Ahmet Türk, çözüm sürecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından desteklenmesi sonucu başarılı bir şekilde ilerlediğini ve devletin iktidar ile uyumlu bir çalışma içerisinde bulunduğunu ifade etti. Türk, bu süreçte yapılan iyileştirmelerin geçmişteki örneklerden daha farklı bir şekilde gerçekleştiğini vurguladı. Özellikle, Abdullah Öcalan ile gerçekleştirilen ilk görüşmelerdeki barışa yönelik samimiyetinin kendisine umut verdiğini anlattı. Türk, bu sürecin toplumun ortak demokratik değerler etrafında bir araya gelme projesi olduğunu ve bu anlamda hukuki bir zemin oluşturulmasının elzem olduğunu belirtti.
Ayrıca, toplumda sağlıklı bir barışın tesis edilmesi adına ana muhalefet partisinin üstlenmesi gereken büyük bir sorumluluk bulunduğunu dile getirdi. Özgür Özel, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu gibi siyasi figürlerin süreçte olumlu bir tavır sergilediklerini söylemesine rağmen, bu süreçte çeşitli eleştirilerin de yapıldığını ifade etti. Türk, çözüm sürecinin sürekliliği ve desteklenmesi gerektiğini bir kez daha altını çizerek belirtti.
Çözüm Sürecinin Önemi ve Toplumsal Katılım
- Ahmet Türk, bu projenin sadece PKK’nın silah bırakması ile sınırlı görülmemesi gerektiğine, aynı zamanda Türk-Kürt kardeşliği ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesi adına da önemli bir adım olduğuna dikkat çekti.
- Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye’nin, tüm Ortadoğu coğrafyasına önemli katkılarda bulunacağını vurguladı.
- Türkiye’deki apolitik kesimin, sürecin önemi konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığını ve bu kesimlere gerekli açıklamaların yapılması gerektiğini belirtti.
Erdoğan’ın Rolü ve Siyasi Destek
- Kürt meselesinin tarihsel bir sorun olduğunu ve bu sorunu çözme gücüne sahip olan liderin, devletin tüm kurumlarındaki etkinliğiyle Erdoğan olması gerektiğine inandığını söyledi.
- Erdoğan’ın, bu anlamda kritik bir rol üstlendiğini ve bu sürecin destekçisi olduğunu vurguladı.
- Özgür Özel‘in yaklaşımını yapıcı ve destekleyici bulduğunu ifade etti, bu tür tutumların süreç için önemini belirtti.
Tarihi Süreç ve FETÖ’nün Etkisi
- Demokratik siyasetin güçlenmesi adına yıllardır büyük çaba gösterdiklerini söyleyen Türk, geçmişteki çözüm sürecinin başarısızlıkla sonuçlanmasının sebeplerinden birinin FETÖ etkisi olduğunu vurguladı.
- FETÖ’nün, devletin çeşitli kademelerine sızmış olduğunu ve bu durumun KCK Davası ile açıkça gözler önüne serildiğini belirtti.
- Şu anki sürecin, geçmişten farklı ilerlediği ve daha sağlam temeller üzerine inşa edildiğini anlattı.
Duygusal Anlar ve Toplumsal Barış
- Trabzon’daki annenin acısının da Şırnak’taki annenin acısı kadar derin olduğunu, tüm ölümlerin toplumsal bir kayıp olduğuna inandığını söyledi.
- Kırgınlıkların ve öfkelerin bir kenara bırakılarak barışa yönelmenin gerektiğini vurguladı, bu konunun toplumsal bir konsensüs sağlanmasında kritik bir adım olduğunu söyledi.
- Devlet Bahçeli‘nin sürece olan desteğini ve kararlı tavrını takdir eden Türk, bu tür tutumların barış sürecinin sağlıklı işlemesinde önemli bir yere sahip olduğunu belirtti.
Liderlik ve Gelecek Perspektifi
- Mustafa Kemal‘in ardından devletin tüm kurumlarında etkin bir liderlik sergileyen kişinin Erdoğan olduğunu belirtti.
- Devlet içinde çözüm sürecine dair güçlü ve kararlı bir eğilimin oluştuğunu ifade etti.
- Bölgedeki büyük bir Ortadoğu projesinin mevcut olduğuna ve Türkiye’nin bu bağlamda Kürtlerle görüşmelerinin zaruri olduğuna vurgu yaptı.
Sürece Katkı ve Akil İnsanlar
- Savaşın çeşitli kesimlere kazanç sağladığını ve çözüm sürecine katkının sağlanmasının önemine dikkat çekti.
- Sürecin yalnızca Kürtlerle alakalı olmadığını, aynı zamanda bir Ortadoğu meselesi olduğunu iyi bir şekilde halka aktarmanın önemli olduğunu belirtti.
Duygusal Anlar ve Kayıplar
- PKK’nın silahların yakılması töreninde yaşadığı duygusal anları paylaştı ve silahlı mücadelenin yerine demokratik siyasetin geçmesi gerektiğine inandığını söyledi.
- Sırrı Süreyya Önder‘in kaybının büyük bir üzüntü kaynağı olduğunu ve onun hizmetlerini asla unutmaktan yana olacağını belirtti.
Sağlık Durumu
Ahmet Türk, kendi sağlık durumu hakkında da bilgi vererek, kanser tedavisinin iyi gittiğini, immünoterapinin başladığını ve her 21 günde bir serum aldığını söyledi. Bu süreç boyunca yaşadığı zorluklar içerisinde adım adım ilerlemenin kendisine umut verdiğini ve iyileşme sürecini olumlu bir şekilde değerlendirdiğini ifade etti.
Yorum Yap