Eğitim hakkı ihlal edilen binlerce çocuğun sesi Yusuf Tekin’in gözlem ve uyarılarıyla görünüyor. Bu duruma dikkat çekmeye hazır olun!
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, UNESCO’nun 43. Genel Konferansı’nın Sabah Oturumunda, Özbekistan’ın Semerkand şehrinde çok önemli bir konuşma gerçekleştirdi. Bu konuşmasında, UNESCO’nun 80. kuruluş yılını kutladığı bir dönemde, Türkistan’ın kalbinde, kardeş Özbekistan’ın tarihi kenti Semerkand’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Tekin, bu tür önemli uluslararası toplantılarda Türk eğitim sisteminin ve Türkiye’nin UNESCO içindeki rolünün giderek artmasını sağlamak adına taahhütlerini vurguladı. Özellikle UNESCO Genel Direktörlüğü görevine seçilen Prof. Halid el-Enani’yi kutlayarak, Türkiye’nin her zaman Enani’nin yanında olacağını belirtti.
Tekin, Enani’ye duyduğu güvenle birlikte UNESCO’nun mevcut yapısal sorunlarını çözmede hızlı adımlar atılacağına inandığını vurguladı. Ayrıca, UNESCO Genel Konferans Başkanlığı görevine getirilen Sayın Hondker Muhammed Talha’yı da tebrik ederek, başarılı bir dönem geçirmesini diledi. Eğitim hakkı ve barış konularında duyduğu endişeleri de dile getirerek, özellikle Gazze’de yaşanan çocukların eğitim hakkının ihlali konusunda seslerini yükseltme çağrısında bulundu. Gazze’de yaşanan trajik olaylar hakkında geniş bir perspektife sahip olduğunu belirten Tekin, bu durumların yalnızca Gazze’de değil, tüm bölgeyi etkileyen büyük bir sorun haline dönüştüğünü ifade etti.
Tekin, Filistin’in kültürel mirasının yok edilmesi ve binlerce çocuğun eğitim haklarından mahrum bırakılması konularını gündeme getirdi. Bu, sadece eğitim meselesiyle sınırlı olmayan, aynı zamanda insanlık onurunu ilgilendiren bir sorundur. Bu nedenle, dünyada bulunan her birey için insanca yaşama hakkının korunması gerektiğine dikkat çekti. Tekin, Türkiye’nin bu noktada Sıfır Atık Projesi ile çevre sorunlarına nasıl çözüm getirdiğini de açıkladı ve doğanın, insanların üzerinde de hak sahibi olduğu anlayışının benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Eğitim konusundaki misyonunu net bir şekilde ortaya koyan Tekin, eğitimcilerin yalnızca eğitimle ilgili konulara odaklanmaması gerektiğini, aynı zamanda barış, insan hakları ve adalet gibi daha geniş bir perspektif ile yaklaşmaları gerektiğini ifade etti. Bu bağlamda, dünyada adaletsizlikle ve zulme uğrayanların yanlarında olmak ve onlara yardımcı olunması gerektiğini belirtti. Eğitim sisteminin bu anlayışla yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Eğer eğitim bir araç olarak kullanılabilirse, birçok olumsuzlukların önüne geçilebileceğine inandığını söyledi. Dolayısıyla, müfredatların bu bakış açısıyla düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Tekin, konuşmasının sonunda Türkiye’nin UNESCO’daki rolüne vurgu yaparak, Türkiye’nin uluslararası alanda daha fazla sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu ifade etti. Özellikle 2025-2029 Yürütme Kurulu adaylığını hatırlatarak, bu dönemde UNESCO’nun icra organındaki katkılarını artıracaklarına dair kesin bir taahhütte bulundu. Türkiye’nin UNESCO’da aktif görevler üstlenmekle birlikte, düzenli bütçesine en fazla katkıyı veren ülkeler arasında yer aldığını belirtti.
UNESCO’nun, uluslararası toplumun sorumluluk duygusuna dayanan bir oluşum olarak barış, adalet ve insan haklarını desteklemekte önemli bir rol oynadığını vurgulayan Tekin, bu bağlamda, Türkiye’nin de büyük bir sorumluluk taşıdığını ifade etti. Eğitimde insan odaklı, adalet ve demokrasi anlayışını benimseyen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile insan haklarına sahip çıkan bir öğrenci profili yetiştirmeye yönelik büyük bir gayret içerisinde olduklarını ifade etti.
Kültürel bağların güçlenmesi amacıyla UNESCO’nun rehberliğinde kültürün birleştirici gücüne katkı sağlamanın devam edeceğini de belirten Tekin, Türkiye’nin eğitim alanındaki dijital dönüşüm süreçlerini yakından takip ettiğini ve bu konuda UNESCO ile iş birliği yapmakta kararlı olduğunu vurguladı. Özellikle dijital öğrenme süreçlerinde atılan adımların önemine değinerek, bu konuda düzenlenen etkinliklere de aktif katılım sağladıklarını hatırlattı.
Yorum Yap