80 kişinin hayatını kaybettiği deprem davasında gündem yaratan iddia: AKP’li müteahhit İngiltere’ye kaçtı! Tüm detaylar burada.
Adıyaman’da 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen yıkıcı depremler, birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olmuş, evlerini yitiren ailelerin dramı ise hala devam etmektedir. Bu depremler sonucunda hayatını kaybeden 80 kişinin arasında yer alanların hikâyeleri, davanın seyrini etkileyen önemli unsurlar haline gelmiştir. Yukarı Şehir Kooperatif Evleri davası, yalnızca bir mahkeme davası olmanın ötesinde, toplumsal bir adalet arayışının sembolü haline gelmiştir. Depremzede aileler, kaybettikleri sevdiklerinin acısını hala yüreklerinde hissederken, adaletin tecellisi için mücadele etmektedirler.
Duruşmada, müşteki avukatları yeni ve dikkat çekici iddialar ortaya koymuşlardır. Avukatlar, davanın sanıklarından biri olan eski AKP Besni İlçe Yönetim Kurulu Üyesi müteahhit Şükrü İşitmen’in Mersin’den kaçak bir şekilde gemiyle İngiltere’ye gittiğini iddia etmişlerdir. Bu durum, davanın ciddiyetini artırmış ve mahkeme sürecinin nasıl şekilleneceği konusunda sorular doğurmuştur. Mehmet Kılıç, haricen yaptıkları araştırmalar neticesinde elde ettikleri bilgiler doğrultusunda, “Mersin’den kaçak bir şekilde gemiyle Londra’ya gittiğini öğrendik. Bu şahıs hakkında kırmızı bülten çıkarılarak Türkiye’ye iadesinin sağlanmasını talep ediyoruz.” ifadelerini kullanarak, Türkiye’nin yargı organlarının bu duruma müdahale etmesi gerektiğine vurgu yapmıştır.
Mahkeme, bu iddiaların ciddiyetini dikkate alarak, Türkiye genelindeki Liman Başkanlıklarına müzekkere yazılması yönünde karar vermiştir. Bunun nedeni, sanığın deniz yoluyla yurt dışına çıkıp çıkmadığının kesin olarak tespit edilmesi gerekliliğidir. Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi, duruşmaya katılmayan sanıklar hakkında mevcut yakalama emirlerinin devamına hükmetmiştir. Bu karar, toplumun adalet beklentisini de yansıtmaktadır.
Emekli öğretmen Davut Güler, depremin yarattığı kayıplarla ilgili duyduğu derin acıyı dile getirerek, önceki dönemde Eylem Tok ve oğlu hakkında çıkarılan kırmızı bülteni hatırlatmış ve aynı işlemin müteahhit İşitmen için de yapılmasını talep etmiştir. Bu bağlamda, depremde öğretmen kızı ve sekiz yaşındaki torununu kaybeden Güler, “Adaletsizlik karşısında sessiz kalmamız mümkün değil. Her kaybımız birer yaşam hikayesidir.” diyerek, duruşmanın önemine vurgu yapmıştır. Enkazdan sağ kurtulan Hatice Elçi ise, eşi ve üç çocuğunu kaybetmiş olmanın yarattığı acıyla “Şikayetim devam ediyor, İşitmen yakalansın” şeklinde ifade etmiştir. Bu sözler, davanın yalnızca bir hukuk meselesi olmadığını, aynı zamanda insan hayatını derinden etkileyen trajedilerin üstüne inşa edilmiş bir adalet arayışı olduğunu göstermektedir.
Mahkeme, sanığın deniz yoluyla yurt dışına çıkışının tespit edilmesi için gerekli yazıların gönderilmesine ve ikamet ettiği bölgede araştırmalar yapılmasına karar vermiştir. Ortaya çıkan bilgiler, davanın daha da derinleşmesine sebep olmuş, Adıyaman halkının ve tüm Türkiye’nin gözleri bu duruşmaya çevrilmiştir. Müteahhit İşitmen hakkında kırmızı bülten çıkarma talebinin ise, bir sonraki celse değerlendirilmesi beklenmektedir. Bu durum, Türk hukuk sisteminin ne denli hassas ve ayrıntılı bir işleyişe sahip olduğunu da gözler önüne seriyor.
Dava, 2 Şubat 2026 tarihine ertelenmiş olsa da, depremzede ailelerin, kaybettikleri sevdikleri için adalet arayışı devam edecektir. Sosyal medyada ve kamuoyunda bu davanın yankıları sürerken, Adıyaman halkı müteahhit İşitmen gibi sorumluların bir an önce yakalanması ve cezalandırılması yönünde beklentilerini dile getirmektedir. Adaletin bir gün tecelli edeceği inancı, bu aileler için hayati öneme sahiptir ve bu süreçte yaşanan her gelişme, faciadan etkilenmiş çok sayıda insan için büyük bir umut ışığı olmayı sürdürecektir.
Yorum Yap