Yakup Sekizkök, Avrupa ikinciliğinin büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı olduğunu vurguladı.

Yakup Sekizkök, Galatasaray MCT Technic Erkek Basketbol Takımı’nın başantrenörü olarak, hem kulüp hem de milli takım düzeyinde önemli bir misyona sahiptir. Şubat 2024’ten beri Galatasaray başantrenörlüğünü üstlenen Sekizkök, aynı zamanda Türkiye A Milli Erkek Basketbol Takımı’nın teknik kadrosunda yer alıyor. Bu iki sorumluluk, ona Türk basketbolunun hem kulüp organizasyonu hem de uluslararası arenadaki gelişimi hakkında kapsamlı bir perspektif sunuyor.
2024 Avrupa Şampiyonası’nda A Milli Erkek Basketbol Takımı’nın elde ettiği gümüş madalya, Türk basketbol tarihine yeni bir sayfa açmıştır. Bu başarı, yalnızca bir turnuva derecesi değil, aynı zamanda geleceğe yönelik umut ve hedeflerin somut temsili olarak değerlendirilmektedir. Yakup Sekizkök, bu durumun Türk basketbolundaki genç jenerasyonlar için büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu ve bu başarının daha iyi sportif sonuçlar için bir yol haritası oluşturduğunu vurgulamaktadır.
Milli takım oyuncularımızın uluslararası arenadaki görünürlüğü ve performansı, Türk basketbolunun geldiği noktayı açıkça gösteriyor. Kadroda yer alan isimlerin çoğu, NBA, Avrupa Ligi gibi üst düzey liglerde forma giyerek deneyim kazanmaktadır. Bu oyuncular, hem bireysel olarak gelişirken hem de milli takım için önemli sorumluluklar üstlenerek sahada liderlik gösterir. Özellikle kaptan Cedi Osman, Shane Larkin ve Alperen Şengün gibi oyuncular, hem saha performansları hem de takım içindeki liderlikleriyle öne çıkmaktadır.
Bu başarı, sadece oyuncuların değil, aynı zamanda antrenör kadrosunun da katkısı ile mümkün olmuştur. Yakup Sekizkök, antrenör olarak genç yeteneklerin gelişimine odaklanırken, milli takımın aldığı ivmeyi devam ettirebilmek için sistematik çalışmalara önem vermektedir. Türk basketbolunun geleceğinde daha fazla uluslararası derece alması için antrenörlerin, altyapıların ve yönetimlerin birlikte hareket etmesinin şart olduğunu belirtmektedir.
Sekizkök, Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nin kalitesinin her geçen yıl arttığını ve artık İspanya Ligi başta olmak üzere Avrupa’nın diğer büyük ligleriyle aynı seviyeye yükseldiğini ifade etmektedir. Türkiye’deki kulüplerin Avrupa kupalarında gösterdikleri başarılı performans, ligimizin uluslararası düzeyde ne kadar rekabetçi olduğunu ortaya koymaktadır. Bu gelişme özellikle Fenerbahçe’nin Avrupa Ligi şampiyonluğu ve Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde finale yükselmesi gibi önemli başarılarla desteklenmiştir.
Bunun yanı sıra ligimize yeni katılan takımların yaptığı ciddi yatırımlar, Türk basketbolunun ekonomik ve sportif açıdan güçlendiğinin somut göstergesidir. Bu durum, lig kalitesinin artmasına ve izleyici ilgisinin yükselmesine zemin hazırlamaktadır. Galatasaray olarak da hedefimiz, Süper Lig’de ilk dört içerisinde yer almak ve Şampiyonlar Ligi’nde düzenli olarak Dörtlü Final aşamasında mücadele etmektir.
Süper Lig’de sezonun ilk maçında bazı oyuncuların sakatlık durumları ve henüz takıma tam uyum sağlayamamaları sebebiyle istenilen sonuç alınamamış olsa da, takım giderek yükselen bir performans trendine girmiştir. Önümüzdeki maçlarda elde edilecek başarılarla, takımın kendine yakışan yere geleceği kesinleşmiştir.
Özellikle Avrupa kupalarında oynanan maçlarda alınan galibiyet serisi, takımın motivasyonu ve performansını artırmıştır. Wurzburg ile deplasmanda oynanacak ve grup liderliğini doğrudan etkileyecek kritik maç, sezonun dönüm noktalarından biri kabul edilmektedir. Bu karşılaşmanın kazanılması halinde grup liderliği beklenmekte ve Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde en üst noktaya çıkmak için daha sağlam bir konuma yerleşecektir.
Galatasaray MCT Technic Başantrenörü Yakup Sekizkök, Süper Lig play-off aşamasında saha avantajının önemine özel bir vurgu yapmaktadır. Ligde Fenerbahçe ve Anadolu Efes gibi bütçe ve organizasyon olarak farklı bir seviyede takımlar bulunmaktadır. Onların yanında Bahçeşehir Koleji, Beşiktaş ve Türk Telekom gibi güçlü ekipler yer almakta ve bu rekabet ortamı, ligde üst sıralarda kalmak için güçlü bir mücadelenin gerekliliğini göstermektedir. Geçen sezon Türkiye Kupası ve Şampiyonlar Ligi’nde yakalanan başarıların ardından, Süper Lig’de de istenilen hedeflere ulaşılması için kararlı bir çalışma yürütülmektedir.
Kadro yapılanmasına ve transfer politikalarına dair önemli değerlendirmelerde bulunan Sekizkök, özellikle küresel basketbol pazarındaki değişikliklere dikkat çekmektedir. NBA’de takımların geniş oyuncu kadroları kurmaları, G Ligi ve diğer liglerin rekabet seviyesinin yükselmesi, Çin ve Japonya gibi piyasaların ortaya çıkması gibi unsurlar nedeniyle kaliteli oyuncuların transferinde zorluklar yaşanmaktadır. Buna rağmen Galatasaray, bu zorlukları aşarak deneyimli oyuncularla kadrosunu güçlendirmiştir. Sahada rekabetçi ve başarılı olabilmek adına gerektiğinde ara transfer dönemlerinde de takıma katkı sağlayacak oyuncuların kadroya katılması hedeflenmektedir.
Genç oyunculara verilen önem ise yakından takip edilmekte ve altyapının gelişimi için özel yatırımlar yapılmaktadır. ABD’de eğitimini tamamlayan Tibet Görener, Zekeriya Yiğit Tekin ve Efe Şekeroğlu gibi genç yeteneklerin kulübe kazandırılması, Türk basketbolunun uzun vadeli planlaması açısından değerlidir. Bu gençlerin yavaş yavaş A takım seviyesinde sorumluluk almaya başlaması ve ilerleyen süreçte takımın lider oyuncuları haline gelmeleri beklenmektedir.
NBA ve FIBA arasında kurulması beklenen NBA Avrupa ligi, Avrupa basketbolunda büyük bir dönüşüm yaratacaktır. Bu oluşum, finansal yatırımlar, oyuncu kalitesi ve pazarlama anlamında Avrupa basketbolunun küresel rekabette daha güçlü bir konuma gelmesini sağlayacaktır. Sekizkök, bu gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve Galatasaray olarak bu piyasaya uyum sağlamak adına hem finansal hem idari hazırlıklar yaptıklarını belirtiyor. NBA Avrupa’nın önümüzdeki birkaç yıl içinde başlayacağı öngörülmekte, bununla birlikte kulüplerin ekonomik sürdürülebilirliklerini artırması hedeflenmektedir.
Yakup Sekizkök, A Milli Takım başantrenörü ve aynı zamanda Panathinaikos takımının koçu olan Ergin Ataman hakkında da her zaman pozitif yorumlarda bulunmakta, uzun yıllara dayanan iş birliğinin ortaya koyduğu başarılı ve koordineli çalışmanın Türk basketboluna büyük katkı sağladığını vurgulamaktadır.
Alperen Şengün, milli takımın ve NBA’in önemli genç yıldızlarından biridir. Sekizkök’e göre, Alperen hem fiziksel olarak dayanıklılığını artırmış hem de mental açıdan turnuva ve sezon boyunca önemli yükler kaldırmıştır. NBA’de gösterdiği performans, gelecek sezonlar için olumlu işaretler vermektedir. Adem Bona ise gelişimini sürdürmekte ve gelecek turnuvalarda milli takıma önemli katkılar sağlaması beklenmektedir.
Türk basketbolunun ilerlemesi için antrenörler, oyuncular, hakemler ve yöneticiler arasında sürekli bir iş birliği ve gelişim ortamının yaratılması gerektiğini ifade eden Sekizkök, erdemli ve disiplinli çalışma anlayışıyla bu sürecin başarıyla yönetilebileceğine inanıyor. Ayrıca seyirci ilgisinin artırılması, salonların daha dolu olması ve taraftarların takımlarına güçlü destek vermesi de basketbolun gelişimi açısından kritik öneme sahiptir. Galatasaray’ın basketbol sahasına dönüşü ve lige verdiği önem, taraftarların motivasyonunu artıracak bir başka unsurdur.
Sonuç olarak, Yakup Sekizkök, Türk basketbolunun tüm paydaşlarının omuzlarına büyük görevler düştüğünü, ancak bu yoğun çalışma ve sorumluluk bilinci ile Türk basketbolunun çok daha ileri noktalara taşınabileceğini kesin bir ifadeyle belirtmektedir.






















Yorum Yap