Avrupa Birliği’nde Ukrayna mali krizinin etkileri ve sorumluluk tartışmaları. Hangi yükümlülükler üstlenilmeli? İşte kesin yanıtlar.

Ukrayna ile ilgili gelişmeler Avrupa’nın gündeminde önemli bir yer tutuyor. Avrupa Birliği, savaş halindeki Ukrayna’ya destek sağlamak amacıyla finansal yardımları artırmayı hedefliyor. Ancak, bu konuda hemen her adımı desteklemeyen tek ülke olarak Macaristan öne çıkıyor. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla, ülkesinin bu yardımları üstlenmesinin mümkün olmadığını net bir şekilde ifade ediyor. Ukrayna’nın savaşı sürdürebilmesi için ihtiyacı olan devasa rakamlar, Avrupa ülkeleri arasında tartışmalara yol açıyor. Orban, Macaristan’ın bu yükümlülüğü kabul etmesini sağlamaya çalışan Brüksel yetkililerinin politikalarını eleştiriyor.
Orban, İngiltere merkezli bir medya kuruluşunun haberine atıfta bulunarak, Ukrayna’nın önümüzdeki dört yıl boyunca yaklaşık 400 milyar dolar gibi bir desteğe ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Bu meblağın büyük bir kısmının mermi, yeniden inşa, maaşlar ve emekli maaşları için harcanacağı belirtiliyor. Orban, bu yükün altında kalmanın Macaristan için uygun olmadığını ifade ederek, “Faturayı ödemek bizim görevimiz değil” dedi. Bu ciddi rakamların üzerinin çizilmesi, Macaristan gibi mali açıdan zayıf ülkelerin, kendi halklarını desteklemekten alıkonulmasına neden olabilir.
Orban, Avrupa Birliği’nin, Ukrayna’yı finanse etmek amacıyla çeşitli yollar arayışında olduğunu, ancak bunun kabul edilemez olduğunu savunuyor. “AB, Macaristan’da kukla bir hükümet istiyor” ifadesi, Brüksel’in baskıcı politikalarının bir eleştirisi olarak öne çıkıyor. Orban, Avrupa Kamu Savcılığı Ofisi’nin, ülkelerin ekonomik politikaları üzerinde doğrudan kontrol kurmaya çalıştığını ve bu sebeple Macaristan gibi ülkelerin kendi iradelerinin dışına itilmeye çalışıldığını ifade etti.
Macar hükümeti, kendi içerisindeki politikalarını da sürdürülebilir hale getirmeye çalıştığını belirtiyor. Orban, Macar aileler, işletmeler ve emekliler için çeşitli desteklerin sunulacağını belirtti. Örneğin, 2 veya 3 çocuğu olan annelere vergi muafiyeti getirmeyi, işletmelere yönelik %3 kredi programını genişletmeyi ve emeklilere 14. maaşı geri getirmeyi planladıklarını dile getirdi. Bu tür hamleler, halkın ekonomik sıkıntılarını hafifletmeyi amaçlarken, aynı zamanda Ukrayna’ya yapılacak yardımların önünü kapatmak için atılan adımlar olarak değerlendiriliyor. Orban, “Macarların parasının Ukrayna’ya gönderilmesine izin veremeyiz” açıklaması ile ülkesinin kendi halkını koruma arzusunu güçlü bir şekilde ortaya koyuyor.
Böyle bir durum, Avrupa içinde iktidar dengeleri ile birlikte uluslararası ilişkilerde de önemli bir ayrışıma yol açacak gibi görünüyor. Ukrayna tehdidi olan bir savaşın ortasında, Macaristan’ın pozisyonu, diğer Avrupa Birliği ülkeleri ile arasındaki ilişkiyi zorlaştırabilir. Öte yandan, Macaristan’ın bu olumsuz tutumunu, üye ülkeler üzerindeki baskıları artırabileceği yönünde değerlendirmek de mümkün. Dolayısıyla, Orban’ın tavrı, yalnızca Macar halkının ekonomik çıkarlarını korumakla kalmayıp, aynı zamanda Avrupa içindeki dinamizmin yeniden şekillenmesine yol açabilir.






















Yorum Yap