Gazzeye yönelik saldırılar ve ateşkesin ötesinde İsrail’in savaş kartelindeki sürekli tehditler, bölgedeki gerilimi artırıyor. Detaylar için tıklayın!
Gazze’deki insani kriz, sürekli olarak derinleşen bir felaket durumuna işaret ediyor. Yerel otoriteler, bölgedeki yaşam koşullarının dayanılmaz hale geldiğini ifade ederken, saldırılar ve bombardımanlar nedeniyle halkın büyük bir kısmı duygusal ve fiziksel bir çöküş yaşıyor. Filistinli yetkililer, yıkım ve insani yardımların tamamen yetersiz kalması konusunda alarm veriyorlar. Gözlemlere göre, Gazze’nin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi ve kuzeydeki Beyt Lahiya, kritik birer savaş alanı haline geldi. Bu durum, insan hayatını tehdit ederken aynı zamanda toplum yapısını da ciddi şekilde sarsıyor.
Gazze Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Basal’ın aktardığı bilgilere göre, işgal altındaki bölgelerde feldlerin zorunlu olarak toplandığı geçici mezarların sayısı giderek artıyor. İki yıllık çatışmalar sonucunda, cenazeler yol kenarları gibi diğer uygun olmayan alanlara gömülmek zorunda kalmıştı. Bugün, ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte, bazı cenazelerin resmi mezarlıklara nakli gerçekleştiriliyor. Ancak bu durum, insani acıların sona erdiği anlamına gelmiyor. Birçok aile, sevdiğini kaybetmiş olmanın yanı sıra, her an karşılaştıkları ölüm riskinin getirdiği yoğun psikolojik stresle de başa çıkmak zorunda kalıyor.
Hayatta kalanların çoğu açlık, yoksulluk ve beceriksiz yardım dağıtım sistemleri gibi çeşitli zorluklarla mücadele etmekte. Halkın büyük bir çoğunluğu gelir kaynağını yitirmiş durumda ve iktidarın geçici olarak sunduğu gıda yardımları, yalnızca meyve ve kuruyemiş gibi temel olmayan ürünlerle sınırlı. Bu durum, insanların temel gıda maddelerine erişimini daha da zorlaştırıyor. Basal, durumu “Gazze’de her şey felaket durumda” sözleriyle özetledi. Uluslararası yardım kuruluşlarının bölgeye yaptığı gönderiler, adeta bir propaganda aracı haline getirilmişken, hak edilen yardım miktarının yalnızca %24’üne ulaşılması, insani krizin boyutlarını gözler önüne seriyor.
Günümüz koşullarında, Gazze’ye giren yardım tırlarının sayısı, her gün beklenen 600 yerine yalnızca 136 olarak gerçekleşiyor. Bu da halkın acil ihtiyaçlarının görmezden gelindiği anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler, Ekim ayı sonunda yaptığı açıklamada, “İsrail saldırılarını durdursa bile Gazze’deki açlık sona ermedi” ifadesini kullanarak, durumun ciddiyetine dikkat çekti. Bu raporlar, bölgedeki açlık ve yokluk sorununun nasıl derinleştiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, 8 Ekim 2021’de başlayan çatışmaların ardından, iki yıl süren yıkım ve ardından gelen formalite niteliğindeki ateşkes, fiili hiçbir değişim sağlamadı. İsrail, ateşkes süresince de ihlallere devam ederken, BM verilerine göre, yaklaşık 68 bin 865 Filistinli hayatını kaybetti, 170 bin 670 kişi yaralandı. Ölenlerin çoğunluğunu ise kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Yıkımın etkisiyle Gazze’nin altyapısının %90’ının tahrip olduğu ve bunun yeniden inşasının yaklaşık 70 milyar dolar maliyet gerektirdiği bildirildi. Ateşkesin ardından bile, 226 Filistinlinin öldüğü ve 600 kişinin yaralandığı bilgisi, çatışmaların sona ermediğini açıkça ortaya koyuyor. Bu kargaşa içinde, Gazze halkının hayatta kalma mücadelesi, sadece fiziksel bir çaba değil, aynı zamanda ruhsal bir direniş haline gelmiştir. Yaşam mücadelesindeki bu irade, tüm insanlık için önemli bir ders niteliği taşımaktadır.
Yorum Yap