Mülakatın zorluklarını aşarak sınavda birinci olan genç kuryenin hikayesini keşfedin! Başarıya giden yolda neler yapabiliriz?

Siyaset, birçok alanda olduğu gibi mülakat süreçlerinde de ciddi sorunlar doğuruyor. Mülakat sistemi, yıllarca tartışılan ve üzerinde çeşitli öneriler sunulan bir konu haline geldi. Son seçimlerde mevcut iktidar tarafından kaldırılacağı yönünde vaatler verilmiş, ancak seçim sonrası bu vaatlerin ne yazık ki gerçekleşmediği açıkça gözlemlenmiştir. Bu durum, gençlerin kariyer hayallerinin adeta ellerinden alınmasına yol açarak toplumda derin bir kırılmaya sebep olmaktadır. Bu yazıda, bu sorunların bir örneği üzerinden durumu daha iyi anlamaya çalışacağız.
İzmir’de Gelir Uzman Yardımcılığı sınavına katılan İsmail Salih Hızarcı, birinci olarak dikkat çekmiş ama mülakat aşamasında elenmiştir. Maliye Bakanlığına bağlı bu sınavda 93 puan alarak büyük bir başarı gösteren Hızarcı, mülakat aşamasında yalnızca 45 puan almış ve bu nedenle sona eren bir kariyer yolculuğuna başlamıştır. Hızarcı’nın durumu yalnızca bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda birçok gencin yaşadığı hayal kırıklığını temsil eden bir örnektir.
Hızarcı, 26 yaşında çiftçi bir ailenin çocuğu“20 aylık emeğim hiç edildi. 60 sorudan 50’sini doğru yaptım, elendim. Cumhuriyete ve liyakat ilkelerine inanarak dersime çalıştım. Ama hayatım zehir oldu.”
Hızarcı’nın mülakatta elenmesi, aslen sadece bir sınav başarısızlığı olarak görülebilecek bir durum değil. Bu tür durumlar, gençlerin işe alım süreçlerinde karşılaşabilecekleri adaletsizliklerin bir simgesidir. Hızarcı’nın elendiği mülakatın ardından 143 aday arasından birinci olarak çıktığı sınavın sonuçları, adaletin ne kadar önemli olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir. Hızarcı’nın isim vermediği nedenler üzerinden 35 kişilik asil ve 8 kişilik yedek listeye dahi girememesi, bu sürecin ne kadar şeffaf ve adil olmadığını açıkça göstermektedir.
Öne çıkan bir diğer durum ise Hızarcı’nın aynı zamanda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı‘na bağlı Milli Emlak Uzman Yardımcılığı sınavında yaşadığı benzer bir talihsizliktir. Bu sınavda 83 puan almasına rağmen mülakattan 69 alarak 70 puanlık barajın altında kaldı. Bu durum da Hızarcı’nın 210 kişilik asil ve 105 kişilik yedek listede yer alamamasıyla sonuçlandı. Bu tür birçok örnek, gençlerin beklentilerini olumsuz etkilerken, aynı zamanda toplumsal adaletin ne denli ihlal edildiğine de dikkat çekmektedir.
Sonuç olarak, mülakat sisteminin adaletsizlikleri, gençlerin toplumda nasıl bir yer edinecekleri üzerinde derin etkiler bırakıyor. Her geçen gün artan sayıda insan, üzerinde yıllarca çalışarak veya eğitim alarak hazırladıkları kariyer hayallerinin, mülakatlar gibi keyfi süreçlerle çiğnenmesine tanıklık ediyor. Türkiye’nin geleceği, gençlerin bu süreçte maruz kaldığı bu adaletsizliklerle şekillenecek mi, yoksa sistemin daha adil bir hale gelmesi adına atılan adımlar atılacak mı? Bu sorular, gelecekte daha fazla genç insanın hayalini etkileyebilir.






















Yorum Yap