Demirtaş, CHP’nin hedef alındığı güncel süreçleri cesurca değerlendiriyor. Ayrışmanın derinleştiği bu kritik analiz kaçırılmamalı!

Tutuklu HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, T24 için yazdığı yazıda mevcut sürecin değerlendirmesini yaparak, yaşanan ayrışmanın nedenlerine ışık tutmaya çalıştı. Demirtaş, iktidara yönelik sert eleştirilerde bulunarak, bu dönemde yapılması gereken birçok adımın atılmadığını vurguladı. Özellikle CHP’ye yönelik hamlelerin, toplumsal birliğin sağlanması gereken bir dönemde derinleşen ayrışmaya katkıda bulunduğunu ifade etti. Ülkenin siyasi gündemini meşgul eden bu süreçte, kimlerin hangi adımları atması gerektiği konusunda somut önerilerde bulunarak, okuyucuların dikkatini çekti.
Demirtaş, Türkiye’nin önemli bir dönemden geçtiğinin altını çizerken, bu süreçte nelerin yapılması gerektiği konusunda samimi bir muhasebe yapmanın önemli olduğunu dile getirdi. Eleştirel bakış açısıyla, barışın ve kardeşliğin nasıl sağlanabileceğine dair fikirlerini paylaştı. “Dost acı söyler, ben barışın ve kardeşliğin dostu olarak bunları 12 metrekarelik hücremden görüyor ve üzülüyorum” diyerek, içinde bulunduğu durumu da ifade etti.
Demirtaş’ın yazısında yer alan en önemli vurgulardan biri, sürecin “silah” değil “kardeşlik” üzerinden yürümesi gerektiğidir. Kardeşlik hukukunun ön planda tutulması gerektiğini belirten Demirtaş, silahların devre dışı bırakılmasının ardından kardeşlik bağlarının yeniden inşa edilmesi için somut adımlar atılması gerektiğini söyledi. Ancak bu noktada, toplumsal duyarlılığın göz ardı edilmemesi gerektiğini de ifade etti. Eğer kardeşlik duygusu geliştirilmeden sadece yasalarla çözüm aramaya çalışılırsa, sosyo-politik bir bölünmenin oluşabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Demirtaş’ın sunduğu önerilere odaklanacak olursak, öncelikle bir Meclis komisyonun, toplumu dinlemek adına etkinlikler düzenlemesi gerektiğini ve bu süreçte liderlerin de bu etkinliklerde yer alarak toplumsal barışa katkı sunabileceğini belirtmektedir. Geliştirilen öneriler arasında kültürel etkinliklerin teşvik edilmesi, futbol maçlarının kardeşlik simgeleri haline getirilmesi gibi unsurlar bulunmaktadır. Bu tür etkinliklerin kardeşlik bağlarını pekiştirmesi için önemli bir zemin oluşturacağı düşünülmektedir.
Demirtaş, elbette her şeyin yasal düzenlemelerle halledilemeyeceğinin altını çizer ve yasaların toplumun bilincinde, yüreğinde şekillenmeden sadece Meclis’te gündeme gelmesinin yetersiz olduğunu savunur. Toplumun farklı kesimleri arasında duygusal bir bağ oluşturmadan, yasal çerçevelerde ilerlemenin sağlıklı olmayacağını belirtmektedir.
Bunların yanı sıra Demirtaş, siyasi liderlerin ve toplumun farklı kesimlerinin birlikte etkinlikler düzenlemesi halinde nasıl bir etkili sonuç elde edilebileceğine dair çeşitli önerilerde bulunmaktadır.
Demirtaş’nın vurguladığı bir başka kritik nokta ise, derinleşen ayrışmanın sadece siyasi hamlelerle değil, toplumun ortak acılarının paylaşılmasıyla giderilebileceğidir. Türk ve Kürt anaların, evlatlarını kaybetmiş bireyler olarak ortak duygularını paylaşabilmeleri için buluşmalarının teşvik edilmesi gerekmektedir. Uzlaşma ve kardeşlik için duygusal birlikteliğin ön planda tutulması, sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Ayrıca, Demirtaş, bir toplumun geçirdiği zorlu süreçlerin ardından yeniden inşa edilmesi için gereken tüm adımların hayata geçirilmesinin gerekliliğine vurgu yaparak, bu tür çalışmaların sadece siyasi bir irade ile olamayacağını, bunun yanında gerçek bir özlem ve ihtiyaç olduğunun altını çizmektedir.
Sonuç itibarıyla, mevcut durumun ele alınması ve önyargıların kırılması adına atılacak adımlar, toplumun her kesiminde barış ve kardeşliği geliştirecek unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Dost acı söyler, ancak bu acıların birbirimize duyduğumuz sevginin önünde engel teşkil etmemesine önem göstermeliyiz. Demirtaş’ın belirttiği gibi, barış ve kardeşlik mutlaka kazanacaktır ve bu mutlu sona ulaşmak için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekmektedir.






















Yorum Yap