SON DAKİKA
--:--:--

Altın Portakal: Bu Yılın En Hüzünlü Ama Güçlü Festivali!

Altın Portakal Festivali, hüzünlü anlarla dolu ama güçlü bir etkinlik. Sanatın gücünü keşfetmek için bu yılki festivali kaçırmayın!

0 Yorum Yapıldı
Bağlantı kopyalandı!
Altın Portakal: Bu Yılın En Hüzünlü Ama Güçlü Festivali!

Türkiye’nin önemli film festivallerinden biri olan Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl 62’nci kez sinemaseverlerle buluştu. Festival, 24 Ekim’de açılışını gerçekleştirirken, bu yılki teması “Kalpten” olarak belirlendi. Altın Portakal Film Festivali, sinemanın ruhunu yansıtan bir organizasyon olmasının yanı sıra, kentteki sosyal ve siyasi olaylara da dikkat çekiyor. Festivalin açılışında, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in tutuklu olması nedeniyle bir burukluk yaşanıyor. Bu büyük etkinlik, geçmişte olduğu gibi yine bir kortejle başlarken, Böcek’in özgürlüğü için gökyüzüne beyaz güvercinler uçuruldu. Türkiye’nin en prestijli film festivallerinden biri olan bu etkinlik, sadece sinema tutkusunu değil, aynı zamanda dayanışma ruhunu da barındırıyor. Sanatın sesi her zaman yüksektir ve festival, sanatın susturulamayacağına dair etkin bir mesaj veriyor.

Festivalin “ulusal uzun metraj film yarışması” kapsamında gösterilen iki film, “Kesilmiş Bir Ağaç Gibi” ve “Noir” önemli temaları ele alıyor. “Kesilmiş Bir Ağaç Gibi” filmi, emekli mühendis Refik’in, Suriyeli sığınmacı Nesrin ve onun iki çocuğu ile olan ilişkisini anlatıyor. Refik’in, ailesi ile kuramadığı gerçek bir bağın ardından, sığınmacılarla yaşadığı duygusal etkileşim, savaşın ve göçün getirdiği trajedileri ortaya koyuyor. Film, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, sosyal çürüme ve aile dinamikleri üzerinde derinlemesine bir analiz yapıyor. Yönetmen Tunç Davut, gösterim sonrası gerçekleştirilen söyleşide bu konuda şunları ifade etti: “Öykü; aile ilişkileri, ötekileşme, toplumsal yapı, sınıfsal ayrımlar ve vicdan üzerine şekillenmeye başladı. Yaşlı bir adamın vicdani hesaplaşmasını ve çöken orta sınıf aile yapısını anlatmaya çalıştık.” Bu yorumlar, filmin sadece bir hikaye anlatımının ötesine geçtiğini ve toplumsal bir eleştiri sunduğunu gözler önüne seriyor.

Diğer yandan, “Noir” filmi ise farklı bir bakış açısıyla öne çıkıyor. Yönetmen Ragıp Ergün, izleyicileri, bir sinema yönetmeninin ruhsal bunalımlarına ve toplumunun karanlık yüzüne sürüklüyor. Filmin odak noktası, bir cenazede ağlayan yönetmenin yaşadığı linç girişimi. Bu olay, izleyicinin düşünsel sorgulamalara yönelmesine neden oluyor. Ergün, kadın cinayetleri gibi güncel toplumsal meseleleri özgün bir bakış açısıyla ele alarak, derin toplumsal olayları ve bunların birey üzerindeki etkilerini inceliyor. Her iki filmde, *gerçek hayattan esinlenilmiş* olaylar çarpıcı bir şekilde kurgulanarak, izleyiciyi düşündürmeye ve meselelere derinlemesine bakmaya sevk ediyor.

Ferhan Şensoy’un Hayatı ve Eserleri

Usta tiyatrocu Ferhan Şensoy’a odaklanarak hazırlanan “Ferhangi Bir Yaşam” belgeseli, festivalin gala filmleri arasında yer alıyor. Bu belgesel, Şensoy’un yaşamını ve kariyerini gözler önüne sererken, aynı zamanda onun zengin arşivinden derlenen görüntü ve anekdotlarla dolu. Filmin yönetmeni Selçuk Metin, belgesel gösterimi sırasında Tiyatrocu’nun ailesiyle bir araya gelerek, bu özel çalışmanın duygusunu paylaştı. Müjgan Ferhan Şensoy, “29 Ekim’de Antalya’da olmak çok anlamlı. Babamın zengin arşivinden daha önce haberdar değildik. Bu süreçte birçok şey keşfettik ve belgesel bunları gün yüzüne çıkardı” diyerek, belgeselin genç nesillere bir miras bırakacağını vurguladı.

Yönetmen Selçuk Metin ise, içinde bulunduğu atmosferin kendisine kattığı heyecanı dile getirerek, “Bu benim 12’nci belgeselim ve Ferhan Şensoy’un tüm hayatı boyunca sağladığı arşiv, kelimenin tam anlamıyla eşşiz ve çok değerli bir malzeme sundu. 65 tane kaset kullanılarak oluşturulan bu belgeselde, sadece bu kasetlerden bile yeni projelere imza atılabilir” ifadelerini kullandı. Metin, belgesele olan ilginin yanı sıra Anadolu’ya yönelik de bir turne düzenleme planlarının bulunduğunu ekledi. Bu projenin, *Sanatın toplum üzerindeki etkisini artırmak* adına önemli bir adım olacağını düşünüyor. Böylelikle, sanatın gücünden ilham alınarak, yeni nesillere ulaşmak ve toplumsal konulara dikkat çekmek mümkün olabilecektir.

Yorum Yap

Benzer Haberler
Ahmet Gülhan: Tiyatro ve Sine Dünyasının Efsanevi İmzası 85 Yılda Son Perdeyi Açtı!
Ahmet Gülhan: Tiyatro ve Sine Dünyasının Efsanevi İmzası 85 Yılda Son Perdeyi Açtı!
Orta Çağ’dan kalma kule onarım sırasında çöktü!
Orta Çağ’dan kalma kule onarım sırasında çöktü!
Dünyada bu hafta bir dizi aktiflik sanatseverlerle buluşacak
Dünyada bu hafta bir dizi aktiflik sanatseverlerle buluşacak
Tamer Karadağlı: Devlet Tiyatroları yeni sahnelerini Hatay ve Kars’ta açıyor
Tamer Karadağlı: Devlet Tiyatroları yeni sahnelerini Hatay ve Kars’ta açıyor
İstikrarını arayan bir kent ve kediler…
İstikrarını arayan bir kent ve kediler…
Fransız müzisyen Yann Tiersen İstanbul’da sahne alacak
Fransız müzisyen Yann Tiersen İstanbul’da sahne alacak