Rojin için adalet arayışında 18. gün; umut ve direniş dolu bir eylemle, sesimizi birleştiriyoruz. Mücadelemiz her geçen gün güçleniyor!

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, geçtiğimiz yıl 27 Eylül’de kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra maalesef kayboldu. Ailesi ve arkadaşları, Rojin’in dönüş yapmamasından endişelenip, hemen durumu resmi mercilere bildirdi. Aradan geçen süre içinde, Rojin’e dair hiçbir iz bulunamazken, 15 Ekim tarihinde Mollakasım Mahallesi sahilinde cansız bedeni bulundu. Bu üzücü olay, tüm Türkiye’de büyük bir şok etkisi yarattı. Soruşturma süreci başlatıldı ancak Rojin’in ölümündeki gizem, kamuoyunda büyük bir merak ve tartışma yarattı.
Soruşturma devam ederken, Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi Merkezi tarafından hazırlanan rapor, 10 Ekim’de dosyaya girdi. Bu raporda, Rojin Kabaiş’in göğüs ve vajina iç bölgesinde iki ayrı erkeğe ait DNA’nın tespit edildiği açıklanmıştı. Bu durum, Rojin’in ölümünün ardındaki tartışmaları daha da derinleştirdi ve genç kadının hayatına son verilip verilmediği, işin içinde bir cinayet olup olmadığı gibi soruları akla getirdi. Kamuoyunda adalet arayışının yanında, bu olayın üniversite yönetimi tarafından nasıl karşılandığı da merak konusu oldu.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde eğitim gören öğrenciler, Rojin Kabaiş’in yaşadığı bu trajik olay sonrası hak arayışını desteklemek için eylemler düzenlemeye başladılar. Öğrencilerin gerçekleştirdiği eylemlerde, Rojin’in anısını yaşatmak ve adalet talep etmek için istikrarlı bir mücadele sergilendi. YYÜ kampüsünde 18. günde de devam eden Rojin eylemine katılan acılı baba Nizamettin Kabaiş ve amca Ahmet Kabaiş, derslerini bırakıp bu anlamlı protestoya katılmayı tercih ettiler. Öğrenciler, kampüste bir araya gelerek Rojin Kabaiş’in fotoğraflarının yer aldığı afiş ve dövizler taşıdı. Eylem sırasında sık sık “rektör istifa”, “Rojin için adalet”, “İntihar değil cinayet” ve “Nizamettin Kabaiş yalnız değil” sloganları attılar. Bu sloganlar, sadece Rojin için değil, aynı zamanda benzer trajediler yaşayan tüm kadınlar için bir farkındalık yaratma amacı gütmektedir.
Özellikle Baba Nizamettin Kabaiş’in eylem alanında yaptığı konuşma, birçok kişi üzerinde derin bir etki yarattı. Konuşmasında, YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli’nin öğrencilerin eylemine müdahale etmek için polis çağırmaya kalkıştığını vurguladı. “Kızımın otopsisine giren rektör bey, öğrencilerin eylemine destek olmak yerine polisi kampüse çağırıyor. Rojin’e sahip çıkmadınız, bari bu gençlere sahip çıkın.” diyerek bu durumun içler acısı olduğuna dikkat çekti. Kabaiş, Rojin’in ölümüne karşı yeterince hassasiyet gösterilmediğini ve üniversite yönetiminin bu konuda daha aktif bir rol alması gerektiğini savundu. “Bu öğrenciler sizin misafiriniz. Onların yanında olun, eylemlerine engel olmayın.” diyerek, öğrencilerin haklı taleplerine sahip çıkılmasını istedi.
Rektör Şevli’nin sosyal medyadaki Rojin paylaşımlarına erişim engeli talep etmesi, protestoları daha da büyüttü. Nizamettin Kabaiş, “Sen neden hesapları şikâyet ediyorsun? Kızımın dosyası ilerlemiyor. Bir yıldır bekliyoruz, DNA’lar kime ait hâlâ açıklanmadı.” sözleriyle adalet arayışlarının önündeki engellere dikkat çekti. Her geçen gün artan bu hak arayışı, gençlerin sadece Rojin için değil, tüm kadın cinayetleri ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği için mücadele etmeleri gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Rojin Kabaiş’in hikayesi, adalet arayışlarının daimi bir sembolü haline geldi ve bu bağlamda, genç nesil için güçlendirici bir motivasyon kaynağı oldu.






















Yorum Yap