45 yıl sonra adaletin bulunması, şehit unvanının yeniden kazanılmasıyla tarihin sayfalarında yankılanan bir destandır.
Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu’ndan mezun olan Behman Ayrım, yalnızca bir makine mühendisi değil, aynı zamanda vatanına bağlı bir evlat olarak da hafızalarda yer etmiştir. 21 Ağustos 1980 tarihinde, vatani görevini yürütürken, büyük bir acıyla babasının vefat haberini alarak memleketine dönen Ayrım, yaşadığı bu trajik olayın ardından 26 Ağustos 1980’de, Tuzluca ilçesinde PKK terör örgütünün düzenlediği bir saldırıda hayatını kaybetmiştir. Bu saldırı sonucunda annesi ve kız kardeşi de ağır yaralanmış; bu durum, ailede büyük bir yıkıma sebep olmuştur. Behman Ayrım, genç yaşında hayatını kaybederek, ülkesi için canını ortaya koyan bir şehit olma mertebesine ulaşmıştır.
Behman Ayrım’ın hayatı, yalnızca kendisinin değil, aynı zamanda ailesinin de karşılaştığı zorlukların bir yansımasıdır. Oğullarının şehit sayılması için mücadele eden aile, bu konuda yıllarca süren bir hukuki savaşı göğüslemiştir. 45 yıl boyunca süregelen bu zorlu mücadele, aileye belirsizliğin ve adaletsizliğin ortadan kalkacağı umudunu taşımıştır. Nihayetinde, Ayrım’ın ailesinin azmi meyvesini vermiştir ve bu süreç, ailenin beyinlerinde ve kalplerinde bir tür özgürleşme hissiyatı oluşturmuştur. Artık, evlatlarının hatırası ile şehitlik ünvanı arasında bir bağ kurulmuş, bu adımla birlikte yıllardır süregelen haksızlık da düzeltilmiştir.
GURURLUYUZ
Behman Ayrım’ın ‘Şehadet Belgesi’, ailesinin katıldığı bir törenle Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Levent Sabahattin Güldağı tarafından takdim edilmiştir. Bu törende, AK Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım ve şehidin kardeşi Cem Ayrım da yer alarak, bu anlamlı anı paylaşmışlardır. Şehit mühendisin amcası Şamil Ayrım, “45 yıldır verdiğimiz mücadele başarıyla sonuçlandı. Şehidimizin belgesi verildi, çok mutlu ve gururluyuz. Bir haksızlık ortadan kalktı, şehidimizin ruhu şad oldu. Vatan sevgisiyle yanıp tutuşan genç bir mühendis, 45 yıl sonra hakkı olan şehitlik ünvanına kavuştu” şeklinde duygularını belirtmiştir.
Bu özel tören, yalnızca ailesi için değil, aynı zamanda tüm toplum için derin bir anlam taşıyan bir olay olmuştur. Tümgeneral Güldağı’nın, “Bu vatan için can veren her evladımızın hatırası, bu milletin kalbinde ebediyen yaşayacaktır. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin” ifadesi, şehitlerin unutulmaz hatırasının ve vatan sevgisinin ne denli yüce olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Ayrım’ın yaşamı ve ailesinin mücadelesi, yalnızca bir kişiye yönelik değil, tüm toplumun kenetlenmesi gereken bir hikaye olarak da değerlendirilebilir. Her şehit, arkasında bıraktığı aileleriyle birlikte, vatan sevgisinin ve fedakarlığın simgesi haline gelir. Behman Ayrım’ın hikayesi, genç nesillere vatan sevgisini ve adaletin peşinden koşmanın önemini öğretecek bir ders niteliğindedir. Bu tür vakaların, toplumun belleklerinde yer edinmesi ve gerektiğinde hatırlanması, vatanseverlik duygularının pekiştirilmesi açısından hayati bir öneme sahiptir.
Yorum Yap