DEM Partisi, 4 Kasım’dan bu yana devam eden siyasi baskıları incelemeye davet ediyor! Sesini yükselt, detaylara göz at!
DEM Parti, 4 Kasım 2016 tarihinde, HDP milletvekillerine yönelik gerçekleştirilen tutuklamaların etkilerini araştırmak amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir araştırma önergesi sunmuştur. Bu önerge, sadece tutulacak olan kişilerin sayısını değil, aynı zamanda Türkiye’nin demokratik yapısında yarattıkları derin tahribatı da sorgulamaktadır. Partinin sunduğu gerekçede, 4 Kasım operasyonlarının “demokratik siyasete yönelik bir darbe” olduğu vurgulanmıştır. Bu bağlamda, HDP’nin üst düzey yöneticilerinin ve milletvekillerinin tutuklanması, yalnızca bireylerin haklarını ihlal etmekle kalmamış, aynı zamanda toplumun demokratik işleyişine büyük bir darbe vurmuştur.
Önergeye göre, 4 Kasım 2016 gecesinde gerçekleştirilen eşzamanlı operasyonlar, HDP’nin eş genel başkanları, grup başkanvekilleri, milletvekilleri ve belediye eş başkanlarının tutuklanmasına neden olmuştur. Bu operasyonlar, Türkiye’nin demokratik yapısında derin bir kırılma yaratarak, toplumsal ve siyasi denklemleri radikal bir biçimde değiştirmiştir. “HDP’YE YÖNELİK BU OPERASYONLAR MECLİS’İN İŞLEVİ ÜZERİNDE CİDDİ BİR BASKI YARATMIŞTIR” ifadesi, bu sürecin boyutunu açıkça ortaya koymaktadır. 6 milyondan fazla kişinin oyunu alarak Meclis’in üçüncü büyük partisi haline gelen HDP’ye yönelik gerçekleştirilen bu operasyonlar, demokratik siyasetin önemli bir parçasını yok etmeye yönelik bir hamle olarak değerlendirilmektedir. Bu durumun, Meclis’in işlevi üzerinde yarattığı baskı da göz ardı edilemeyecek kadar ciddidir.
DEM Parti, daha önce Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk’e yasama dokunulmazlığına rağmen verilen cezanın süregelen hukuksuz yargılamaların bir kanıtı olduğu konusunda ısrarla durmaktadır. Bu bağlamda, 4 Kasım 2016 tarihi, yalnızca bir tarihten ibaret değil, aynı zamanda sistematik biçimde uygulanan siyasal baskıların da bir sembolüdür. Partinin açıklamalarında, “Seçilmiş eş genel başkanlar, milletvekilleri ve belediye eş başkanları keyfi gözaltılar, tutuklamalar ve görevden uzaklaştırmalarla karşı karşıya bırakılmıştır” ifadesi, mevcut siyasi koşulları eleştiren önemli bir nokta olarak öne çıkmaktadır.
DEM Parti, 20 Mayıs 2016’da milletvekili dokunulmazlıklarının “tek seferlik” olarak kaldırılmasını Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir adım olarak nitelendiriyor. Bu değişikliğin, belirli siyasetçileri hedef alarak demokratik siyasetin dışına itme amacı taşıdığı belirtiyor. Bu durum, uluslararası kuruluşlar tarafından da tescillenmiştir. 4 Kasım operasyonlarından sonra 31 milletvekilinin gözaltına alındığı, bunlardan 16’sının tutuklandığı belirtilmektedir. “Aradan geçen yıllarda HDP’nin kazandığı belediyelere kayyım atanmış, belediye eş başkanları tutuklanmış ve demokratik temsil hakkı ortadan kaldırılmıştır” ifadesiyle, durumun ciddiyeti bir kez daha gözler önüne serilmektedir.
Parti ayrıca, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden sonra Hakkari, Mardin, Van, Batman, Siirt ve Dersim gibi birçok belediyeye kayyım atanmasının da “hukuk dışılığın rutin hale geldiğinin göstergesi” olduğunu vurgulamaktadır. Bu durum, sadece yerel yönetimler üzerinde değil, aynı zamanda toplumun genelindeki demokratik yapı üzerinde de derin etkiler bırakmaktadır. Sonuç olarak, “4 Kasım darbesinin demokratik siyaset, toplumsal barış ve hukukun üstünlüğü üzerindeki etkilerinin araştırılması, Türkiye’de demokratik düzenin güçlendirilmesi açısından hayati önemdedir” ifadesiyle, bu önergenin sunulması, mevcut siyasi iklimin iyileştirilmesi için oldukça kritik bir adımdır.
Yorum Yap