Sınırın sıfır noktasında, köy halkı ve öğrencilerin anlam dolu kutlamasıyla Cumhuriyet coşkusu haykırıyor; umut dolu, etkileyici bir görsel hikâye.
Bir sınır köyünün sessiz sabahında başlayan ve akşam güneşinin altın ışıklarıyla büyüyen Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, Boyuntaş Köyü’nde yaşayanlar için sadece bir resmi törenin ötesine geçti. Okulun öğretmenleri ve öğrenciler, köy halkını da yanlarına alarak elde taşıdıkları Türk bayrakları, Atatürk posterleri ve el yazısı pankartlarla mahalle aralarını adeta birer geçit törenine dönüştürdüler. Köyün daracık sokaklarında yürüyen çocuklar, sevinci ve gururu aynı anda taşıyordu; her adım, Cumhuriyet’in hak ettiği saygıyı ve minnettarlığı dile getiriyordu. Özellikle temsili gazeteyi dağıtan bir öğrenci, “Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” sözünü gülümseyerek mırıldandı ve bunun üzerinden köylüler bu tarihi hayaliyle dalga geçmeden, gelecek nesillere umudu taşımanın sorumluluğunu hissettiler.
İlkokulda ezberlediği şiirleri 79 yaşında okudu kutlama boyunca, köyün her yaştan sakini kendi içinde birer tarih notası gibi konuştu. Aralıksız gelenekleri sürdüren köy halkı, Cumhuriyet yürüyüşünde, 79 yaşındaki Seher Karadağ’ın Atatürk şiirlerini okumasıyla adeta bir köprü kurdu gençler ile deneyimli kuşaklar arasında. Seher hanımın sözleri, yalnızca hatıra değildir; onlar, köyün çocuklarına geçmişin dersini ve geleceğe dair güveni aktaran sessiz bir reformun sesidir. Şairin dizeleriyle yükselen gurur, sokakları sarmalayıp çocukların adımlarına rehberlik ederken, izleyenler de bu zengin mirasa sahip çıkmanın gereğini bir kez daha anladı.
Kutlamalar sırasında sergilenen çeşitli gösteriler, köyün sahip olduğu kültürel dokuyu yansıttı. Halk oyunları, marşlar eşliğinde yükselen kahramanlık temaları ve el işlerinden oluşan minik sergiler, genç nesillere tarihsel bağlarını hatırlatan bir arşiv gibi akıp gitti. Köy sakinlerinden Temel Bulut’un ifadesiyle, “Bu topraklar bize emanettir; Atatürk’e ve tüm şehitlerimize olan saygımızın bir ifadesi olarak bu kutlamaları en iyi şekilde yaşamak için buradayız.” sözleri, kutlamanın ruhunu özetler nitelikteydi. Sınırın sıfır noktasında bulunmanın verdiği sorumluluk, yöre halkını daha da kenetledi; çocuklarımızın bu duyguyu içselleştirmesiyle gelecek kuşaklar için onurlu bir miras bırakma arzusu büyüdü.
Hudutta görev yapmak biz öğretmenler için güzel bir duygu diyen okul müdürü Muhammet Aydın Albay da bu özel günü öğrencilerin ve köylülerin birlikte coşkulu bir şekilde yaşadığını belirtti. Kutlamaya katılan veliler ve misafirler, birlik ve beraberliğin en net göstergesi olan bu yürüyüşü, çocukların gözlerindeki ışıltı ile bir kez daha deneyimlediler. Albay’ın sözleri, öğretmenin meslek aşkıyla hareket eden bir ekibi nasıl motive ettiğini anlatıyor: “Köyümüzde yürüyüş yaparak vatandaşlarımızın da duygu ve düşüncelerini almak istedik. Sınırın sıfır noktasında, hudutta görev yapmak biz öğretmenler için güzel bir duygu. Genç öğretmenler olarak meslek aşkıyla öğrencilerimiz için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Öğrencilerimize vatan millet sevgisini küçük yaşlarda kazandırmak için çalışıyoruz.”
Kutlamalar boyunca köy meydanında toplanan vatandaşlar, çocukların yürüyüşlerini sessiz ve derin bir saygıyla izledi. Her yüz ifadesi, bu topraklara olan bağlılığı ve Cumhuriyet değerlerinin genç kuşaklar tarafından nasıl benimsenmesi gerektiğini anlatıyordu. Köylüler, geçmişten gelen bu duyguyu yeni nesillere aktarmanın gururunu yaşarken, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın ve birlikte hareket etmenin ne kadar kıymetli olduğunun altını çizdiler. Sınırın zorlu koşulları altında bile bir arada kalabilmenin ve Cumhuriyet’in temel değerlerini korumanın, bugün için ne kadar kritik olduğuna dair güçlü bir mesaj verildi. Kutlama, sadece geçmişe bir övgü değil; geleceğe yönelik bir sorumluluk bildirisiydi. Birlikte yürüyen çocuklar, anne ve babalarının, amcalarının ve öğretmenlerinin elini hissederek ilerledi; her adımda, bu toprakların asla yalnız kalmayacağına dair bir söz veriyordu.
Yorum Yap