Şanlıurfa’da 14 yaşındaki bir çocuğun inşaattan düşerek hayatını kaybetmesi, ihmalin trajik yüzünü gözler önüne seriyor. Kader değil, ihmal!

Şanlıurfa’nın merkez Karaköprü ilçesi Batıkent Mahallesi’nde, 14 yaşındaki bir çocuğun çalıştığı inşaatın 5’inci katından düşerek hayatını kaybetmesi, toplumda derin bir üzüntü ve infial yarattı. Bu trajik olay, çocuk işçiliğinin acı ve tehlikeli yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle, 15 yaşından küçük çocukların çalıştırılmasının yasak olduğu bir dönemde, bu tür bir olayın yaşanması, birçok soru işareti doğuruyor. Ailelerin ekonomik zorlukları karşılamak adına çocuklarını çalışma hayatına sokmaya zorlanması, neredeyse her gün karşılaştığımız bir gerçek. Çocukların eğitimden uzaklaşarak tehlikeli işlerde çalışması, sadece bireysel hayatları değil, toplumun geleceğini de karartıyor.
Şanlıurfa Barosu Emek Komisyonu, bu olayla ilgili yaptığı yazılı açıklamada bir dizi önemli noktaya değindi. Açıklamada “Çocuk işçiliği kader değil, ihmaldir” ifadesi dikkat çekti. Baro, çocuk işçiliğinin ülkemizdeki boyutlarına değinerek, bu sorunun ciddiyetine vurgu yaptı. Komisyon, yapılan her işin altında yatan ihmallerin ve denetimsizliklerin, çocukların hayatına mal olduğunu bir kez daha hatırlattı. Bu tür olayların meydana gelmesi, yalnızca işverenin sorumluluğu değil, aynı zamanda devletin de üzerine düşen görevi yerine getirmediğinin bir göstergesi. Çocuklar, hayatlarının en değerli ve masum döneminde, her türlü tehlikeye maruz kalmamalıdır.
Bunların yanı sıra, Şanlıurfa Barosu, yaşanan bu trajik olayın nedenlerini açığa çıkarmak adına acilen kapsamlı bir soruşturmanın başlatılması gerektiğini vurguladı. Sadece bu olayı yaşayan ailenin değil, toplumun tamamının bu konu üzerine düşünmesi ve gerekli adımları atması gerekiyor. Çocukların yaşamları, yalnızca bir istihdam kaynağı olarak görülmemeli, onların eğitim hakkı, sağlık hakları ve güvenli bir yaşam sürme hakları da ivedilikle korunmalıdır. Ekonomik zorluklar, çocuk işçiliğini tetikleyen en büyük faktörlerden biri olsa da, bu sorun yalnızca ekonomik bir problem değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir meseledir.
Çocuk işçiliğine karşı verilen mücadelede, toplumun her kesiminin üzerine düşen görevler vardır. Devlet, işverenler ve aileler, bu konuda bilinçli ve sorumlu davranmalıdır. Öyle ki, çocuklar çalışmak zorunda kalmadan da insan onuruna yakışır bir yaşam sürdürebilir. Eğitim fırsatlarının artırılması ve ailelerin ekonomik durumlarının iyileştirilmesi, bu tür acı olayların önüne geçmek için kritik öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki, her çocuk, sadece bir iş gücü değil, ülkenin geleceğidir.






















Yorum Yap