İlginç derbi istatistikleri ilk devrelerde öne çıkıyor. Detaylar ve analizlerle dikkat çeken sonuçları kaçırmayın!

Türkiye’nin en heyecanlı futbol karşılaşmalarından biri olarak kabul edilen Beşiktaş ile Fenerbahçe mücadelesi, Süper Lig’in 11. haftasında futbolseverlere unutulmaz anlar yaşatmaya hazırlanıyor. Her iki takımın da ligdeki performansı ve gol istatistikleri, yaklaşan karşılaşmanın ne denli kritik ve çekişmeli geçeceğine dair önemli ipuçları veriyor. Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin attığı ve yediği goller, takım stratejileri, savunma-darbe dengesi ve maç içi performansları detaylı bir şekilde analiz edildiğinde, bu ikilinin neden Türk futbolunun en önemli rekabetlerinden biri oldukları net bir biçimde ortaya çıkıyor.
Beşiktaş, şu ana kadar oynadığı 10 lig maçında 5 galibiyet, 2 beraberlik ve 3 yenilgi elde ederek 17 puana ulaşmış durumda. Takımın gol ortalaması 16, yediği gol sayısı ise 12. Fenerbahçe ise oynadığı aynı sayıda maçta 6 galibiyet ve 4 beraberlik kaydederek toplam 22 puan topladı. Attığı 18 golle hücumda Beşiktaş’a üstünlük kurarken, savunmasında sadece 6 gol yemekle ligin en az gol yiyen takımlarından biri olarak öne çıkıyor. Bu durum, Fenerbahçe’nin hem hücum hem de savunmada dengeli bir performans sergilediğini gösteriyor.
Fenerbahçe’nin Sıkı Savunma Stratejisi ve Deplasmanda Üstünlüğü
Bu sezon Fenerbahçe’nin kalesinde sadece 6 gol görülmesi, takımın defansif disiplininin ne kadar yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Ligde lider durumda olan Galatasaray ile birlikte en az gol yiyen takım konumundalar. İstatistiklere göre, Süper Lig’de 10 maçtan 5’inde kalesini gole kapatan sarı-lacivertliler, maçların ilk yarılarında ise rakiplerine sadece 2 gol fırsatı vermişlerdir. Bu stratejik savunma anlayışı, özellikle deplasman maçlarında daha da belirginleşmektedir. Fenerbahçe, deplasmanda oynadığı 5 maçta ilk devre rakiplerine gol şansı tanımayarak rakip ekiplerin hücum gücünü büyük ölçüde kırmıştır. Bu maçlardan 2’sini kazanıp 3’ünde berabere kalan takım, böylece puan kayıplarını minimumda tutmayı başarmıştır.
Özellikle Kocaelispor ve Alanyaspor karşılaşmalarında ilk yarı skorları, Fenerbahçe’nin ilerleyen dakikalarda üstünlüğü ele alıp oyunu lehine çevirebildiğinin göstergesidir. İç sahadaki oyun performansını deplasmanda da sürdüren sarı-lacivertliler, toplamda 18 gol atarken, sadece 6 gol yiyerek etkileyici bir performans sergiliyorlar. Bu durum, teknik direktör Domenico Tedesco’nun hem hücumda yaratıcı oynayan futbolcuları hem de disiplinli savunma anlayışını mükemmel bir şekilde harmanladığının ürünü olarak okunabilir.
Beşiktaş’ın Ev Sahasındaki Gol Frekansı ve Zamanlama Sorunları
Beşiktaş, ligde evinde oynadığı 4 maçın tümünde rakiplerine gol yedirerek savunma açısından bazı zayıflıklar yaşadığını göstermektedir. 4 iç saha maçında 8 gol atan siyah-beyazlılar, bu karşılaşmalarda kalesinde 5 gol gördü. Evindeki oyunlarında sık sık karşılaştığı zorluklar özellikle maçların kritik anlarında ortaya çıkmaktadır. Örneğin, Eyüpspor ve RAMS Başakşehir maçlarında galibiyeti uzatma dakikalarına bırakması, sahadaki konsantrasyon ve savunma organizasyonunda zaman zaman kopukluklar yaşandığını düşünmeye sevk eder.
Sergen Yalçın’ın takımının ilk golü yediği maçlarda galibiyete ulaşma oranı düşük; zira eşleşmelerin çoğunda rakipler ilk golü bulduklarında Beşiktaş puan kaybı yaşamış. İç saha karşılaşmalarından özellikle Gençlerbirliği mücadelesinde öne geçmelerine rağmen maçı kaybetmeleri, maç içi psikolojik faktörlerin ve mücadelede sürekliliğin önemini göstermektedir. Beşiktaş’ın 10 maçın sekizinde gol yemesi, savunma hattındaki açıklıkların giderilmesinin öncelikli hedeflerden biri olduğunu ortaya koyar. Bu durum, takımın psikolojik dayanıklılığı ve maç yönetimi konusundaki geliştirilmesi gereken yönlere işaret eder.
İlk Golün Maç Sonucuna Olan Etkisi
Her iki takım için de ‘ilk golü atmak’ oyunun seyrini ciddi şekilde etkileyen bir faktör olarak değerlendirilebilir. Fenerbahçe, ligde 10 maçın 7’sinde ilk golü bulan taraf olmuş ve bu maçların 6’sını kazanmayı başarmıştır. Bu durum, erken golün takıma moral verdiğini ve üstünlüğü perçinlediğini kanıtlar niteliktedir. Öte yandan ligde berabere kaldığı veya puan kaybettiği maçlarda ise genellikle öne geçmesine rağmen puanı koruyamama sorunu dikkat çekmektedir. Bu, maç sonuna kadar oyunu disiplinli ve kontrollü oynama gereksinimini ortaya koyar.
Beşiktaş cephesinde ise ilk golü attığı 7 maçtan 3’ünde puan kaybetmiş olması, takımın gol üstünlüğü sonrasında maçı tamamlamada sorunlar yaşadığını gösterir. Özellikle derbi maçlarında ve içeride oynanan karşılaşmalarda savunmadaki dalgalanmalar, puan kayıplarının temel nedenleri arasında yer almaktadır. Siyah-beyazlı formasyonun maç boyunca istikrarlı kalarak avantajı sürdürme konusunda geliştirmeye açık alanları olduğu net bir biçimde gözlemlenebilir.
Sonuç olarak, Beşiktaş ve Fenerbahçe arasında bu sezon yaşanan gol istatistikleri, takımların hem hücum hem savunma alanındaki farklı yaklaşımlarını ve stratejik tercihlerini gözler önüne sermektedir. Fenerbahçe savunma disipliniyle, Beşiktaş ise evindeki mücadelelerde gole ulaşma yeteneğiyle öne çıkarken, her iki takımın da eksik yönlerini tamamlaması ve maç yönetimindeki performansını artırması önemli bir gereklilik haline gelmiştir. Bu rekabet, sadece puan tablosuna değil, Türk futbolunun genel kalitesine ve heyecanına da önemli katkılar yapmaktadır.






















Yorum Yap