Danıştay Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay, soruşturma izni verilen kamu görevlilerinin görevlerine devam etmesini değerlendiriyor.

Bolu’daki Grand Kartal Otel yangınında oğlunu kaybeden Danıştay Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay, bu trajik olayın ardından yaşananları ve hukuki süreci derinlemesine değerlendirdi. Yangın, sadece bir otel kazası değil, aynı zamanda bir aile için yıkıcı bir kayıp ve toplumumuz için de bir adalet mücadelesi haline geldi. Gençbay’ın bu olayda yaşadığı acı, adalet talebinin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Yangın sonucunda 11 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması, Gençbay tarafından büyük bir mücadele olarak nitelendirildi. Bu süreçteki her aşama, yalnızca kişisel bir kayıptan ibaret değil, aynı zamanda toplumda adaletin yerini bulabilmesi için atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
“VERİLEN KARAR TÜRK HUKUK TARİHİNDE EMSAL OLABİLECEK BİR KARARDIR”
Gençbay, umudun her zaman canlı tutulması gerektiğine vurgu yaparak, “Yüce heyete karşı umudumuzu hep koruduk. Ve buradan çıkan kararın, toplumda karşılığı olacağını, yüreklere su serpeceğine değindik,” ifadelerini kullandı. Bu sözler, adalet arayışında mücadele kararlılığını yansıtıyor. Verilen kararın, Türk hukuk tarihinde bir dönüm noktası olabileceği düşüncesi, sadece kendisi için değil, tüm Türkiye için önemli bir örnek teşkil ediyor. Gençbay, “Bugün heyet, Bağoğlu’nda hakimler olduğunu bütün Türkiye’ye, bütün dünyaya ispatlamış oldular,” diyerek, bu kararın bir simge olduğunu belirtiyor.
Yangın olayını “organize kötülük” olarak tanımlayan Gençbay, bu tür eylemlerle mücadelenin sadece bireysel bir mesele olmadığını, geniş bir toplum hareketi gerektirdiğini vurguladı. Kamu görevlilerinden işletme sahiplerine kadar herkesin bu olayda sorumluluğu olduğunu belirterek, adaletin tecelli etmesi için tüm ilgili tarafların yargı önünde hesap vermesi gerektiğini ifade etti. Bu, adalet arayışının sadece mahkeme kararı ile sınırlı kalmayıp, tüm toplumu kapsayan bir bilinçlendirme süreci olmasını gerektirdiğini de göstermektedir.
“HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ OLAN BÜROKRATLAR HALA GÖREVDE”
Ancak adalet arayışlarında yaşanan zorluklar da oldukça dikkat çekici. Gençbay, kamu görevlileriyle ilgili soruşturma sürecinin yavaş ilerlemesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Danıştay 1. Dairesi’nin, Turizm Bakanlığı’na bağlı bazı bürokratlar hakkında soruşturma izni vermesinin ardından, sürecin ilerlememesi kendisini derinden üzüyor. “Aradan yaklaşık bir ay geçti, hala başsavcılığımızdan bir hareket yok,” diyerek, bürokratik engellerin ve gecikmelerin insan hayatını etkileyen sonuçları hakkında farkındalık oluşturmaya çalışıyor.
Özellikle, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’nde görevli denetleme kontrolörlerinin hala görevde olmaları ve haklarında suçlamaların bulunması, adaletin hızlı bir şekilde tecelli etmediği ve bu durumun da toplumda derin bir hayal kırıklığı yarattığını gösteriyor. Gençbay, “Bu hanım hala görevde,” diyerek sorguladı ve “Bunun yardımcıları, genel müdür yardımcıları, bunlar hakkında soruşturma izni verilmişti. Bu kişiler hala görevde,” dediğinde, durumun ciddiyetine dikkat çekti. Bu çerçevede, adaletin yerine gelmesi için yetkililerin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiği sonucuna varmak kaçınılmazdır.
Sonuç olarak, yaşanan bu olay yalnızca bireysel bir kayıp değil, aynı zamanda bir toplumsal hafıza ve adalet arayışı meselesidir. Abdurrahman Gençbay’ın mücadelesi, bizlere aynı zamanda adaletin ne denli önemli olduğunu ve bu alandaki her türlü inisiyatifin, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk taşıdığını hatırlatmaktadır.






















Yorum Yap