Ara tatilde sosyal medya yorgunluğu ile başa çıkmak için dikkat et! Bu sessiz tehlikeden korunmanın yollarını keşfet!
2025-2026 Eğitim-Öğretim Dönemi’nin ilk ara tatili bu hafta sonu başlıyor ve milyonlarca öğrenci, 17 Kasım’a kadar toplam 9 gün boyunca tatil yapmanın heyecanını yaşıyor. Ancak bu tatil periyodu, sadece dinlenmek için bir fırsat olmanın ötesinde, dikkatli olunmadığı takdirde bazı dezavantajları da beraberinde getiriyor. Özellikle çocukların tatil dönemlerinde ekran ile olan ilişkisi, önemli bir sorun haline gelebiliyor. Recent 연구 결과ları, tatil dönemlerinde çocukların ekran başında geçirdiği sürelerin %30-40 oranında arttığını gösteriyor. Uzmanlar, bu durumun yalnızca çocukların zihinsel sağlığı üzerinde değil, aynı zamanda genel yaşam kaliteleri üzerinde de olumsuz etkileri olabileceği konusunda uyarıyor. Ailelerin bu konuda dikkatli olması ve çocukları ekran yerine hayatın başka alanlarına yönlendirmesi hayati önem taşıyor.
Özellikle “Gerçek tatil, ekrana değil hayata bakmakla olur” ifadesi, ailelere bir çağrı niteliği taşıyor. Ara tatili, öğrencilerin yoğun okul temposundan sonra bir dinlenme dönemi olarak değerlendirilebilir, fakat uzmanlar tatilin sıkça “yapay bir dinlenmeye” dönüşme riskinden bahsediyor. Çocuklar gün boyunca ders, sınav ve ödev gibi zihin yoran aktivitelerle meşgulken, tatil geldiği zaman telefondan ve ekranlardan ayrılmamaları, dinlenmek yerine aslında beynin daha fazla uyarılmasına sebep oluyor. Çocukların gerçek anlamda dinlenmesi için ekrandan uzaklaşmaları ve sessizlik içinde zaman geçirmeleri gerekiyor.
Zihinsel yorgunluk yaşayan öğrenciler, tatilde dahi ekran başında kaldıklarında mental sağlığını kaybedebilir. Her bir ekranda geçirilen saat, dikkat sürelerini ve uyku düzenlerini bozmakta. Uzmanlar, dijital bombardımandan uzak kalmanın çocukların beyin yenilemesini sağlamak için kaçınılmaz olduğuna vurgu yapıyorlar.
Ara tatil döneminde sosyal medya kullanımı ise oldukça artmakta. Eğitim Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksoy, çocukların, başkalarının tatil görüntülerine bakarak kendi tatillerini harcayabildiğini belirtiyor. Bu durumun çıkarılan sonuçları ise oldukça çarpıcı. Tatilde geçirilen zaman, görünüşte eğlenceli bir aktivite olarak nitelendirilse de aslında sürekli bir karşılaştırma ve stres kaynağı haline gelebiliyor. Yani, başkalarının hayatlarını izleyerek kendi tatil deneyimlerini olumsuz etkileyen bir nesil yetişiyor. Oysa tatilin amacı, kendini keşfetmek ve yenileyici bir deneyim elde etmektir.
Velilere dijital sınır koymaları gerektiği de sıkça dile getiriliyor. Çocuk Gelişimi Uzmanı Gizem Alkan, ebeveynlerin telefon ile meşgul olduğu bir ortamda çocukların ekranı bırakmasını beklemenin gerçekçi olmadığını ifade ediyor. Bu nedenle ailelerin evlerinde dijital kurallar koymaları öneriliyor:
Pek çok araştırma, beyin ve beden sağlığı açısından tatil dönemlerini gerçekte dinlenme ve yenilenme süreci olarak değerlendirmenin önemini ortaya koyuyor. Psikiyatrlar, beynin tıpkı fiziksel kaslar gibi dinlenmeye ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Beyin sürekli bilgi işlemiştir ve tatil ise bu sürecin yavaşlaması için bir fırsat sunar. Ekran kullanmak yerine, çocukların kitap okuma, doğa yürüyüşü yapma, resim yapma, müzik dinleme veya ailece oyun oynama gibi aktiviteleri değerlendirmesi, zihinsel sağlıkları için faydalı olacaktır. Zihin, yalnızca doğallıkla temas ettiğinde yenileniyor.
Eğitimciler, tatilin sadece derslerden uzaklaşmak değil, dijital baskıdan da uzaklaşma zamanı olduğunu ifade ediyor. Rehber öğretmenler, “Bir kitap okumak, ailece kahvaltı yapmak ya da doğada yürüyüşe çıkmak, çocuğun yaşamında güçlü bir yenilenme sağlar” diyorlar. Tatili planlarken, etkinlikler değil, denge hedeflenmelidir. Çocukları sürekli ders tekrarına zorlamak yerine farklı meşguliyetler bulmak, onların dinlenmesine katkı sağlayacaktır. Ekransız geçirilen zaman, üretkenliği artırmaktadır.
10 Kasım’da başlayacak bu ara tatil, yalnızca öğrenciler için değil aileler için de dijital alışkanlıkları gözden geçirme fırsatı sunuyor. Uzmanlar, “Gerçek tatil, ekran ışığında değil, gün ışığında yaşanır” diyerek ailelere şu mesajı veriyor: “Tatil boyunca telefon değil, doğa konuşsun. Çocuklar, sanal dünyadan değil, hayatın içinden güç alsın. Çünkü tatilin en büyük tehlikesi, hala elimizde tuttuğumuz o ekranlardır.”
Yorum Yap