Güllü’nün yaşadığı acı olayda, Bakanlık kaynaklarından KADES doğrulamasıyla gerçekler gün yüzüne çıkıyor. Detaylar için tıklayın!

Yalova’da 26 Eylül gecesi trajik bir şekilde hayatını kaybeden ünlü şarkıcı Güllü‘nün ölümü, müzik camiasında ve sevenleri arasında büyük bir üzüntüye neden oldu. Henüz genç yaşta hayata veda eden Güllü’nün ölümü, birçok soruyu da beraberinde getirdi. Özellikle, sanatçının ölümüne dair yapılan araştırmalar ve ortaya atılan iddialar, olayı daha da karmaşık hale getiriyor. Üzerinde durulması gereken en çarpıcı konu, Güllü’nün şiddet görüp görmediği meselesidir. Bu konuda birçok dedikodu ve iddia gündeme gelse de, en belirgin olanı, Oğlundan Şiddet Gördüğü İddiasıdır.

Bu Sabah programında sunucu Sevilay Yılman, Güllü’nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter tarafından şiddete maruz kaldığını öne sürdü. Yılman, sanatçının KADES (Kadın Destek Uygulaması) aracılığıyla yardım istediğini iddia etti. Bu durum, izleyicilerin dikkatini çekti ve Güllü’nün önemli bir destek mekanizması kullanarak yaşamında karşılaştığı zorlukları aşmaya çalıştığına dair bir kanıt sundu. Ancak, bu iddialar henüz kesinleşmemiş birer varsayım olarak kalmaktadır. KADES uygulamasına duyulan ihtiyaç, Güllü’nün yaşadığı psikolojik baskının bir işareti olabilir. Şiddet mağduru kadınların yaşadığı zorlukları ve toplumda bu konuda yaşanan duyarsızlığı göz önünde bulundurursak, Güllü’nün durumu, basit bir işaret değil, derin bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bununla birlikte, KADES Kayıtları Ortaya Çıktı başlığı altında yapılan açıklamalar, bu konuda daha fazla bilgi edinebilmemize olanak sağlıyor. Neler Oluyor Hayatta programı, Güllü’nün KADES uygulaması aracılığıyla yardım talep ettiğini doğruladığını bildirdi. İçişleri Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Güllü’nün KADES’e yaptığı çağrı, 5 Mart 2023 tarihinde, saat 16.34‘te gerçekleşti. Bu, olayın ciddiyetini gösteren bir detaydır. Ancak daha can alıcı olan nokta, Güllü’nün olay yerine gelen ekiplerin müdahalesi sonrasında şikayetçi olmaktan vazgeçmiş olmasıdır. Bu durum, toplumsal algının yanında, bireysel psikolojik faktörlerin de devreye girdiğini düşündürüyor.
Birçok kadın, şiddetle karşılaştıklarında genellikle yardım çağırmaktan çekinmekte ya da bunu içselleştirerek edindikleri korkular yüzünden adım atmaktan vazgeçmektedir. Güllü’nün durumu da benzer bir mecrada ilerlemiş olabilir. Güllü’nün hayatına dair bu ayrıntılar, onun hem kariyeri hem de yaşamı üzerine daha fazla sorular sormamıza neden oluyor. Şiddetin boyutlarını gözler önüne seren olaylar, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konularında daha fazla farkındalık yaratmak için bir fırsat sunmaktadır.
Güllü’nün hayatını kaybetmesiyle ilgili gelişmeler, sadece bir sanatçının kaybı olarak değil, aynı zamanda kadınların maruz kaldığı şiddetin görünürlüğü açısından da ele alınmalıdır. Şimdi herkesin aklında sadece Güllü değil, onun yaşadığı mücadele, toplumdaki diğer kadınların karşılaştığı benzer güçlükleri de gündeme getiriyor. Bu olay, her birimizin üzerine düşen sorumlulukları sorgulamamıza ve toplum olarak nasıl bir değişim yaratabileceğimizi düşünmemize vesile olmalıdır.






















Yorum Yap