Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in DÜNYA Gazetesi’nin düzenlediği Küresel Ekonomi – Türkiye Ekonomisinin Görünümü zirvesinde katılımcılara özel bir sunum yaptı. DÜNYA Gazetesi İmtiyaz Sahibi Umut Güner’in ev sahipliğinde gerçekleşen zirveye, Bulls Holding Yönetim Kurulu Üyesi Neslihan Mumcu, Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Burhaneddin Tanyeri, Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, Akbank Genel Müdürü Kaan Gür ve QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan katıldı.

Nurdoğan A. ERGÜN – Hamide HANGÜL
DÜNYA Gazetesi tarafından organize edilen Küresel Ekonomi Zirvesi kapsamında düzenlen “Küresel Ekonomik Görünüm Ekseninde Bankacılık Sektörünün 2026 Perspektifi” konulu panelde, Türkiye bankacılık sektörünün önde gelen isimleri, Türkiye’de finans sektörünün mevcut durumu ve geleceğini masaya yatırdı. Panelin moderatörlüğünü yapan TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, “2025 zor geçse de bizim her yılımız zor geçiyor. 2026’de daha pozitif bir yapıya doğru gideceğimizi hissediyoruz” dedi. Cumhuriyet’in 102’nci kuruluş yıl dönümünü de kutlayan Leblebici, “Biz aslında kurucu liderimizi dünyada barış, yurtta ve barış ilkesiyle hareket eden bankacıları olarak barışın ticaretten geldiğine inanıyoruz. Ve global anlamda Türk firmalarının dünyaya entegrasyonunun desteklenmesi gerektiğini ve Türk firmalarının yarattıkları değerlerin sürekli korunması gerektiğini, kamu özel ayrımı olmadan onların büyümesi, dünyaya entegre olması, zor koşullarda yaşamlarını devam ettirebilmesi için elimizden gelen desteği veren kurumlar olarak dezenflasyon sürecinde de desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

Alparslan Çakar: İstikrarın sağlanmasıyla daha çok firmaya katkı vereceğiz
Panelde Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, finans sektörünün de dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmelerden bağımsız olamadığını, dolayısıyla son zamanların en popüler kavramının ‘belirsizlik’ olduğunu söyledi. 2025 yılında en büyük konunun TL-yabancı para mevduat dengesinin sağlanması olduğunu kaydeden Çakar, “Bankacılık sonuçta bir aracılık sektörü. Hükümet, politikalarının para politikasının temel uygulayıcısı. Öyle olunca tabii bütün bu süreçlerin tamamı öncelikle bankacılık sektörünü etkiliyor” dedi. Orta Vadeli Programın aynı kararlılıkla devam edeceği varsayımıyla faiz indirim döngüsünün de devam etmesiyle önümüzdeki yıl da makro ihtiyati tedbirlerin devam edeceğini söyleyen Çakar, “Ama enflasyonun düşüşüyle fiyat istikrarının sağlanmasıyla, bunların daha yavaş olsa da hayatımızdan çıkacağı varsayımıyla biz de daha çok firmalarımıza, yine büyüme çerçevesinde katkı verebileceğiz” diye konuştu.
Osman Arslan: Reel sektörü desteklemek açısından likidite sorunumuz yok
Panelde konuşan Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan da bankacılık sektörünün 2025 gündemine değinerek, “Orta Vadeli Program perspektifine uyum sağlamak ve aynı zamanda o programın başarılı olması için biz de bankalar olarak üzerimize düşen görevleri yapmak durumunda kaldık. Çünkü finansal istikrar ve bankacılık istikrarı sağlanmadığı zaman bankaların dolayısıyla genel sektörün sağlıklı işlemesi zorlaşıyor. Tabii programın etkisiyle özellikle uluslararası piyasalardan daha fazla cazip koşullarla borçlanma imkanımız arttı” dedi. Reel sektörü destekleme konusunda likidite koşullarında bir problem olmadığını belirten Arslan, “Burada tek konu fiyatlamanın yüksek olmasından dolayı finansal erişimde bir problem gözükebilir ama bu da Merkez Bankası politikasıyla aşağı gidiyor. O açıdan bankacılık sektörü gelecek yıl da güçlü bir şekilde, 2025’e göre daha iyi bir şekilde başta esnaf ve KOBİ’ler olmak üzere reel sektörü destekleyecek ” ifadelerini kullandı.
Kaan Gür: Teknoloji kaçınılmaz, bize düşen adaptasyonu sağlamak
Türk bankacılık sisteminin her konuda rüştünü ispatladığını söyleyen Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, “Türkiye’nin rekabetçilik avantajını kaybetmeden yoluna devam edebilmesi için de Türk bankacılık sektörünün özellikle teknoloji ile bir araya geldiği noktada regülasyon çerçevesinde her türlü desteği almaya ihtiyacı var” dedi. Büyüyen fintek ekosistemi ve Akbank’ın fintek iş birliklerine işaret eden Gür, “Finteklerin çok hızlı bir hareket etme kabiliyeti var. Bankaları daha konvansiyonel yapılar gibi düşündüğümüzde esasında bizim rekabet etmektense birlikte rekabet ortamını yaratacağımız iş birliklerine ihtiyacımız var. Teknoloji kaçınılmaz olarak yaşamımızın içinde ve bize düşen de bu adaptasyonu çok hızlı bir şekilde yapmak. Sonuçta biz bankacılık diyoruz. Bizim müşterilerimize karşı dünyanın en iyi teknolojisini kullansak bir sorumluluk görevimiz var” şeklinde konuştu.
Ömür Tan: Türkiye’nin yakalaması gereken fırsatlar bu dönemde çok var
QNB Bank Genel Müdürü Ömür Tan, Türkiye’nin uyguladığı programının gayet iyi olduğunu söyledi. Tan,”Program doğru adımlar, doğru zamanlarda doğru işleri yaparak başarıyla devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de bu böyle pozitif bir şekilde devam edeceğini düşünüyoruz. Türkiye’nin yakalaması gereken fırsatlar bu dönemde çok var. Bunlardan bir tanesi sürdürülebilirlik. Sürdürülebilirlik dünyada çok önemli bir ve rekabet avantajı. Burada rekabette firmalarımızın da, bizlerin de önünü çok açacak ve önümüzdeki yıllarda fark yaratacak bir konu olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.






















Yorum Yap