Papara’nın tutuklu kurucusu Karslı, faaliyet izinlerinin iptal edilmesinin ardındaki sırları çarpıcı açıklamalarla gözler önüne seriyor.

Papara’nın kurucusu Ahmed Faruk Karslı’nın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen yasadışı bahis ve kara para aklama iddialarına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınması, Türkiye’nin finansal teknolojiler alanında büyük tartışmalara yol açtı. 30 Mayıs 2025’te tutuklanan Karslı, bu süreçte Papara’nın faaliyet izinlerinin iptal edilmesiyle sonuçlanan bir dizi gelişmede önemli bir rol oynadı. Merkez Bankası, şirketin finansal faaliyetlerini sorgularken, kullanıcı hesapları üzerinde denetim süreci başlattı. Bu durum, hem şirketin geleceğini hem de kullanıcıların finansal güvenliğini ciddi şekilde tehdit eden bir ortam yarattı.
Ahmed Faruk Karslı, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada mahkeme süreci ile ilgili önemli noktalara dikkat çekti. Karslı, “Yasa dışı bahis örgütleri ile gizli bir anlaşma yapmak ve bir yazılımı gizlemekle suçlandığımızı öğrendim. Ancak bu iddiaların asılsız olduğunu düşünüyoruz,” şeklinde ifadelerde bulundu. Aynı zamanda, sürecin gizliliği nedeniyle kendilerine karşı yapılan bazı haksız yorumların doğru olmadığını vurguladı. “Soruşturmanın içerisinde herhangi bir suç unsuru bulunmamaktadır,” diyerek, itibarlarının zedelendiğini belirtti.
Papara’nın İtibarı ve Kamuoyu İlişkileri
Yargı Sürecindeki Hatalar
Karslı, yargı sürecinde yapılan hataları detaylandırarak, gizli tanık beyanlarının adil yargılama ilkesine aykırı olduğunu ifade etti. “Soruşturma kapsamındaki MASAK raporları, Papara’nın şüpheli işlemlerle ilgili olmadığına dair bulgularla dolu,” diyerek, bu raporlarda Papara’nın yasadışı bahse aracılık ettiği yönünde hiçbir tespit olmadığını belirtti. Karslı, sorgulamanın yanlı olduğu ve kamuoyunu yanıltıcı niteliği taşıdığını savundu.
Bu süreçte, Papara’nın karşılaştığı sıkıntılar, Türkiye’nin finansal teknolojiler alanındaki uluslararası imajını zedelemeye yönelik tehditler barındırıyor. Global oyuncuların dikkatini çeken bu durum, Türk sermayesinin kendi içindeki dinamiklerini sorgulamakta. “Kimsenin bu durumu oyunu oynamasına müsaade etmeyeceğiz,” diyen Karslı, Türkiye’de girişimcilerin varlığının önemine vurgu yaptı.
Papara’nın mali geçmişini de yansıtan sözleşmesi, devletle olan ilişkisini öne çıkararak güvenin yeniden inşası adına MiD, TMSF gibi kurallara uyarak çalıştıklarını hatırlattı. “Bu mücadele sadece bizim için değil, tüm Türkiye için önemlidir,” diyerek, genç girişimcilerin çalışmalarının boşa gitmesine izin vermeyeceklerini kaydetti.
Sonuç olarak, bu durum yalnızca Papara’nın geleceğini sembolize etmekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin finansal teknolojilerdeki yol haritasına dair önemli ipuçları sunuyor. Tüm bu süreçler, finansal sistemin ne denli kırılgan olduğunu ve aynı zamanda yargının bağımsızlığı konusunda ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.






















Yorum Yap