Kahverengi kokarca böceğiyle başa çıkmanın püf noktalarını keşfedin! Uzmanlardan alınan etkili mücadele yöntemleriyle bahçenizi koruyun.

Kahverengi Kokarca (Halyomorpha halys), Gürcistan üzerinden Türkiye’ye girerek tarım sektörünü tehdit eden bir istilacı tür olarak, özellikle üreticilerin korkulu rüyası haline gelmiştir. Tarım ve Orman Müdürlükleri, bu zararlı böceğin kısa sürede Karadeniz Bölgesi’ni etkisi altına aldığını ve ardından diğer bölgelere doğru ilerlemeye başladığını belirtiler. Uzmanlar, Kahverengi Kokarca’nın fındık, hurma ve mısır gibi kilit tarım ürünlerinin yanı sıra 300’den fazla bitki türüne zarar verdiğini vurguluyor. Bu tür, özellikle Aydın, Sakarya, Ordu, Giresun ve Trabzon gibi illerde daha fazla yoğunluk göstermektedir.
UZAK DOĞU KÖKENLİ, TÜRKİYE’NİN HER BÖLGESİNE YAYILIYOR
Kahverengi Kokarca, Türkiye’de uzun yıllardır bulunmasına karşın, son bir yılda istila boyutuna ulaşan bir yayılma göstermiştir. Uzmanlar, bu durumun küresel ısınma ve vahşi avlanma gibi faktörlerden kaynaklandığını düşünüyor. Öyle ki, zararlının etkisi Karadeniz’den başlayarak Marmara ve Ege bölgelerine kadar yayılmıştır. Bu durum, tarımın sürdürülebilirliği açısından ciddi tehlikeler içermektedir ve çiftçiler için büyük bir risk faktörü oluşturmaktadır.

300’DEN FAZLA BİTKİ TÜRÜNÜ VURUYOR
Kahverengi Kokarca, yaklaşık 1,5 santimetre boyunda bir böcek olarak bitkilerin öz suyunu emerek onlarda çeşitli hastalıklara yol açmaktadır. Bu durum, meyve ve sebzelerde lekelenme, şekil bozukluğu ve kalite kaybı gibi sorunlara neden olmaktadır. Uzmanlar, bu zararlı böceğin en çok fındık, ceviz, elma, armut, şeftali, Trabzon hurması, turunçgiller, mısır, domates, biber ve fasulye gibi ürünlere zarar verdiğini belirtmektedir. Kahverengi Kokarca’nın fındıkta iç meyvenin büzüşmesine neden olduğu için, bu ürünün kalitesi düşmekte ve rekolte kaybı yaşanmaktadır. Dolayısıyla, bu böcekle mücadele edilmediği takdirde tarımsal üretimde ciddi sorunların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
TARIM VE ORMAN MÜDÜRLÜKLERİ’NDEN ÜRETİCİLERE UYARI
Tarım ve Orman Müdürlükleri, üreticilere bu türle mücadelede iki farklı yöntem uygulamaları gerektiğini açıklamıştır. Kimyasal mücadele kapsamında, ruhsatlı ilaçlarla gerçekleştirilen kontrollü uygulamaların kısa vadede etkili olabileceği ancak bu uygulamaların doğal dengeyi bozma potansiyeli taşıdığı belirtilmektedir. Uzmanlar, daha uzun vadeli bir çözüm olarak biyolojik mücadeleyi önermekte, Kahverengi Kokarca’ya karşı en büyük düşmanın Samuray Arısı (Trissolcus japonicus) olduğunu vurgulamaktadır. Bu arı türü, kokarcanın yumurtalarını parazitleyerek onların çoğalmasını engelleme kapasitesine sahiptir. Dolayısıyla, bu biyolojik savaşın başlaması, tarımda kalıcılığı sağlamak adına kritik bir öneme sahiptir.






















Yorum Yap