Gebze’de çöken binayle ilgili şok gerçekler ortaya çıktı: CİMER’e yapılan şikayetler ışığında flaş gelişmeler yaşanıyor.

Gebze ilçesinde yaşanan, 7 katlı binanın ansızın çökmesi faciası, sadece enkaz altındaki can kayıplarıyla değil, hukuki ve yapısal soru işaretleriyle de gündemi derinden sarstı. 5 kişilik bir ailenin göçük altında kalması sonucu ortaya çıkan trajedi, sadece kayıplar değil, sürecin yönetimi ve yetkililerin sorumluluğu konusunda da ciddi tartışmalar başlattı. 19 saat süren arama-kurtarma faaliyetleri sonrasında aile bireylerinden sadece 18 yaşındaki kızı Dilara Bilir sağ kurtulabildi. Babası Levent Bilir, eşi Emine Bilir ve çocukları Emir ile Nisa’nın ne yazık ki hayatını kaybetmesi, olayın boyutunu daha da ağırlaştırdı.

Bu elim olay, sadece bir yapı felaketi olmanın ötesinde, yapıların güvenliği ve kamu yönetiminin müdahale süreçleri üzerine önemli dersler ve sorular ortaya koyuyor. Yıkımın nedeni üzerine kamuoyunda dolaşan iddialar, olayın arka planının derinlemesine araştırılması ve yetkililerin şeffaflığı ihtiyacını gözler önüne seriyor.

Yıkımın Öncesindeki İhbarlar ve Belediyenin Müdahalesi
Kazanın yaşandığı bina, inşaatı üzerinden sadece 12 yıl geçmiş durumda. Yıkım öncesinde binada ciddi yapısal bir kayma olduğu fark edildi ve bu durum Gebze Belediyesi’ne iletildi. Ancak belediyenin yaptığı ön incelemede, binada acil yıkımı gerektirecek ölçüde bir sorun tespit edilmediği raporlandı. Bu tespit, bazı çevrelerde belediyenin görevinin gereğince yapılmadığı eleştirilerine yol açtı. Belediyenin ‘Sorun Yok’ raporunun ardından saatler içinde binanın tamamen çökmüş olması, meselenin sadece teknik değil, organizasyonel ve yönetimsel boyutlarının da sorgulanmasına neden oldu.

Bina Yanındaki Komşudan Cumhurbaşkanlığı’na (CİMER) Kritik Şikayet ve İddialar
Enkazın hemen yanında bulunan bir başka binada yaşayan komşu ailenin dile getirdiği önemli şikayetler, olayın başka bir boyutunu ortaya koyuyor. Metro inşaatının bu bölgede devam ettiği süreç boyunca, komşu binada tavan ve duvar birleşimlerinde, kolon hizalarında gözle görünür çatlaklar meydana geldiği ve bu çatlakların zamanla büyüdüğü ifade edildi. Çatlakların artış göstermesiyle birlikte, binanın dış kapısının kapanmakta zorlandığı ve bu durumun yapısal bir oturma ya da kayma riskini işaret ettiği dile getirildi.
Bu hususlar, yalnızca bir yapı hasarından öte, bölgedeki metro inşaatlarının çevredeki binalar üzerindeki olumsuz etkilerinin incelenmesi gerektiği talebini gündeme getiriyor. Komşu ailenin CİMER’e yaptığı başvuruda, metro çalışmalarının binaya verdiği potansiyel zararın teknik yöntemlerle araştırılması, varsa sorumluların tespiti ve mağduriyetin giderilmesi talepleri net biçimde ifade edildi.
| Şikayette Öne Çıkan İfadeler | 
|---|
| “Sayın Yetkili, İkamet ettiğimiz binanın yakınında yürütülen metro inşaatı faaliyetleri öncesinde, evimizde herhangi bir çatlak veya yapısal sorun bulunmamaktaydı. Ancak çalışmalar başladıktan sonra, özellikle tavan-duvar birleşim noktalarında ve kolon bölgelerinde belirgin çatlaklar oluştu. Bu çatlaklar zaman içinde büyüdü ve dış kapının kapanmasında zorluklara yol açtı. Bu gelişmeler, bina üzerinde oturma veya kayma riski olduğunu düşündürmektedir. Can ve mal güvenliğimizi tehdit eden bu durum nedeniyle; – Metro inşaatının çevre binalar üzerindeki etkilerinin incelenmesini, – Oluşan hasarın metro çalışmalarından kaynaklanıp kaynaklanmadığının teknik olarak tespit edilmesini, – Gerekirse sorumluların belirlenerek mağduriyetimizin giderilmesini talep ediyorum. Bilgilerinize arz ederim.”  | 
CİMER’İN GÖSTERDİĞİ PROAKTİF YANIT VE TAKİP SÜRECİ
Bu önemli şikayet üzerine CİMER tarafından verilen yanıt ise şu anda sürecin titizlikle takip edildiğini ortaya koyuyor. Yetkili makamlar, şikayette belirtilen çatlakların nedenlerinin detaylı olarak incelenebilmesi için metro inşaatını yürüten firmaya teknik değerlendirme ve analizler yapması yönünde talimat vermiş bulunuyor. Çalışmaların yakından izlenmesi ile sürecin şeffaf şekilde ilerletilmesi hedefleniyor.
Yaşanan bu olay; hem kentleşmenin hızlı gelişimi, hem altyapı projelerinin planlama süreçleri, hem de afet öncesi erken uyarı ve müdahale mekanizmaları açısından kritik bir örnek teşkil etmektedir. Önümüzdeki günlerde yetkililerin açıklamalarını ve uzman raporlarının sonuçlarını büyük bir dikkatle beklemek gerekmektedir. Aynı zamanda, bu trajedinin tekrar yaşanmaması için kentsel dönüşüm ve denetim süreçlerinin güçlendirilmesinin elzem olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.






















Yorum Yap