Ali Yalçın, zam değerlendirme oranının gerçek değerine ulaşması gerektiğini vurguluyor. Ekonomideki değişiklikler neler?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı ekim ayı enflasyon oranı %2,55 olarak belirlendi. Bu oran, önceki aylara göre dikkate değer bir artış göstermektedir. Temmuz-Ekim dönemini kapsayan dört aylık enflasyon ise %10,25’e ulaşarak, kamu görevlilerinin karşı karşıya kaldığı zorlukların boyutunu gözler önüne seriyor. Bu tablo, kamu çalışanlarının gelir kaybının şimdiden %5 seviyelerinde olduğu anlamına geliyor. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, bu süreçte yapmış olduğu açıklamalarda, yılın son iki ayında fiyat artışlarının devam etmesinin kamu çalışanlarının yaşam standartlarını olumsuz etkileyeceğini vurguladı. “Kış aylarında doğalgaz, elektrik ve zorunlu harcamalar artacak. Kamu görevlilerimiz kışın soğukluğunu ceplerinde yaşamasın istiyoruz” diyerek, önümüzdeki kış aylarının zorluklarına dikkat çekti.
Hakem Kurulu Kararı ve Kamu Görevlileri Üzerindeki Etkisi
Yalçın, 7. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde Hakem Kurulu’nun verdiği kararın, memurlar üzerinde ciddi mağduriyetler yarattığını belirtti. “6 aylık dönemlerde verilen zamlar enflasyona yenildi, maaşlar eridi. Hakem’in bu hatalı kararı daha ne kadar sürdürülebilir?” diyerek, kamu görevlilerinin alım güçlerinin nasıl eridiğini örneklerle açıkladı. Kamu işvereninin ve Hakem Kurulu’nun, statüler arasındaki maaş farklarına sessiz kaldığını ifade eden Yalçın, “Kurumlardaki bordro kıyaslamaları çalışanların moralini bozuyor. Her kamu görevlisi emeğinin karşılığında adil bir ücret istiyor” vurgusunu yaptı. Bu durum, çalışanların psikolojik durumlarını da etkileyerek, iş motivasyonunu düşürüyor.
Devletin Alacaklarına Cömert, Memura Cimri Yaklaşım
Ekim ayı verileriyle birlikte, 2026 yılı Yeniden Değerleme Oranı %25,49 olarak belirlendi. Ancak kamu görevlilerine bu dönem için öngörülen zam oranının %11+%7 olduğu görüldü. Yalçın, bu çelişkili durumu şu sözlerle özetledi: “Alırken bol keseden, verirken boş kese gösteren sistemle adalet sağlanmaz. Kamu görevlilerine yapılacak artış, Yeniden Değerleme Oranı’nın altında olmamalıdır.” Bu durum, memurların yaşam standartlarını daha da düşürmekte ve ekonomik istikrarı sarsmaktadır. Yalçın, ekonomi alanındaki istikrar söylemlerinin, alım gücü sürekli düşen çalışanlar için bir anlam ifade etmediğini belirterek, “İnsanı, emeği ve alın terini değersizleştiren politikalardan acilen vazgeçilmelidir. Devletin teminatı olan kamu görevlileri bu tabloyu hak etmiyor” dedi.
Gelir Artışı Ama Alım Gücünün Düşmesi
Ali Yalçın, kamu görevlilerinin zorunlu giderlerin gelirdeki payının artmasıyla karşı karşıya kaldığını ve yaşam maliyetinin yükseldiğini ifade ederek, “Gelirimiz rakamsal olarak artsa da, reel olarak düşüyor. Kamu görevlilerimiz kişi başına düşen milli gelirden adil pay almak istiyor” dedi. Memur-Sen olarak, 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde işverenin ve Hakem Kurulu’nun önceki hatalarını düzeltmesini isteyen Yalçın, “Çalışanlar arasında huzur ve adaletin yeniden tesis edilmesini bekliyoruz” açıklaması ile gerçekçi taleplerini dile getirdi.
Sonuç olarak, kamu çalışanlarının ekonomik koşullardaki değişikliklere ve artan yaşam standartlarına paralel olarak daha adil bir ücret politikası bekledikleri net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu bağlamda, kamu yönetiminin ve yetkililerin, çalışanların haklarının savunulması adına daha duyarlı ve çözüm odaklı yaklaşımlar sergilemesi gerekmektedir. Aksi halde, hem kamu çalışanlarının motivasyonu azalacak, hem de sosyal huzursuzluklar artacaktır.






















Yorum Yap