Muğla’nın doğal güzelliklerine sahip çıkan çevrecilerin kararlılığı, talana dur demek için bir araya gelmesiyle gurur veriyor.

Marmaris’in Çamlı Mahallesi’nde, özel koruma statülerine tabi olan doğal sit alanında gerçekleştirilecek olan turizm projesi, çevre bilinciyle hareket eden birçok kişi ve grubun tepkisini çekmiştir. Bu projenin detayları, özellikle çevresel etkileri üzerine yoğun eleştiriler alarak, büyük bir tartışma ortamı yaratmıştır. CLEO TUR adlı şirketin hayata geçireceği “Çadırlı Konaklama ve Günübirlik Alan” adlı proje, “ÇED Gerekli Değildir” kararıyla onaylanmış olsa da, bu durum çevre koruma aktivistleri arasında büyük bir tartışma konusu olmuştur. Proje kapsamında toplam 18 bin 287 metrekarelik bir alan üzerinde lüks çadır platformları, buluşma alanları, yüzme havuzları ve çeşitli konaklama birimlerini içeren yapılar inşa edilecektir.

İçinde 49 adet lüks çadır için 200 m²’lik platformlar ve toplamda 800 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğinde bir araç yolu olacağı belirtilmiş olsa da, bu planın uygulanmasının yerin doğal yapısını ve ekosistemini nasıl etkileyeceği konusunda ciddi endişeler bulunmaktadır. Raporlarda ağaç kesilmeyeceği belirtilmesine karşın, bitki örtüsünün temizleneceği ve 177 m³ kaya kırılması planlanmaktadır. Bu tür bilgiler, yerel halkın ve çevre koruma derneklerinin proje hakkında duyduğu kaygıları artırmaktadır.
MUĞLA’DA “AHŞAP” ÇELİŞKİSİ
Proje onayı devam ederken, Akyaka’da bazı turizm işletmelerinin geleneksel Muğla tavanlarının “ahşap malzeme” kullanımı gerekçe gösterilerek sökülmesi, bölgede kültürel mirasın korunması konusundaki uygulamaların sorgulanmasına yol açmıştır. Yerel çevreciler ve mimarlar, “Doğal sit alanlarında yoğun yapılaşmaya izin veriliyor, ancak kültürel miras özelliği taşıyan ahşap tavanlar yasaklanıyor” diyerek bu durumun anlaşılmaz bir çelişki olduğunu vurgulamaktadır.

HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILDI
Gökova Akyakayı Sevenler Derneği, Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Marmaris Kent Konseyi ve TMMOB Muğla İl Koordinasyon Kurulu, projeye karşı harekete geçerek hukuki süreç başlatmıştır. Bu sivil toplum kuruluşları, projenin bölgenin Özel Çevre Koruma Alanı, Nitelikli Doğal Sit ve arkeolojik sit alanı statüleri ile çelişkili olduğunu belirterek, projenin “geri dönüşü olmayan doğa tahribatına yol açacağı” uzman görüşüne ihtimaller dahilinde önem vermektedir. Muğla Büyükşehir Belediyesi de verilen ÇED kararının iptal edilmesi ve yürütmenin durdurulması amacıyla dava açmıştır. Dava dilekçesinde projenin çeşitli yasal düzenlemelere ve üst ölçekli planlara aykırı olduğuna dikkat çekilmektedir.
“DOĞAYA TELAFİSİ OLMAYAN ZARAR” UYARISI
Çevre örgütleri, bölgenin maki ve garig bitki örtüsü ile birçok endemik türü barındırdığını hatırlatarak, projenin hayata geçirilmesi durumunda bölgenin doğal yapısının ciddi anlamda tehdit altında kalacağı konusunda uyarılarda bulunmaktadır. Çevreciler, “Doğal sit alanları turizm yatırımları ile parça parça yok ediliyor” diyerek, konunun ciddiyetine vurgu yapmaktadır.

GÖZLER MAHKEME KARARINDA
İncekum’daki proje, Muğla’da doğanın korunması ile turizm faaliyetleri arasındaki dengenin yeniden tartışılmasına yol açma potansiyeline sahiptir. Yargı süreci devam ederken, çevre örgütleri ve bölge halkı, projeye karşı olan direnişini sürdürmektedir. Bu kararın, bölgedeki diğer benzer projeler için de emsal oluşturacağı öngörülmektedir. Kentin doğal ve kültürel zenginliklerinin korunması adına ortaya konan bu mücadele, yerel halkın ve çevre aktivistlerinin kaygılarını ve haklı taleplerini somut bir şekilde gündeme taşımaktadır.























Yorum Yap