Mahkeme, müteahhide ağır bir ceza vererek istinafın bozma kararını onayladı. Adaletin tecellisi için önemli bir dönüm noktası.
Adana’da 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen yıkıcı deprem, kentin Alpargün Apartmanı gibi birçok yapısının çökmesine neden olmuş ve bu felaket sonucunda 96 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu trajik olay, hem toplumsal hem de hukuksal açıdan nihaî sonuçlar doğurmuştur. Apartmanın müteahhidi Hasan Alpargün, yıkımın ardından başlatılan yargı süreci sonucu yaptığı inşaatın kalitesi ve yasalara uygunluğu konusunda kendini savunmuş olsalar da, mahkeme tarafından ağır cezalara çarptırılmıştır. Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi, müteahhitin “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 62 kez müebbet hapis ve toplamda 865 yıl hapis cezasına hükmetmiştir.
Duruşmada Hasan Alpargün, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla katılarak, apartmanın inşa sürecinin her aşamasının yasalara uygun olduğunu iddia etmiştir. “İnşaatta hiçbir eksik malzeme kullanmadım. 1975 Deprem Yönetmeliği’ne uygun inşaat yaptım. Proje eksiksiz ve kusursuzdur. Binanın iskanını aldım,” şeklindeki beyanları, mahkeme önünde kendisini savunma çabası olarak değerlendirilmiştir. Alpargün’ün avukatları, müvekkilinin ciddi sağlık sorunları olduğunu, kanser hastası olduğunu belirterek, tahliye ve beraat talebinde bulunmuşlardır. Ancak, birçok müşteki sanıktan şikayetçi olmuş, bu sebeple sanığın “olası kastla öldürme” suçundan cezalandırılmasını istemişlerdir. Müşteki avukatları, Konya Teknik Üniversitesi’nden gelen bilirkişi raporuna dayanarak, savcılığın mütalaasını değiştirip daha ağır bir ceza talep etmesini önermişlerdir.
Olayın Sonrası ve Yargı Süreci
Deprem sonrası inceleme ve soruşturmalar başlatılmıştır. Hasan Alpargün’ün, olayı takip eden günlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kaçmaya çalıştığı anlaşılmış, burada yakalanarak Adana’ya getirilmiştir. Alpargün’ün, Türkiye’den KKTC’ye ciddi miktarda parayı transfer etmeye çalıştığı ve orada mülk edinme girişiminde bulunduğu yönünde iddialar gündeme gelmiştir. Bu durum, ceza yargılamasında değerlendirilmiş ve sanığın kaçma niyeti üzerine ağırlaştırıcı bir unsur olarak dikkate alınmıştır. Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 27 Eylül 2024 tarihinde, sanığın suçunu tekrar değerlendirerek, önceki kararını sağlamlaştırmıştır. Ancak, bu karar Adana Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hukuka aykırı bulunmuş, bozulmuş ve dosya yeniden incelenmek üzere mahkemeye gönderilmiştir.
Bu tür davalar, sadece bireyleri değil, toplumu da derinden etkileyen sonuçlar doğurabilmektedir. Adana’daki bu felaket, yapı güvenliğinin önemini, denetim mekanizmalarının işleyişini, yargı süreçlerinin hızını ve adaletin ne denli sağlanıp sağlanamayacağını sorgulatmaktadır. Bu olay, inşaat sektöründeki denetimlerin ne denli ciddiyetle yapılması gerektiği konusunu gündeme getirirken, benzer olayların tekrar yaşanmaması adına uluslararası standartlara uygun inşaat uygulamalarının hayata geçirilmesi elzemdir. Ayrıca, bu tür trajedilere maruz kalanların acılarının yargı sürecinde anlamlı bir şekilde karşılık bulup bulamayacağı, hem mağdurlar hem de toplum için oldukça önemlidir.
Yorum Yap