egemenliği İçin Umut Taşıyorum

Osman Kavala’nın 8. yılına özel mesajı, hukuk ve insan onurunun egemenliği için taşıdığı umudu etkileyici bir dille ifade ediyor.

0 Yorum Yapıldı
Bağlantı kopyalandı!
Osman Kavala’nın 8. Yılına Özel Mesajı: Hukuk ve İnsan Onurunun Egemenliği İçin Umut Taşıyorum

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemleri döneminden itibaren “Türkiye’nin Soros’u” diyerek hedef aldığı Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de Gaziantep’te gözaltına alınarak İstanbul’a götürülmüştü. Bu, sadece Kavala’nın bir siyasetçi olarak değil, aynı zamanda bir insan hakları savunucusu olarak maruz kaldığı muamele ile ilgili daha geniş bir resmin parçasıdır. OSİP, insanların temel haklarını ve özgürlüklerini koruma çabalarının olduğu bir ortamda, kavramların ve ifadelerin nasıl manipüle edildiğinin somut bir örneğidir. Kavala, 1 Kasım 2017’de Gezi Parkı eylemleri bağlamında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve 15 Temmuz darbe girişimi kapsamında “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamalarıyla tutuklanmıştır. Bu tutuklama, birçoğu tarafından siyasi bir dava olarak görülmekte ve Türkiye’deki adalet sisteminin ne denli tartışmalı olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.

Aradan geçen sekiz yıl boyunca çeşitli davalarda yargılanan Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “derhal serbest bırakılmalı” şeklindeki kararına karşın hala cezaevinde tutulmaya devam etmektedir. Bu durum, adaletin nasıl uygulanması gerektiği konusunda büyük bir belirsizlik doğurmakta ve Türk yargı sisteminin tarafsızlığına dair şüpheleri artırmaktadır. Dava süreçleri boyunca Kavala’nın avukatları ve insan hakları organizasyonları, yargılamalarda adil ve şeffaf bir süreç izlenmediğini gündeme getirmiştir. Dolayısıyla, bu durum yalnızca bir insanın özgürlüğünü kaybetmesiyle kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarına da zarar vermektedir.

KAVALA’DAN SEKİZİNCİ YIL MESAJI

Cezaevinden açıklama yayımlayan Osman Kavala, tutukluluğunun sekizinci yılına ilişkin önemli ifadelerde bulunmuştur. Kavala, mesajında şu ifadeleri kullanmıştır: “Bu ayın sonunda Silivri’de ikametimin sekizinci yılı tamamlanmış oldu. 2020 yılında ilk Gezi davası beraatle sonuçlanmıştı. Beraat kararında, 2019 yılındaki AİHM kararında olduğu gibi, beni herhangi bir suçla ilişkilendiren bulgu olmadığı ayrıntılı biçimde açıklanmıştı. Ancak beraat kararı bozuldu, iki yıl sonra da yeni bir delil ortaya konulmamasına rağmen, yargıçlar ‘vicdani kanaatlerine göre’ karar verdiklerini ifade ederek beni hayat boyu hapis cezasına, benimle birlikte yargılanan diğer sivil toplum aktivistlerini de on sekizer yıl hapis cezasına çarptırdılar.” Bu ifadeler, yargı sürecinin ne denli karmaşık ve makul bir temele dayanmadan ilerlediğini göstermektedir.

Kavala, açıklamasında yargı sürecindeki tutarsızlıklara da değinmiştir: “İlk Gezi davasının beraatle sonuçlanmasından beraat kararları bozulup mahkûmiyet kararları verilene kadar geçen iki yıllık sürede tutukluluğum casusluk suçlaması temelinde sürdürüldü. Ceza kanunumuzdaki bu suçun konusu olan devletin gizli bilgilerini nereden ve nasıl elde ettiğim belirtilmeden ve bu bilgilerin ne olduklarına dair hiçbir açıklama yapılmadan yasadaki tanımların dışında bir suç kurgulandı. Gezi davasından mahkûmiyet kararı verilince bu lekeleyici suçlama düşürüldü.” Bu cümleler, yalnızca Kavala’nın şahsında değil, Türkiye’de insan hakları ihlalleri konusunda daha geniş bir sorunlar yelpazesine ışık tutmaktadır.

“HUKUK VE İNSAN HAKLARINA İNANCIMI KORUYORUM”

Osman Kavala, mesajının sonunda umut vurgusu yapmıştır: “Cezaevinde dokuzuncu yılıma girerken, temel hukuk kurallarına riayet eden, insan haklarına ve insan haysiyetine saygı gösteren anlayışın ülkemizde de egemen olacağına inanmaya devam ediyorum.” Bu mesaj, Kavala’nın sadece kendi durumu üzerinden değil, aynı zamanda tüm Türk toplumu için geçerli olan bir umudu sembolize etmektedir.

Kavala’nın durumu, sadece kişisel bir mağduriyet değil, aynı zamanda bir ulusun adalet arayışındaki karmaşıklığın bir yansımasıdır. Herkesin eşit haklara sahip olduğu, adil ve tarafsız bir yargı sisteminin var olduğu bir Türkiye hayalleri, yalnızca Osman Kavala’nın değil, pek çok insanın ortak arzusudur. Dolayısıyla, bu tür durumlar, toplumsal hafızada unutulmaması gereken izler bırakmakta ve adalet mücadelesinin sürekliliğini sağlamaktadır.

Yorum Yap

Benzer Haberler
Minguzzi davasında gerekçeli kararı açıklandı! Cezaevinden gelen bir mektup cezayı ağırlaştırdı: ‘Düzenini kur baba orada’
Minguzzi davasında gerekçeli kararı açıklandı! Cezaevinden gelen bir mektup cezayı ağırlaştırdı: ‘Düzenini kur baba orada’
Ahmet Gülhan kimdir, kaç yaşında, nereli?
Ahmet Gülhan kimdir, kaç yaşında, nereli?
İstanbul’da kritik Gazze zirvesi! Bakan Fidan: Taşın altına elimizi koymaya hazırız
İstanbul’da kritik Gazze zirvesi! Bakan Fidan: Taşın altına elimizi koymaya hazırız
Yasin’in dramı iş başvurusuyla ortaya çıktı! ‘Her şeyi kendi başıma halletmek zorundaydım’
Yasin’in dramı iş başvurusuyla ortaya çıktı! ‘Her şeyi kendi başıma halletmek zorundaydım’
İstanbul’da Gazze Zirvesi! Dışişleri Bakanı Fidan: Görev gücü tanımının içeriğine göre ülkeler karar verecek
İstanbul’da Gazze Zirvesi! Dışişleri Bakanı Fidan: Görev gücü tanımının içeriğine göre ülkeler karar verecek
Bursa’da vahşet! Sevgilisi tarafından 75 bıçak darbesi ile öldürüldü
Bursa’da vahşet! Sevgilisi tarafından 75 bıçak darbesi ile öldürüldü