Öğretim görevlisi adayı mısınız? Fırsatları keşfedin, kariyer yolunuzu aydınlatın ve eğitim dünyasında kendinizi ifade edin!

9 Kasım 2018 tarihli ve 30590 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde yükseköğretim kurumlarının kapasiteleri ve düzgün işleyişleri açısından belirli kurallar ve ilkeler ortaya konmuştur. Bu yönetmelik, öğretim elemanlarının işe alım süreçlerinde şeffaf ve adil bir yaklaşım benimsemelerini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Elbette ki, bu tür düzenlemeler sadece işe alım sürecinin şekillendirilmesiyle sınırlı kalmamakta, aynı zamanda adaletli ve eşit bir eğitim ortamının da temellerini atmaktadır.

Yönetmeliğin 6. maddesinin 5. fıkrasında belirtilen hüküm, üniversitelerin öğretim elemanı kadro ilanlarında belirli adaylara yönelik özel şartlar koyamayacaklarını açıkça ifade etmektedir. Bu, üniversitelerin ilan ettiği pozisyonların sadece belirli bir aday için değil, tüm nitelikli bireyler için geçerli olmasını sağlamayı hedefler. Bu nedenle ilgili mevzuata aykırı davranıldığı takdirde, ilanı veren yöneticilerin hem idari hem de hukuki sorumlulukları söz konusu olmaktadır. Bu durum, eğitim kurumlarındaki etik ve profesyonellik anlayışının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Özellikle, Dokuz Eylü Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 5 Kasım 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Tıp Fakültesi Acil Tıp alanında istihdam edilecek öğretim görevlisi kadrosuna ait ilanla ilgili belirtilen özel şartların dikkat çekici bir şekilde alanında belirli bir isme hitap ettiğini belirtmek önemlidir. İlanda yer alan “Acil servise başvuran hastaların bilgisayarlı tomografi ile ölçülen optik sinir kılıf çapının normal ve patolojik değerleri konusunda çalışması” şartı son derece spesifik olup, bu şartların belirli bir adayın uzmanlık tezi ile doğrudan ilişkilendirilebileceği anlaşılmaktadır.
Böyle bir durum, şüphesiz ki yönetmeliklerin ruhuna ve amaçladığı adil ve şeffaf işe alım süreçlerine aykırıdır. Yasa dışı ilanlar, yalnızca adaletsiz bir seçim süreci yaratmakla kalmaz, aynı zamanda akademik kurumların güvenilirliğini de zedeler. Bu nedenle, adaylar arasında eşit şartlar sağlanarak, herkesin başvuru yapma hakkının korunması gerekmektedir. Hali hazırda, iptal edilmesi ya da düzeltilmesi gereken bu tür ilanların yol açabileceği olumsuz sonuçların farkında olunmalıdır.
Sonuç olarak, eğitim alanındaki etik ilkelerin ve yönetmeliklerin etkin bir şekilde uygulanması, yalnızca adayların haklarını değil, aynı zamanda yükseköğretim kurumlarının genel yapısını ve topluma olan güvenini korumaya da yardımcı olacaktır. Bu bağlamda, yönetimlerin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi ve ilan süreçlerinde gerekli hassasiyeti göstermesi hayati önem taşımaktadır. Eğitimde kalitenin arttırılabilmesi ve devletin yükseköğretim sisteminin güvenilirliğini koruyabilmesi için böyle dikkatli bir yaklaşım şarttır.






















Yorum Yap